KıbrısManşetSiyaset

Erenköy mü demiştiniz?

Bu ülkenin, bu toplumun geçmişini zerre kadar bilmeyen, yalanla, hamasetle uğraşmaktan da bıkmayan herkesi; özellikle dünkü törenlerde gereksiz ve sadece şov maksatlı konuşma yapanları da esefle kınıyorum...

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi Resmi Twitter Hesabı’ndan dün sabah bir paylaşım yapıldı…

Erenköy Mücadelesi ile ilgili…

Mesaj, “yazılı bir metin” ve bazı fotoğraflar içeren “video”dan oluşuyor.

Yazılı metin şöyle:

“Üniversite tahsillerini yarıda bırakarak vatanlarını korumak uğruna Erenköy’e çıkan 562 mücahidimizi saygı ve minnetle anıyor, soydaşlarına yardım ederken şehit düşen Yüzbaşı Cengiz Topel’e Allah’tan rahmet diliyoruz. Ne mutlu Türk’üm diyene!”

-*-*-

Şikayeti olan var mı?

Yok!

Buraya kadar sıkıntısız!

-*-*-

Ama videoda kullanılan resimlerden biri “Alevkaya” veya “Alevga” köyünü işgal eden Rum asker ve milislerin fotoğrafı!

-*-*-

Rumlar, ele geçirdikleri köydeki Türk Bayrağı ile poz vermişler!

“Zafer fotoğrafı” görüntüsü var!

-*-*-

Diyeceksiniz ki, TC Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi bu fotoğrafı “Rum vahşeti” veya benzeri amaçla “seçmiş”tir!

Olabilir!

İtirazım yok!

Ama benim iddiam; bu ofisin, bu fotoğraftaki kişileri bilmemesi, kimseye sormaması, uydurması, propaganda yapmaya çalışması ve “rezil olması”dır!

-*-*-

Her zaman gururla ve onurla söylerim; ben bir Dilliro’yum…

Yani, Dillirgalı…

Babam, Xerovouno (Kurutepe) doğumludur…

Kurutepe’liler 1930’larda Limnidi’ye yani Yeşilırmak’a yerleşmeye başladılar.

Kurutepe tamamen terk edildi.

Şimdi Yeşilırmak var.

Erenköy veya Koççina, yani efsane mücadelenin yapıldığı yer ile Yeşilırmak, kader birliği yaptı.

Yaklaşık 600 genç Kıbrıslı, Türkiye ve İngiltere’den gelip Erenköy ve Yeşilırmak’ta çok büyük bir direnişe imza attı.

-*-*-

Dayım Ahmet Teralı (Allah rahmet eylesin) ve amcam Fadıl İncirli (Allah uzun ve sağlıklı ömür versin) 1964 -1965 Erenköy mücahididir…

Amcam, ayrıca 1974 yılında Yeşilırmak’ta askerdir.

Her ikisi de matematikçi – öğretmen ve her ikisi Ankara Fen Fakültesi mezunudur.

-*-*-

Babam, aynı yıllarda Yeşilırmak mücahididir.

Öğretmendir.

-*-*-

Bölgeyi çok iyi biliyorum…

Adım adım…

Dillirga’da, Türk veya Rum sınırlarında; denizinin her metresinde yüzdüm; yollarını – dağlarını karış karış bilirim.

Övüneceğim tabii ki!

-*-*-

Askerlik görevimin bir kısmını Erenköy’de yaptım…

Gururla… (1990)

Günlerce oradaki arşivleri, eski dosyaları okudum…

İnceledim…

Hayran kaldım…

-*-*-

Erenköy’deki bölüğün komutanları Türkiye’den geliyordu…

Ben askerdeyken, bu kural değişti.

Son Türkiyeli bölük komutanı (Burhan Hasırcı) ve ilk Kıbrıslı bölük komutanı (Metin Eray) ile birlikte görev yaptım.

Benden çok büyük değiller ama ikisine de sevgilerimi, saygılarımı iletiyor; ellerinden öpüyorum…

-*-*-

Emekli Albay Metin Eray, yüzbaşı rütbesindeyken Erenköy’e tayini çıktığında ve görev için ilk geldiğinde çok heyecanlıydı.

Çünkü, abisi, Mehmet Mazhar Eray bir “Erenköy Şehidi”ydi…

Metin Eray’ı tanıyanlar bilir; çok şakacıdır, müzik tutkunudur, belki de uluslararası alanda yarışma şansı bulmuş olsa, tabanca atışında Dünya şampiyonlukları kazanabilecek bir atıcılık ustasıdır.

-*-*-

Tekne’den iner inmez, (daha önce Gemikonağı’nda dört ay bölük  komutanlığımı yapmıştı ve beni tanıyordu) “İncirli asteğmenim, gel şehitliğe yürüyelim” demişti…

Abisinin ve tüm diğer şehitlerin önünde selam durmuş, dua etmişti…

-*-*-

Erenköy’deki asker arkadaşlarımızı, hatta Danimarkalı BM askerlerini bile hatırlarım.

Çok güzel anılar biriktirdim…

-*-*-

Orada bazen deniz kenarındaki muhteşem esintinin içerisinde oturup şiir yazmışlığım bile vardır…

90 kadar şiir yazdım.

Haftada üç kez gelen tekneyle “KKTC”ye gönderdim…

O şiirlerden başka da şiir yazmadım…

Yazamadım…

Oysa yazmak isterdim…

Şiirler bende değil…

Kopyaları da yok…

Gönderdiğim kişi o şiirleri sakladı mı saklamadı mı bilemiyorum ama keşke kopyalarını almış olsaydım!

-*-*-

Yıllar sonra Rum tarihçi ve yazarların Türkçe’ye çevrilmiş kitaplarında da Erenköy Savaşı’nı veya “Dillirga Savaşları”nı okudum… (Makarios Druşotis)…

-*-*-

Erenköy Direnişi bir destandır…

Şüphem yok.

Şehit ve gazileri saygıyla selamlıyorum…

En başta sevgili dayım Ahmet Teralı olmak üzere; daha sonra hayata veda eden tümü Erneköy mücahitlerine Allah’tan rahmet diliyorum…

Ve yine en başta amcam Fadıl İncirli olmak üzere, hayatta olan tüm mücahitlerin de ellerinden öpüyor, sağlıklı nice yıllar diliyorum…

-*-*-

Neyse…

Türkiye Cumhuriyeti Lefkoşa Büyükelçiliği Kalkınma ve Ekonomik İşbirliği Ofisi Resmi Twitter Hesabı’ndan dün sabah yapılan paylaşım daha sonra değiştirildi mi kaldırıldı mı yoksa aynen hala orada mı bakmış değilim…

-*-*-

Bu ülkenin, bu toplumun geçmişini zerre kadar bilmeyen, yalanla, hamasetle uğraşmaktan da bıkmayan herkesi; özellikle dünkü törenlerde gereksiz ve sadece şov maksatlı konuşma yapanları da esefle kınıyorum…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu