KıbrısManşetSiyasetSporToplum

Ey Bakanlar Kurulu

“İmaj hiçbi’şeydir, susuzluk herşey” derdi ya bir reklam yıldızı, işte or’da da; “İhtiyaçlar imajdan önde gelir ama aman gelmesin” denmek istenirdi

Kıbrıslı mı? Kurulacak cep telefonu baz istasyonuna itiraz edip, çocuğuna en son model ve de en pahalı cep telefonunu alan kimseye Kıbrıslı Türk denir. Neymiş? Çocuğa ulaşılasınmış. Pek tabiî ki de ulaşılsın ama amaç ulaşma yanında bir’de imaj belası var ya, işte ebeveynleri sayesinde gösteriş manyağı olan nur topu gibi birçok çocuğumuz var. Hâl böyle olunca da imaj-susuzluk durumları ortaya çıkmaca. “İmaj hiçbi’şeydir, susuzluk herşey” derdi ya bir reklam yıldızı, işte or’da da; “İhtiyaçlar imajdan önde gelir ama aman gelmesin” denmek istenirdi.

N’oldu? Sonuçta nato kafa, nato mermer bizler de hep birlikte imaj yönetimimiz altında ezildik/debelendik ve de durduk. “İmaj; Kısaca başkalarının zihinde yaratılan izlenimdir”. İşte, bu izlenim belası sayesinde hiç sevmediğimiz kimselerle, hiç sevmediğimiz mekânlarda, hiç sevmediğimiz yemeklerde takıldık.

İmaj önemli mi? E tabiî ki de önemli. Önemli olmasa tonlarca para kazanan ve bu yolda, bu belayı yöneten uzmanlar olmazdı. İlgili imaj yaratıcı ve yöneticileri endüstriyel spor dünyasında da var. E neden olmasın ki! İster öğretmen, mimar, mühendis olsun isterse temizlik görevlisi, garson, su tesisatçısı olsun ilgi açısından spordan başka ilginin ötesi yok. İçerisinde barındırdığı sosyal, ekonomik ve psikolojik faktörler sayesinde medyanın ilgi odağı olmuş ve sürekli olarak kitleye enformasyon bombardımanı yapılmış.

Neyse, şirketlerin genel amaçları; ürettiklerini pazarlayıp uzun vadede yaşamak değil mi? İşte, bu süreçte de sosyal sorumluluk kapsamı içerisindeki kamu yararına faaliyetler sayesinde markalarını markalaştırıyorlar. Devlet elinin uzanamadığı noktalarda hükümetler, vergi yasalarında yaptıkları tadilatlarla sponsorluk organizasyonlarını tüzük haline getirmişler ve bu durumdan hazinelerine de katma değer yaratmışlardır. Kıbrıslılar mâşâAllah Pepsi, Coca Cola, Efes Pilsen içiyor; Turkcell ve Telsim üzerinden konuşuyor; Arçelik kullanıyıor; Gillette ile traş olup, DYO markası ile evine boya yapıyor;  Ülker, Eti ürünlerini tüketiyor; İş Bankası ve Garanti Bankası’ndan para satın alıyor; Digiturk’ten maç satın alıyor; Nike ve Adidas giyiyor; Mercedes sürüyor, Türk Hava Yolları ile uçuyor. Belirtilen tüm markalar, Türkiye Futbol Federasyonu’na sponsor olmuş veya hâlen sponsorluğu devam eden markalar. Bu markaların sporumuza yeterince faydaları var mı? Cevabı çok basit. Dünyada özendirme mevzuatı ve dürtüsüyle ilgili sponsorluk artık bir devlet politikası hâline gelmiştir. Bizim halen böyle bir politikamız ve daha da önemlisi bu konuda siyasi irâdemiz yok.

Dubai Emiri Muhammed bin Reşit’in sponsor adaylarına gönderdiği ‘Gençliğimize destek olun’ merkezli muhtıra mektubunu okumak ve örnek almak lazım artık Ey KKTC Bakanlar Kurulu.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu