ManşetSporTürkiye

Fedâ’kârlık

BJK’nin Feda Yılı’ndan aldığım sonuç; “Kim takar feda’yı. Sözleşmemizde ne yazarsa o’dur. Fedâ’kârlık yapacaklarsa onlar yapsınlar” şeklindeydi ve nitekim de öyle oldu

Uzatmayım; Sabaha karşı varmıştık Antalaya’ya. Türkiye Spor Yazarları Derneği’nin organize ettiği rutin seminerlerinden birindeydik. Uyumaya çalıştık ama bir türlü tutmadı meret. Gün doğumu henüz yaşanmamıştı o gün. Bendeniz de giyindim çıktım klasik köpek taşlama koşumuza. O güzelim Gloria Golf Resort’un hemen yanı başındaki gölün üzerine doğmuştu güneş akut akut. Dön babam dön mis gibi çam kokuları arasındaki koşu parkurunda. Hücrelerimize oksijen doluştu ve keyifle yenilendik. Artık sona gelmiştik. Az stretching ve otelin kahvaltı salonuna doğru yöneliş başladı açlık şekerim eksilerde bir yerde.

Tam da salona giriyordum ki BJK plakalı beyaz bir Porsche Cayenne S Turbo beliriverdi yanı başımda. Taa; “Vay gâvvolem vay” diyene kadar içerisinden uzun boylu, kır saçlı ve de gayet havalı bir beyefendi arabadan indi. Günaydınlaştık ve aynı anda denize nazır kahvaltı salonuna daldık. Belli ki o da açlıktan gebermek üzereydi. Daha gün yeni doğmuştu ve kimsecikler ortada yoktu. Sadece ikimizdik açık büfe önünde. Bendeniz klasik sütlü yumurta, o da Corn Flakes çadırını kurcalıyordu.

Bir kesik attım ve artık emindim; O muhterem Beşiktaş Jimnastik Kulübü (BJK) Başkanı Fikret Orman’nın ta’kendisiydi. Bizde de güya Çarşı Ruhu var ya, hemen muhabbete sardım adamcağıza; “Sayın başkan bırakın o işlenmiş karbonhidratı. Gelin yanıma da bur’da nefis ve de doğal köy kahvaltı modelleri var türlü türlü ve de her türlü” dedim. O da gülerek geldi nezaketten. Aslında nasıl gelmesin ki buram buram kokan tütsülü çörekler, envayi çeşit (ne demekse?) peynirler ve günlük ve de taze süt kokuları içerisinde börekler vardı. Aha gene aktı salya!

Biraz orda ayaküstü muhabbettet ettik Arabacıların Takımı BJK’deki son durumları. Masaya geçtik ve atıştırırken de konu “Fedâ” âlemine geldi. Neymiş? Bir sürü tshirt’e “Feda” jargonu basılmış. Sorduk, muhterem başkan da cevapladı sağolsun; “Herkesin fedakârlık yapacağı bir sezon için bu açılımda karar kıldık. Dünya kadar borcumuz var. Bir o kadar da amatör şubelerimiz için borç almamız gerekiyor. Personel gideri de bunun büyük bir kısmını oluşturuyor. İşte bu yüzden futbolcularımızla da konuştuk ve herkesin anlayış göstereceği bir fiyatta anlaşma mantığı kurduk. Bu sayede taraftarımızdan da Feda Yılı için destek istiyoruz” dedi. Ben de; “Abi herşey güzel ama Portekizliler ne anlar Feda Yılı’ndan. Adamların özünde Beşiktaşlılık yok. Onlar Feda veya Meda Yılı takmazlar herhalde haklı olarak. Adamlar zaten gurbete para kazanmaya gelmişler” dedim. Fikret Başkan da; “Aynen öyle hocam. Zaten “Fedâ” derken Q7, Fernandes ve Almeida’yı bu konunun dışında tuttuk” dedi. İşte, BJK’nin Feda Yılı’ndan aldığım sonuç; “Kim takar feda’yı. Sözleşmemizde ne yazarsa o’dur. Fedâ’kârlık yapacaklarsa onlar yapsınlar” şeklindeydi ve nitekim de öyle oldu. O yıl Q7, Paf Takımı’nda balayı yaparak cukkayı fazlasıyla götürdü. ‘Hakkıdır hakka tapan milletimin nakiti’ cinsinden bir sözleşmeşi vardı adamın ve gereğini yaptı.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu