Flamenko’ya devam

Özellikle de futbol üzerinden ara ara presliyor ve yine ve de yeniden bu aralar İspanya’da da ayrılık rüzgârları esiyor. Katalanlar, ulus devlet olma iddiasıyla merkezi hükümetten gerekli yardımları alamadıkları için ayrılma kararına yönelik bir referandum isetemi arifesindeler.

Katalanlar kimler mi? Katalan halkı Akdeniz sahil şeridine birleşik bir coğrafyada yaşayan Latin kökenli bir halk. İspanya’nın Kuzey Doğusu’na konuşlanan Katalunya Özerk Bölgesi’nin başkenti ise Barselona. Barselona’ya özellikle de meşhur meydanı La Rambla’ya giden bilir; Tüm tabelalar, hatta ve hatta restoranlardaki tüm mönüler Katalancadır. Hele hele Barselona Kulübü’nün stadı Nou Camp’a (Katalan dilinde ‘Yeni Saha’ demek) gidin ve oradaki müzeyi inceleyin, tam bir Katalan Devleti üzerine kurgulanmış bir mekân. En önemli ayrışmaları ise millî takım(!) olarak addettikleri ‘Bir kulüpten fazlası’ olan Bacelona FC veya Barça’dır.

Futbolda derbi kelimesi aynı şehrin iki takımı arasındaki karşılaşma olarak ifâde edilir ama İspanya’da durum böyle değil. Madrid, eski diktatör Francisco Franco takımı Real Madrid ile Barselona’da yaşayan ulusalcı Katalan halkın takımı Barselona arasındaki karşılaşmaya da “Dünyanın bir numaralı derbisi” deniliyor. Adı da bildik; El Clasico (El Derbi Espanol veya El Classic).

Bu ulusal derbi ilk kez 17 Şubat 1929’da oynanmış. İşte, her iki kulüp arasındaki rekâbet de 1930’lu yılların başına dayanıyor. O dönemdeki Madrid merkezli baskıcı rejimin başında diktatör Franco bulunuyordu. Dönemin Barselona Kulübü Başkanı Josep Sunyol, Franco’nun askerleri tarafından öldürülmüştü. Bir yanda iç savaş bunalımı, diğer bir’yanda ise Kolombiyalı futbolcu Alfredo di Stefano’nun silah zoruyla Real Madrid’e 1950’de imza atmasıyla mâlum ayrışma daha da yoğunlaşmıştı. Yıllar geçti ve bu rekâbet futbol merkezinde ceryan etti, yok öyle top, tüfek, tank işleri.

Ya şimdiki durumlar ne? İspanya’nın hâlihazırda içerisinde olduğu ekonomik kriz nedeniyle özellikle Barselona’ya yapılan yatırımlar durdu. E hâl böyle olunca da kuvvetle ihtimâl yakın gelecekte El Clasico’yu sadece Şampiyonlar Ligi’nde izleyeceğiz galiba. Çok garip; önce imparatorluklar yıkılıp devletçikler kuruldu, arkasından da devletçikler yıkılıp yeni devlet-şehircikler kurulmak üzereler! Olsun, zaten Allah’ın yarattığı bu fâni dünyaya ilk kez hangi aklı geri vatandaş sınır koymuşsa hiç de iyi etmemiş. El Clasico’nun en büyük rakibi Boca Juniors ve River Plate arasında oynan Superclasico bizi keser mi? Asla! Bağımsız Katalunya olsa bile işte burada endüstriyel futbol devreye girecektir. “Yok öyle ayrılık, mayrılık veya siz ayrılamazsınız” diyen TV yayımcı kuruluşu çok!. Sonuç mu? Nou Camp’taki derbi bitse bile (ki zor biter) en azından biz yakında Barcelona, Ibiza ve Mallorca üçgenindeki Flamenko’ya devam kısmetse…