DünyaManşetSpor

Futbol A.Ş.

Futbol Sosyoloğu Chris Authier bir açıklamasında; “Piyasa mantığının baskısıyla futbolcular bir kulüpte giderek daha az özdeşleşiyorlar ve meşin yuvarlak peşinde koşan geçici işçilere dönüşüyorlar. Bu aşırı hareketliliğin sonucunda artık bireylerin geçici topluluğu oluyor” demişti

“A.Ş.”nin açılımı, sermayesi belirli ve paylara bölünmüş ve de borçlarından dolayı yalnız mal varlığıyla sorumlu olan ticaret şirket anlamına gelen “Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi demekmiş. Anonimse mâlum, çok ortaklı ve ortaklaşa gibi anlamlara gelmektedir. Bu kavram artık kendini son sürat bir şekilde futbol dünyamızda da göstermektedir.

Neyse, Aralık 1995’ti. Olay daha medyaya yansımamıştı ama futbolda da Yeni Çağ başlamak üzereydi. Lüksemburg’taki Avrupa Adalet Divanı, transferini engelleyen mevzuattan şikayetçi Belçikalı Jean-Marc Bosman lehine bir karar verdi. İlgili yargıçlar, Avrupa Topluluğu (Birliği) AT (AB) alanı içerisindeki ‘Serbest Mal ve Hizmet Dolaşım’ ilkesini engellediği gerekçesiyle, UEFA Yönetmeliği’ni Bosman lehine mahkûm etti. Eski mevzuata göre ulusal federasyonların kulüplerine sağladığı yabancı kontenjanı üç, bilemedin dört idi. Bosman Kararı (Kuralı), futboldaki işgücünün tam olarak serbestleşmesine giden yol açılmıştı artık. Yeter ki ilgili futbolcunun sözleşmesi bitsin ve AB vatandaşı olsun. Bu yeni uygulamadan dolayı futbolcuların daha da iştahı kabarmıştı. Ücretlerde patlama yaşanmasının arifesindeydi ve nitekim de patladı. Milyon Eurolar artık havada uçuşuyordu. Hâl böyle olunca da kulüpler özkaynaktaki futbolcularıyla yasal olmamasına rağmen 9-10 yıllık sözleşmeler için preslemeye başladı. Sonuç mu? Futbol kesin ve geri dönüşümü olmayan bir biçimde “Futbol A.Ş.”ye dönüştü.

Ya diğer ülke vatandaşlarına ne demeli? Onlar da AB vatandaşı olmak için har har konsolosluklara koşturmaya başladılar. Tabii bu süreçte de yamyam futbol menajerleri devreye girdi. Uluslararası Futbolcu Temsilcisi Lisansı’na sahip menajerler de Mekik Diplomasisi yöntemiyle kapıları aşındırmaya başladılar. Tarih Aralık 1999’a gelmişti. Londra Kulübü Chelsea kendi sahasında tek bir İngiliz olmadan sahaya çıktı ve maç boyunca ‘sömürgesiz’ bir oyun oynadı. Sonraki dönemlerde de ilgili milletin istiklâl marşını bilmeyen milli takımlarla karşılaştık. 98 Dünya Kupası şampiyonu Fransızların dokuz futbolcusu Fransa Millî Marşı’ndan bi’haberdi bildik üzere. Futbol Sosyoloğu Chris Authier bir açıklamasında; “Piyasa mantığının baskısıyla futbolcular bir kulüpte giderek daha az özdeşleşiyorlar ve meşin yuvarlak peşinde koşan geçici işçilere dönüşüyorlar. Bu aşırı hareketliliğin sonucunda artık bireylerin geçici topluluğu oluyor” demişti. Hemfikiriz.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu