DünyaManşetSpor

Futbolun kreması

Zoolog Roberto Fontanarrosa hakemlere yönelik; “Pandalar ve forvet oyuncuları soyları tükenmekte olan türler. Onları koruyun” demiş bir mülâkatta. Hoca haklı, işte bu nesli tükenmekte olanlar genellikle de derbilerde parlatılmakta

Zoolog Roberto Fontanarrosa hakemlere yönelik; “Pandalar ve forvet oyuncuları soyları tükenmekte olan türler. Onları koruyun” demiş bir mülâkatta. Hoca haklı, işte bu nesli tükenmekte olanlar genellikle de derbilerde parlatılmakta. Derbi mi? Derbi tanımı içerisinde “Aynı şehrin iki takımını ilgilendiren müsabaka”dan bahsedilir ama El Clasico (Real Madrid ve Bacselona) ve Superclasico (Boca Juniors ve River Plate) sayesinde, ‘yöresel derbiler’ yanında, ‘ulusal derbiler’den bahsedilir oldu. E tabî endüstriyel futbolu bu da kesmedi ve önce Şampiyonlar Ligi’ni, sonra da Avrupa Birliği Ligi’ni çaktılar. Burada da artık ‘küresel derbiler’ de (Liverpool – Bayern Munich) var artık.

Birçok derbinin hikâyesi de var; İskoçya Glasgow’daki katolik papazlar Celtic’i kurmuş. Rangers’i ise protestanlar örgütlemiş. Alın size ‘din derbisi’ veya “Old Firm” adlı derbi… Arjantin’in Buenos Aires’i; Boca Juniors ve River Plate’i mi? Birini İtalyan göçmenler kurdu, diğerini ise öz be öz Arjantinliler. Alın size ‘ırk derbisi’İtalya’nın Roma derbisi; Lazio (faşist) ve Roma (liberal demokrat) arasında oynanıyor. Alın size ‘ideoloji derbisi’…. Yine İtalya’nın Milano’su; Bir’tarafta Inter (işçi sınıfı), diğer bi’tarafta ise Milan (asiller). Alın size ‘sınıf derbisi’Romanya’nın Bükreş’i;  Steau (asker) ve Dinamo (polis) derbisi. Alın size ‘derin devlet derbisi’İspanyolların ulusal derbisi Real ve Barça’nın hikayesini artık Sağır Sultan biliyor. Alın size ‘ulus-devlert derbisi’.

Ya İngiltere’nin Londra derbisine ne demeli? Chelsea (asiller), Arsenal (cephanelik işçileri) ve Tottenham (Shakespeare karakterinden esinlenerek ona Harry Hotspur diye çağrılan bölge bebesi ve arkadaşlarının takımı) üçgeninde ha bire vuruşmaca. Millwall – West Ham United derbisi mi? Maçtan bir saat önce taraftarlar önceden tespit edilmiş bir alanda kavgaya başlar ve ‘illâ ki birileri ölmeli’ modunda devam eden kavgalarıyla devam eden bir çekişmedir bu derbi de. Sonrasında da haydi maça yara bere içinde.

Ya ülkemizde durum ne? Kim ne derse desin, bizim de en az üç adet nurtopu gibi derbilerimiz var. Biri Doğan (kravatlılar) ve Ocak (liman işçileri), diğeri ise Çetinkaya (askeri) ve Yenicami (sivil) kulüplerinin mücadelelerinden ortaya çıkan derbiler. Batı’da Baflılar ile Polemityalılar, Doğu’da ise Mağusa Türk Gücü ile Dumlupınar derbilerimiz var. Çetinkaya’yı benim takım APOEL ve Dumlupınar’ı da Paralimni ile özdeşleştiren ayrılıkçı zihniyet bir yana, sonuçta bu derbiler futbolun kreması şeklinde devam etmekte. Panathinaikos-Olympiakos, Fenerbahçe–Galatasaray, Liverpool-Everton, Sevilla-Betis ve Benfica–Porto derbileri de başka bir yazıya kaldı. Krema tadında bir futbol sezonu dileriz. Afiyet olsun..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu