Gayri resmî kelimesi, dilimizde sıkça kullanılan kelimelerden birisidir.
Gayri resmi, Arapça dilinden Türkçe’ye geçen bir kelimedir ve bu kelimenin TDK’ye göre anlamı “Devletin koyduğu kurallar dışında kalan”
İngilizce ise “Unofficial” ya da “informal” olarak ifade edilir.
İyi güzel de bundan bize ne diyenler için..
Hemen konuya gireyim.
Mart ayında Birleşmiş Milletlerin Kıbrıs sorunu kapsamında tarafları bir araya getirmeyi planladığı 5+1 konferansının başına gayri resmi ifadesini yerleştirmesi ne anlama geliyor?
Bu söz konusu toplantıya dair tarafların üzerinde bağlayıcı bir etki oluşmasını önlemek veyahut da herhangi bir baskı hissedilmemesi adına bir esneklik olarak algılanabilir.
Daha yalın anlatımla tarafların hiçbir baskı altında kalmadan rahatça kendilerini ifade etmeleri sağlanacak bu konferansta..
Dolayısıyla herkes eteğindeki taşı dökme fırsatı bulacak..
Konferans yaklaştıkça sizler de fark etmiş olacaksınız ki, taraflar arasında medya üzerinden sürekli karşılıklı restleşmeler yaşanıyor.
Bunun da nedeni şudur; taraflar konferans öncesi birbirlerine karşı pozisyonlarını güçlendirmeye çalışıyorlar.
Peki sırf bu nedenle, yani karşılıklı yapılan açıklamalarla zıtlaşan tarafların ortak bir zemin yaratılmadığı gerekçesi ile bu konferans ertelenir mi?
Hayır..
Sebebine gelince, bu konferans zaten gayri resmi olarak tanımlandı. Yani bağlayıcı bir zorunluluk yok. Dolayısıyla 5+1 öncesi gayri resmi olarak ifade edilen süreç, sonrası ortak bir zemin yaratabilecek mi?
Sanırım burada asıl önemli olan şey de bu..
5+1’ in sonunda tarafları ortak bir zeminde buluşturup müzakere etmeye yönlendiren gelişmeler yaşanır mı?.
Yoksa taraflar arasında süregelen farklılıkların ayrılığı daha da derinleştirerek bundan sonraki süreçte yeniden bir araya getirecek unsurları tamamen ortadan kaldırır mı?
Federasyon temelinde ortak bir zemin mi yaratılacak? Yoksa iki ayrı egemen devlet temelinde işbirliğini öngören yeni bir zemin mi oluşacak?
Bunu hep birlikte göreceğiz,lakin çok net olan bir şey var, 5+1 konferansından sonra taraflar da bugünkü rahatlık olmayacak.
Hatta bu tuzu kuru tavırların yerini farklı kaygılar alacak.
Velhasıl görünen o ki, taraflar mevcut pozisyonlarını koruma eğilimi içindedirler. En azından karşılıklı yapılan açıklamalarda bu açıkça görülüyor. Lakin bu yaklaşımın Kıbrıs’a istikrar kazandırmaktan çok uzak bir yaklaşım olduğu da biliniyor..
Kıbrıs sorunu birden çok dinamiği olan siyasi bir sorundur.
Zaman içinde bunun hukuksal zemini de sıkıntılı hale geldi ve başka başka sorunlar da ortaya çıktı.Ada çevresinde ki doğal zenginlikler vs.. Bu anlayış içinde tarafların ortak bir zeminde buluşması çok zor gibi görünüyor. Zira bir tarafın dayattığı, diğer tarafın kırmızı çizgilerini oluşturuyor.
Bu nedenle tabiatıyla ortak paydalardan uzaklaşılıyor.
