KıbrısManşetSağlıkSiyaset

Gel de içme!

İlla ki dedikodu, illa ki tartışma, illa ki kavga derken, herkes iflas ediyor…

Ve Kıbrıs Cumhuriyeti, yani Güney’deki devlet Mayıs ayı başından itibaren İngiltere’den gelecek yolculara, iki doz aşısını da yaptırmış olmak koşuluyla kapılarını açacağını açıkladı.

Fakat bir sıkıntı var; İngiltere hükümetinin yurt dışı seyahat sınırlamaları o tarihte hala devam ediyor olacak.

Yani İngiltere kurallarını değiştirmezse, Güney’deki yönetimin aldığı karar havada kalmış olacak…

Ancak yine de Rum yönetimi, 1 Mayıs itibarıyla her iki doz Covid aşısını da olmuş kişilere hiçbir sınırlama getirmeyeceğini duyurdu.

-*-*-

Ve hemen söyleyelim, bu aşıların Avrupa Tıp Kurumu tarafından onaylı aşılardan biri olması gerekiyor…

Ayrıca Güney’e gelecek olanların, ikinci doz aşıyı seyahatlerinden en az 7 gün önce olmuş olması gerektiği kaydediliyor.

Halen İngiltere’de kullanılan ve kullanılması beklenen Pfizer-BioNTech, Oxford/AstraZeneca ve Moderna aşılarının üçü de Avrupa Tıp Kurumu tarafından onaylanmış aşılar…

Peki bizimki?

Yani bize salınan veya bize büyük oranda uygulanan Sinovac?

O henüz Avrupa’dan “onay” alamadı!

-*-*-

Peki biz turizme veya turist kabul etmeye başlayacak mıyız?

Bilemiyoruz!

Mayıs dediler, Nisan başı dediler, Nisan sonuna attılar…

Bu arada Nisan ayı başında, Girne Tarihi Limanı’nın restorasyonu başlayacak!

Tabii ki “cak” ekine dikkat!

Çünkü KKTC’de “cek, cak enflasyonu” çok ciddi yükseklikte!

Salla gitsin siyasi sistemi gereği tabii ki!

-*-*-

Belirsizlik gerçekten moral bozuyor.

Yani sizi bilemiyorum ama benim moralimi bozuyor!

-*-*-

Bir de dedikodular, söylentiler okudukça

“Aslında Covid – 19 diye bir hastalık yok” diye yazanlar var…

Normal bir “grip” gibi olduğunu öne sürenler var.

Çok sevdiğiniz, çok güvendiğiniz biri size bunu söylediği zaman da “mangos” ediyorsunuz.

-*-*-

Efendim, Brezilya’da iki yıl kadar önce bir toplantı yapılmış; Dünya nüfusunu öldürmeyi planlıyorlarmış…

Ve Dünya nüfusunun yüzde 90’ını öldüreceklermiş!

Bu hastalığı bu yüzden ortaya atmışlar; PCR testleri tamamen oyunmuş vesayre vesayre vesayre derken, 5G meselesi hayata geçtiğinde, hepimizi hasta edeceklermiş!

Allah’a çok şükür bizde hızımız 3G deniyor ama 1 G vuruyorsa, ne mutlu bizlere yani!

-*-*-

Dün uzaktan dersimiz vardı, hem de yeni dönemin ilk dersi, internet “lak” dedi kesildi!

Bre aman zaman!

Öğrencinin biri Tekirdağ’dan, öteki Şanlı Urfa’dan bir diğeri Antalya’dan, “hocam merhaba” dediler, bizim hat koptu!

Ötekilere “hello” diyemedik.

Sonra yeniden bağlandı.

-*-*-

Haaa, bu arada Güney Kıbrıs gibi, Türkiye de turizme açılıyor.

İkisi de rakibimiz!

Turizmdeki “rekabet” partnerlerimiz…

E peki biz?

Bize bu sene turist yok mu?

-*-*-

Zeki Müren bizi görecek değil bundan eminim ama Bülent Ersoy bu yaz gelmeyecek mi?

Bizlere, “Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç”i söyleyemeyecek mi?

-*-*-

Bilemiyoruz…

Bilmiyoruz…

-*-*-

Bu yazıyı Bakanlar Kurulu toplantısı öncesi yazdım…

Açıklama yapıldı mı yapılmadı mı bilemem ama “bazı restoran ve kafeler” Pazartesi açılacak.

Böyle bir genel kanı var.

Kaldı ki, “bıçak kemiğe dayandı” diyen bu sektör, “ne karar alınırsa alınsın açacağız” diyor.

Berberler de açtı.

Şimdi “boom” der mi Güney’deki gibi?

Yani bir koronavirüs vaka sayısı patlaması yaşanır mı?

-*-*-

Bilmiyorum; bilmiyoruz…

Üstüne de gelsin gitsin dedikodular!

Oynatmaya az kaldı doktorum nerde şarkısındayız anlayacağınız!

Hatta “şiribim, şiribom, şiribim bom bom bom bo bo bom!”

-*-*-

Bre aman zaman, etmeyin eylemeyin, ne 5G’si, ne normal influenzası, hangi otopsiler engellendi?

Soruyoruz!

Hepimizi öldürecekler!

Hasta edip öldürecekler!

5G , 5G diyorlar…

Mesajlar yağıyor…

Okuyorsunuz, çıldırma noktasına geliyorsunuz!

-*-*-

Gerçekten çok zor bir dönemden geçiyoruz.

Belirsizlik, belirsizlik üstüne…

Yakınlarınızı özlüyorsunuz, göremiyorsunuz…

Oğlum ve kızım yurt dışında…

Hadi para buldunuz, destek oldunuz, tatile falan geldiler diyelim; hoooop karantina!

Tatil süreleri yetmez!

Üstelik uçak bileti pahalı, karantina paralı derken, değmez yeni!

-*-*-

Peki ne olacak?

Herkes batacak mı?

Ne münasebet, daha çok zenginleşecek olanlar bile söz konusu!

-*-*-

Efendim, bu ahval ve şerait içerisinde, “cek, cak”lı siyasetimizle, geldiydi gelmediydi belli olmayan milyarlarla, bitemeyen hastanelerle ve yollarla, açılamayan okullarla, işsiz kalan on binlerle, iş yerini kapatan binlerle, “Sinovac aşısını AB’de tanımayacaklar mı?” endişesiyle, “acaba iki hafta kadar sonra bizim ikinci dozu olacak mıyız yoksa aşı o güne kadar bitecek mi?” telaşıyla kafa gidiyor!

Bir de 5G yok bilmem ne komplo teorileri ortalıkta!

Gel de içme diyorum!

Gel de içme yani!

Şerefinize!

Ne diyeyim ki!

En güzeli sarhoş olmak!

Sorry içmeyenler var, Türkiye’den kızacaklar da ama şerefinize canım, şerefinize!

Zeki Alasya’yı da rahmetle anıyorum; ne demişti?

“… Asss busss asss limon, votka bol olsun…”

Votka içmiyorum ama olsun!

Sakin bir hafta sonu diliyorum…

Evde kalın, maskeli kalın, dezenfekte olun, uzak durun!

Ne diyeyim; yandı kafamın sigortası!

Attı kafamın tası!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu