KıbrısManşetSiyaset

Gelinen aşamada sığlık var

Yeni yol yeni siyaset diye yürünen bu yolda her gün yeni bir yüzsüzlük her gün yeni bir aymazlıkla karşı karşıya kalıyoruz

Yeni yol yeni siyaset diye yürünen bu yolda her gün yeni bir yüzsüzlük her gün yeni bir aymazlıkla karşı karşıya kalıyoruz.

Kabus gibi günlerden geçiyoruz adeta.

Akıl almaz bir ayrıştırma var toplumda.

Bu ötekileştirmeyi ise bizzat ülkeyi yönetenler yapıyor. Kendileri gibi düşünmeyen herkese saldırıyorlar, insanların arasına nifak tohumları ekiyorlar. Ülkedeki onlarca sorun yetmezmiş gibi bir de bu çirkin harekete maruz kalıyor birçok kişi.

UBP’nin özellikle son dönemlerdeki  yöneticileri  ve YDP’lilerin böylesi bir anlayış içinde Kıbrıs Türk siyasetine yeni bir jargon dahil edildi.

Nedir o?

“Türkiye’yi sevenler, veya  Türkiye’yi sevmeyenler” gibi böylesi sığ bir anlayış içinde yaratılan konjonktürde Türkiye ile iyi anlaşan politikacı veya partiler bir de Türkiye’nin istemediği parti ve siyasiler” oluşturuldu. Buna en güncel örnek UBP’nin metazori Genel Başkanı ve Başbakan Ersan Saner.

Ne diyor Sayın Saner UBP kurultayı öncesi parti üyelerine; “beni seçin zira Türkiye ile en iyi anlaşan en iyi  ilişkiler kuran benim diyor.

Yani vizyon bu.

Türkiye ile en iyi anlaşan siyasiler revaçta.

Bilgi, birikim, iş yeteneği, yönetme becerisi gibi kavramların önemi yok.

Kişi hayatı boyunca kendi dışında 3 kişinin sorumluluğunu almamıştır ama Türkiye ile iyi ilişkiler kurduğu için ülkeyi yönetme yetkisini kendinde buluyor.

Ve bunun üzerinden Kıbrıslı Türk siyasetçiler kendilerine avantaj sağlamaya çalışıyorlar.

Bu anlayış maalesef son dönemde UBP ve YDP özelinde olsa da diğer siyasi partilere de kısmen sirayet etmiştir. Bu görüş içinde olan siyasetçiler Türkiye’nin tüzel bir kişilik olduğunu, bir memleketin veya coğrafyanın kendine ait bir siyaseti, görüşü uygulaması olamayacağını ve politikalarının da yönetimlere göre değişkenlik gösterdiğini hesaba katmıyorlar. Hele ki kurumsallaşması yarım kalmış ve bu konuda da ipin ucunu çoktan kaçırmış bir ülke konumundayken. Dolayısıyla artık  bu coğrafya üzerinden hamaset yapmayı bir tarafa bırakıp,

eleştiri yapan, soru soran, farklı düşünen, barış diyen, yol gösteren, Kıbrıslı Türklerin özne olmasını talep eden herkese  hain, Rumcu, bölücü yaftası yapıştırmaktan vazgeçip ülkenin zaruri ihtiyaçlarına cevap verecek politikaların üzerinde yoğunlaşmak gerekiyor.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu