Yalanı söylüyorlar hayali pazarlıyorlar fakat gel gelelim yüzleri hiç kızarmıyor.
Dubai olacaktık, memlekette çukur olmayan yol, karanlık olmayan güzergah yok.
Serbest bölge olacaktır.
Bilişim adası olacaktık.
Teknoloji parkları falan kuracaktık.
Şimdilerde ise Başbakan Ünal Üstel bunu dillendiriyor “ Teknoloji Adası”!!
Doğru dürüst internet bağlantısının olmadığı ülkemde teknoloji adası olacağız.
Yahu biraz destekli atın diyeceğim ama o da yok. Yalan söylemenin, hayal satmanın bir sonu yok! Dilin kemiği de yok. Onca yalana yüzü kızaran da olmayınca haliyle her gün yeni bir yalanı önümüze koyuyorlar.
Paralel bir Kıbrıs’ta yaşamayı seçmişler.
Onlar ve yakın çevreleri için her şey güzel ya, sanıyorlar ki herkes aynı durumda.
Nitekim mevcut düzen hak etmedikleri bir zenginliğe kavuşturunca bu atıp tutan yalanı politika haline getiren muhteremleri, haliyle onlar da bu çarpık düzeni ve doğru olmayan bozuk sistemi savunacaklar.
Halk pahalılık altında ezilirken, onlar ülkede fiyatların uygun insanların ise refah içinde olduğunu iddia ediyorlar. Bu ülkede yaşayan ve gerçekleri görebilen aklı başında her birey ekonomide gelinen açmazları çok rahat tahlil edebilir. Nitekim halkın büyük bir çoğunluğu bunun farkında.
İşler iyi gitmiyor. Geçim sıkıntısı derinleşerek artıyor. Ülkenin fiziki yapısı tel tel dökülüyor. Bürokrasi dahil birçok alanda verim alınamıyor. Ve fakat bütün bunlara rağmen sorunlar görmezden geliniyor ve farklı bir tablo varmış gibi davranılıyor.
Kim ki bu ülkede refah var huzur var derse bilin ki o yalan söylüyor. Kim bu ülkede şunu yapacağız bunu edeceğiz derse, bilin ki o da yalan söylüyor. Yarım asırdır hep aynı dil kullanılıyor. Sonuç odaklı hiçbir hamle ise ortada yok. Siyaset kurumunu yalan makinesi haline dönüştüren insanların ise hala bu ülkede seçmen tarafından tercih edilmesi ise başlı başına bir çelişki yumağıdır.
