KıbrısManşetSiyaset

Gerçekçi olmak zorundayız..

İncir çekirdeğini doldurmayacak abuk subuk gündemlerle oradan oraya savruluyoruz..

Gerçekçi olmak zorundayız..

Sağlık, ekonomi, eğitim derken dağıldık..

Herkes kendi önceliğinin peşine düştü.

Toplumsal bütünlük ortadan kayboldu.

İncir çekirdeğini doldurmayacak abuk subuk gündemlerle oradan oraya savruluyoruz..

Hangi alanda neyin mücadelesini vereceğimizi bilmez olduk..

Hükümet süreci kötü yönetiyor.

Kriz derinleşerek büyüyor.

Sağlık elbette önceliğimiz.

Fakat ya ekonomi?

O da paralel yürütülmesi gereken bir diğer önceliğimiz.

Ya eğitim?

Olmazsa olmazımız..

O halde çok iyi organize olmamız gerekiyor.

Sağlık Bakanlığının paylaştığı verileri doğru kabul edersek bugün için vaka sayısı ve taburcu edilen hasta sayısı dengesinde sağlık sistemine olağan dışı bir yüklenmenin olmadığını görüyoruz.

Ki bu iyi bir haber.

Bundan hareketle salgının belli bir dengede kontrol edilebilir olduğunu anlıyoruz.

Aşılama oranlarını da daha yüksek seviyeye çekebildiğimiz takdirde iktisadi faaliyetlerin sürdürülebilir olmasını sağlayabileceğiz.

Lakin bütün bunları doğru şekilde yapabilmenin en sağlıklı yolu gerçekleri önümüze koyarak kendimize hareket alanı yaratmaktan geçer.. Malum 12 Nisan itibariyle kapalı devre turizm faaliyetlerinin başlayacağı duyuruldu.. Her şeyden önce böyle bir uygulamanın denetlenebilir olması çok önemlidir.. Bunu sağlayabildiğimiz oranda bir verim alacağız. Lakin konuyla ilgili yetkililerin açıklamalarını gördükçe bu sistemin işlevselliğine dair endişelerim artıyor..

Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu 1700 bileklikle bu işe başlıyoruz dedi. 1700 bileklik elbette bir başlangıç.. Bunun devamı var mı? Orası meçhul. Zira 1700 bileklik  8 bilemediniz 9  uçak anlamına gelmektedir, ki bu da topu topu iki gün demektir..

Peki sonra ne olacak?

Bu bilekliklerin  arkası gelecek mi?

Böyle bir mali imkana sahip miyiz?

Bütün bunların planlanması yapıldı mı?

Gibi sorular izaha muhtaç!

Umarım günü kurtarmak adına  sırf bir şey yaparmış  gibi görünmek için değildir bütün bunlar!

Ve gerçekten planlanarak yapmak içindir.

Malum bu yöndeki beklenti Türkiye pazarından.

Yani gelmesi muhtemel turistlerin neredeyse tamamı Türkiye’den gelecek..

Dolayısıyla burada Türkiye’nin COVİD-19 haritasını da incelemede yarar vardır.

Çok tehlikeli bir döneme gidiliyor.

Mutant varyantlar ile ilgili doyurucu bir  açıklama yapılmaması, bi hususta gerekli bilgilendirme olmaması beraberinde çok ciddi riskleri getiriyor.

Türkiye’ deki sayılar düşündürücü.

Az bir süre sonra Ramazan başlıyor.

Türkiye Sağlık Bakanı Fahrettin  Koca: “Mutasyon her geçen gün artıyor, Türkiye’deki oranı yüzde 75’lere ulaştı” dedi.

Bu arada Türkiye Avrupa’daki riskli ülkeler arasında ilk sıraya yerleşti. Bunun sebebi de hem ölüm oranlarında yaşanan artış, hem de vaka sayılarının 40 bin bandını zorlamaya başlamasıdır..

Bu gerçekten üzücü ve endişe vericidir.

Dolayısıyla bizim KKTC olarak turizm ve yüksek öğretim alanlarında öngördüğümüz ve ekonomik olarak beklenti içine girdiğiniz  açılımın sağlıklı ve istikrarlı bir şekilde sürdürülebilir olması için bu gerçekler üzerinden hareket etme zorunluluğumuz vardır.

Eğer sırf günü kurtarmak için bunları görmezden gelirsek ve denetimi gerektiği gibi sağlayamazsak  yıkım etkisi çok daha fazla etkili olacak ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağız.

Ki yüz yüze eğitime hazırlandığımız bu günlerde ayakları yere basan gerçekçi kararlar alarak yolumuza devam etmek durumundayız..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu