KıbrısManşetSiyaset

Gerçekten utanmak istiyor musunuz?

Manevi değerlerin en büyük göstergesi olan vicdan ve utanma duygusunu içinde barındırmayan kişilerin bilgiden yoksun olmaları ve sadece kafalarında kurdukları yanlışları doğru varsayıp ortaya dökmeleri kadar absürt bir yaklaşım olamaz

Manevi değerlerin en büyük göstergesi olan vicdan ve utanma duygusunu içinde barındırmayan kişilerin bilgiden yoksun olmaları ve sadece kafalarında kurdukları yanlışları doğru varsayıp ortaya dökmeleri kadar absürt bir yaklaşım olamaz..

İşte tam da bu nedenle yüzsüzlüğün marifet sayıldığı, utanma duygusunun ortadan kalktığı, bilgisizliğin de prim yaptığı ve maalesef bütün bunların normalleştirilmeye çalışıldığı karanlık bir dönemden geçiyoruz! Benden olmayana hayat yok anlayışının yeniden hortladığı, benden olmayana yasaların en ağır şekilde uygulandığı, yalnızlaşma ve içe kapalı bir toplum modelinin politik argüman olarak önümüze konduğu,sorgusuz,sualsiz birilerine itaat etmenin kültür olarak sunulduğu bu dönemde hiç olmadığı kadar görünür kılınan bir toplum mühendisliği üzerinden  kendi siyasetçilerimiz marifetiyle kurumlarımız  itibarsızlaştırılıyor!

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar şu anki tarihi Cumhurbaşkanlığı sarayından  utandığını, binanın çok yıpranmış olduğunu, bu nedenle gelen yabancı konukları ağırlamaya çekindiğini ve orada zor şartlarda çalıştıklarını anlattı.

Ayrıca bu sarayın finansmanını üstlenen Türkiye’nin saraydan vazgeçilmesi durumunda bu maksat için gönderilen paranın geri alınacağını da söyledi Sayın Cumhurbaşkanı Havadis gazetesine yaptığı açıklamada.. Özet olarak saray parasını kullanmazsak gidecek diyor Cumhurbaşkanı Ersin Tatar.

Oysa daha elzem ve yaşamsal öneme haiz ihtiyaçlarımız var bu ülkede, ve bunlar sır değil..

Siz bir Cumhurbaşkanı, bir Başbakan olarak diplomatik bir dille bu ihtiyaçlarımızı anlatsaydınız ve kalem değişikliği talep etseydiniz, bunun için  Türkiye Cumhuriyeti makamları size  “Hayır olmaz mı diyecekti?

Lakin niyet önemli!

Ha bir de düşünce,vicdan,bilgi!

Üstelik bu mekan ne utanılacak bir yerdir,ne de işlevsel olarak verim sağlanamayacak bir durumdadır.

Ha eğer gerçekten samimiyseniz ve bir şeylerden utanacaksanız önceliğimiz Cumhurbaşkanlığı sarayı değildir!

Peki ne biliyor musunuz?

Vatandaşınızın ekmeğinden keserek o  sarayın yapımına çanak tutmanızdır.

Marifet ne saraydadır ne de saray yerleşkesinde!

Halkın durumu bu kadar kötüyken, alım gücü her geçen gün düşerken, insanlar birçok yükümlülüğünü yerine getiremezken, ve buna müteakip yaşam kalitesi her gün biraz daha aşağıya çekilirken, sizin saray diye savunduğunuz şeyin sağlayacağı toplumsal fayda ne olabilir?

Ha olur da gerçekten samimiyseniz ve utanacaksınız 40  senedir yönetime gelip giden ve kendi çıkarları için siyaset yapanlardan utanın, bunca yıldır mal mülk, haksız kazanç elde edenler ve buna imkan tanıyan yönetenlerden utanın. Kendi halkına güvenmeyen ve bir başka ülkenin yönetimine gelin bizim ülkemize müdahale edin, seçimlerimize müdahale edin, kurultaylarımıza müdahale edin, yaşam biçimlerimize müdahale edin, kültürümüze müdahale edin  daveti yapanlardan utanın!!

Ha bu listeyi daha da uzatmak mümkün..

Zira utanmanız gereken o kadar çok şey var ki daha!

Diğer Haberler

Başa dön tuşu