2003’e gelinmişti. Öncelerinde Nottingham Forest, Aston Villa, Tottenham, Arsenal, Liverpool, Everton ve de nihayetinde Manchester United kapak yaptı.
E yer mi Ruslar. 2003’te meşhur oligark Roman Abramoviç işin içerisine bolcana çelik parası attı. E Chelsea, Premier’i domine eder de Araplar rahat durur mu? Şeyh Mansur önderliğindeki Abu Dabi Yatırım Konseyi de Manchester City’i bi’dünya devi yapmak için işe ulusal şampiyonluktan başladı.
E Araplar sadece City’i mi satın aldı? Zlatan’lı Paris Saint-Germain ve Malaga yanında birçok irili ufaklı kulübü de satın aldı.
Roberto Mancini’nin Manchester’i şampiyon oldu ya, diğer Manchester’in (United) genel müdürü Sir Fergie o sezon sonunda bir açıklama çaktı;
“İngiltere’de tribünde takımını destekleyip başarılı olduklarında en büyük hayali kulübü satın almak olan taraftarlardan oluşan bir nesil vardı.
Bu dönem geride kaldı ve artık yerini farklı motivasyonla gelen yeni bir nesil aldı. Bazılarının amacı para kazanmak, bazılarının da ünlü olmak.
Ligde daha çok paranın olması iyi çünkü dünyanın en güçlü ligi olmak istiyorsunuz. Ama oyunun yapısının bozulmaması ve maaşların abartılı seviyeye çıkmaması da önemli çünkü tek seferde bu kadar çok paranın gelmesi oyuncuların dengesini bozabilir.
Örneğin ücret teklif edilen bir oyuncuya başka bir kulüp 5 katını teklif ederse, belki takımda kalır ama değerinin 3 katını ister.
İşte bu da kulüplerin finansal yapıları üzerinde baskı yaratır” demişti. İşte, futbolun artık forma aşkından çıkıp, tamamen şov haline gelmesine bir miktar da Araplar katkı koydu mâlumunuz üz’re. E artık gölgede ve güneşte bir futbol oyunu mu? O işler öyle olmuyor işte.