GenelKıbrısManşetSporToplum

Gönül, Cole ve Ramos

90 artı dakika takılmana bak ama ya sonrası? Sonrasını boş geçin be gençler. Adamlar helâli hoş olsun malı götürürler ama çoğunun millete faydaları var mı Allah bilir. İşte bu yüzden, sırf bu yüzden Yeni Türkü ve de futboldan uzaklaşma durumları bizde. Kim isterse kazansın, esas kazanan sen ol değerli okuyucum. Daha da kasma artık. Sen de keyfine bak, onlar gibi

Yıllar önceydi; Niyazi Okutan Hocamızın organize ettği Kıbrıs Türk Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu üyesiydik; O aralar içerde Türkiye ve İsviçre müsabakası vardı. Sağolsun davet ettiler ve kalktık gittik. Maçtan bir gün önce misafirlere resepsiyon organize etmişlerdi. Biz de kamber olarak orada hazırdık. Gömleğinin üstten iki düğmesi açmış, arka cepte purosuyla salına salına geldi dönemin Türkiye Millî Takımlar Teknik Direktörü Fatih Terim. Bir hava 1500, sanırsın ki karşı ki tepeler ondan sorulur. Sorduk, harbiden de ondan sorulurmuş.

Arkasından da futbolcu arkadaşlar geldi sırasıyla. Detayları geçelim, büyük resimde şımarıklık tavan yapmıştı futbolcu arkadaşlarda. “Olabilir, haklarıdır” dedik ve pek de dikkate almadık. E’ee ne de olsa 85 miyon içerisinden seçilmişler. Bir’ara Gökhan Gönül’le tepsi üzerindeki kanape önünde karşılaştık. Ona; “Be bay, Avrupa’da 3 tane kaliteli çizgi oyuncusu var. Biri Ashley Cole, diğeri  Sergio Ramos ve bir de sen” dedik. O da biraz mahçup, biraz da mağrur gözlerle; “Dalga mı geçiyorsun abi” dedi. Bendeniz de; “Yok yahu, dalga denizde olur anca. Son derece ciddiyim” dedim ve gülüştük o mütevazi gençle.

Birkaç yıl sonra yolumuz İstanbul Bebek Starbucks’a düştü. Arkadaşlarla kahvelerken bir hengâme, bir hengâme sanırsın ki Ashley Cole ile Sergio Ramos mekâna girdi. En az 300 bin Euroluk siyah arabaları dışarıda duruyordu. Meraklı tazelerle döndük baktık ki yine Gökhan Gönül ve yine millî futbolcu Caner Erkin. İlk izlenim özellikle Caner’in son derece kaba ve hoşgörüden uzak bir’yapıda. İmza ve birlikte foto’lanmak isteyenlere elinin tersiyle refüze etme ve fırçalama durumları ganiydi. “Müşterilerini iplemeyen ve sallamayan kötü bir artistle daha da ilgilenemeyiz” dedik ve döndüm kahveli bir’sahile.

Düşünün ki çoluk çocuğunun rızkından kesip, maça giden bir simitçi bunlar için kavga ediyor, yırtınıyor statlarda veya kahve köşelerinde. Okul harçlığını aç kalma pahasına biriktirip maça giden bir’öğrenci de aynı durumlarla kavga, dövüş veya atışma durumları arasında üzülüyor ya da sevinç çığlıklarıyla sokak sokak alkolün dibine vurmaca durumları hâsıl oluyor.

90 artı dakika takılmana bak ama ya sonrası? Sonrasını boş geçin be gençler. Adamlar helâli hoş olsun malı götürürler ama çoğunun millete faydaları var mı Allah bilir. İşte bu yüzden, sırf bu yüzden Yeni Türkü ve de futboldan uzaklaşma durumları bizde. Kim isterse kazansın, esas kazanan sen ol değerli okuyucum. Daha da kasma artık. Sen de keyfine bak, onlar gibi.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu