Güney Kıbrıs, kuraklık kriziyle mücadelede tuzdan arındırmaya yöneliyor
Güney Kıbrıs, son yıllarda artan kuraklık ve düşen yağış oranları nedeniyle ciddi bir su kriziyle karşı karşıya.

Güney Kıbrıs, son yıllarda artan kuraklık ve düşen yağış oranları nedeniyle ciddi bir su kriziyle karşı karşıya. Yetkililer, su ihtiyacını karşılamak amacıyla tuzdan arındırma tesislerine yöneliyor.Limasol’un yukarısındaki Kouris Barajı’nda yaşanan su seviyesindeki dramatik düşüş, Aziz Nikolaos Kilisesi’nin tamamen açığa çıkmasıyla gözler önüne serildi.
Bir zamanlar su altında kalan kilisenin çan kulesi artık kurak topraklarla çevrili.Kuraklık Kıbrıs için yeni bir sorun değil; ancak iklim değişikliği bu durumu kalıcı hale getirmiş durumda. Son 90 yılda yıllık yağış miktarında %15 düşüş, son yüzyılda ise Lefkoşa’daki ortalama sıcaklıklarda 1,8 santigrat derecelik artış yaşandı. Bu artış, küresel ortalamanın iki katı.2025 yılı 1 Eylül itibarıyla, rezervuarların doluluk oranı yalnızca %14,7 olarak kaydedildi. Su Geliştirme Departmanı’ndan Yianna Economidou, 2023’te su açığının 66 milyon metreküpe (yaklaşık 26.000 olimpik havuz) ulaştığını açıkladı.
Tuzdan arındırma ile çözüm arayışı
Güney Kıbrıs’ta tuzdan arındırma ilk olarak 1997 yılında başlatıldı ve şu anda içme suyu ihtiyacının %70’i bu yolla karşılanıyor. Limasol’daki Moni tesisinde deniz suyunun tuzdan arındırılması sürüyor. 2025 yazında Birleşik Arap Emirlikleri’nden getirilen mobil üniteler devreye alındı. Hükümet, tuzdan arındırmanın tüm evsel ve ticari su ihtiyacını karşılamasını hedefliyor. Tarım Bakanı Maria Panayiotou, “Hedefimiz hava koşullarına olan bağımlılığı sona erdirmek” diyerek, tuzdan arındırma tesislerinin mevsimden bağımsız olarak sürekli çalıştırılacağını söyledi. Ayrıca “şebekelerin iyileştirilmesi” ve “su tasarrufu bilinci” vurgulandı.
Eleştiriler: Deniz ekosistemi tehlikede mi?
Ancak sistemin çevresel etkileri konusunda endişeler de var. Temsilciler Meclisi Çevre Komitesi Başkanı Charalambos Theopemptou, tuzdan arındırmanın pahalı olduğunu ve yanlış uygulamalarla deniz yaşamına zarar verebileceğini söyledi. Balıkçılar, atık tuzlu suyun boşaltıldığı bölgelerde “hayat kalmadığını” savunuyor. Tarım Bakanlığı ise yapılan izlemelerde olumsuz etkilere rastlanmadığını belirtti.
Tarım ve toprak kaybı: Yeni bir tehdit
Uzmanlara göre, kuraklığa rağmen su yoğun tarım uygulamaları da adanın çölleşme sürecini hızlandırıyor. AKTI Proje ve Araştırma Merkezi’nden çevre mühendisi Michael Loizides, “Trodos ve Beşparmak dağları dışındaki tüm alanlar potansiyel çölleşmiş bölge” diyerek uyarıda bulundu. Loizides’in yer aldığı AB destekli projede kompostlama gibi tekniklerle toprak verimliliğinin ve su tutma kapasitesinin artırılması hedefleniyor.Loizides, “Kıbrıs yıkıcı bir durumda. Bu, yaratıcı ve yenilikçi olmamız gerektiği anlamına geliyor.” diye konuştu.






































