Ülkemizin içinde bulunduğu büyük ekonomik kriz ortada iken külliye yapımı için 586 milyon TL’lik kaynak yaratılması resmen halkla dalga geçmektir.
Böylesine zorlu bir süreçte külliye için değil kaynak yaratmak, külliyeden bahsetmek bile halka karşı çok büyük bir saygısızlıktır.
Halkın alım gücü günden güne erirken, birçok evde insanlar karnını doyuramazken külliyenin konuşulması dahi söz konusu olmamalı.
Pandemi koşullarının giderek ağırlaştığı bu dönemde sağlıkta hem teçhizat hem de personel açısından büyük eksiklikler varken, Girne ve Güzelyurt Hastaneleri yarım kalmışken, eğitimde birçok sorunlar varken, pandemi koşullarında çocuklarımız 30 -35 kişilik sınıflarda eğitim görürken, birçok belediyede ve devlet kurumunda çalışanlar 13. Maaşlarını alamazken, asgari ücretliler açlık sınırı altında maaşla çalışmaya mahkum edilmişken külliye yapılmasının hala daha gündemde tutulması tam anlamı ile aymazlıktır.
Döviz krizi bahane edilerek gerek hükümet tarafından, gerekse fırsatçı tüccarlar tarafından yapılan zamlar halkın belini bükmüştür.
Döviz kurunun tavan yaptığı güne göre ayarlanan fiyatlarda, kur düşmesine rağmen tek kuruşluk indirim yapılmamıştır.
Başbakan Sucuoğlu geçtiğimiz hafta akaryakıt ve tüp gaz fiyatlarının düşürüleceği sözünü vermiş olmasına rağmen sözünü tutmamış, halkı kandırmıştır.
Ülkeyi yöneten ve yönetmeye talip olanların en önemli görevi halkın refah seviyesini yükseltmek olmalıdır.
Halk ekonomik kriz altında ezilirken, kendileri için saray yaptıracak kadar makam sarhoşluğu içinde olanların halkımıza vereceği hiçbir şey yoktur.
(S.A)
