KıbrısManşetSiyasetSpor

Hasta Adam

Maalesef spor kamuoyu Kıbrıs Türk sporu için de aynı ‘Hasta Adam’ yakıştırmasını yapıyor. Yakın geçmişte bir spor şurası organize edilmişti. Bol pilavuna ve börekli ikramlar eşliğinde kırık testi üzerinden ha’bire havanda su dövüldü yine/yeni/yeniden. Sonuç mu? 160 üzerinde tavsiye kararı alındı alınmasına ama kaçta kaçı yürürlüğe girecek bekleyip göreceğiz

“Hasta adam”; Ekonomisi kötü olan devletleri için kullanılan bir deyiş. Bu deyiş ilk defa Rusya İmparatoru I. Nikolay tarafından artarda gelen savaşlar nedeni ile toprak kaybeden ve Avrupa’nın ekonomik kontrolüne girmiş olan Osmanlı İmparatorluğu için kullanıldığı düşünülmekteydi. Nikolay, St. Petersburg’da 9 Ocak 1853 tarihinde söylediği ve deyimin geçtiği söz şöyledir: “Kollarımız arasında hasta, ağır hasta bir adam var”. İşte, Nikolay konuşmasında sadece “hasta adam” deyişini söylemiş, “Avrupa”nın kelimesini söylememiştir. Deyişin tamamı ilk kez 12 Mayıs 1860 tarihinde The New York Times tarafından yazılmıştır. Ayrıca o yıllarda Osmanlı Devleti, Boğaz’ın Hasta Adamı olarak da bilinmekteydi.

Neyse, Rus Çarı 1. Nikola’dan sonra çok sular aktı. Cumhuriyet Dönemi ile verilen varoluş mücadelesini şükür Türk Milleti kazandı. Arkasından da mâlum darbelerle özellikle ekonomi yönünden maalesef milletin cebinin dibine dibine vuruldu.

Türkiye 2023 hedefinde ‘500 milyar dolar ihracat, 50 milyon turist ve yıllık %12’lik büyüme’ hedefi varmış. Tabiî bu öngörü Cumhurbaşkanlığı danışmanlarının öngörüsü. Bu öngörünün altında da planlı bir stratejik yönetim var mı onu da Allah bilir. ‘Büyük resim’ için detaylı çalışmak gerekiyor, tıpkı bir halı ustasının dokuma tezgâhında sabırla, inatla ve de inançla çalışması gibi.

Bizde? 1974’ sonrası önce Cemaat Meclisi merkezli Federe Devlet, sonra da 83 Cumhuriyeti. Arkasından da 45 yıldır ayağımıza bağlanan/bağladığımız pranga fonksiyonlu, insanlığın yakınından bile geçmeyen türlü türlü boykotlar zinciri. Bu boykotun da en güçlü halkası ise spor. Hedef kitlesinde gençlik olan ve bir ülkenin geleceğini organize edecek erki elinde bulunduran, dört nesli yoksayan bir boykotçu spor organizasyonu ile karşı karşıya, ancak bireysel yönden de vitrin demokrasisi bağlamında yan yanayız. Neymiş? Kurallar varmış? Nedense yıllardır bu kurallar da hep bize işledi. Bizde kabahat yok mu? Ganî. Yıllardır yok Bosna Modeli, yok Monako Modeli, yok Tayvan Modeli diye diye Saldım Mevlam Çayıra Modeli’ni güttük. Nice nice yetenekler harcandı bu yolda. Hâlihazırda olimpik sporcularımız var ama olimpik organizasyonumuz yok maalesef. Tayvan Modeliymiş! ‘Tayvanlaşıyoruz’ galiba.

Maalesef spor kamuoyu Kıbrıs Türk sporu için de aynı ‘Hasta Adam’ yakıştırmasını yapıyor. Yakın geçmişte bir spor şurası organize edilmişti. Bol pilavuna ve börekli ikramlar eşliğinde kırık testi üzerinden ha’bire havanda su dövüldü yine/yeni/yeniden. Sonuç mu? 160 üzerinde tavsiye kararı alındı alınmasına ama kaçta kaçı yürürlüğe girecek bekleyip göreceğiz. Rüyamızda. Çözüm mü? Sporda çağdaş bir Ödül ve Teşvik Yönetmeliği için kaynak yaratmak şart. Aksi lo lo lo.

Diğer Haberler

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu