KıbrısManşetSpor

Hasta adam

Gerçek olan şu ki Kıbrıs Türk sporu başka bir deyişle ‘hasta adam’ ölmek üz’re a dostlar. Aha gene karamsar bir yazı oldu ama n’apayım! Bu bağlamda problem, problemin nedenleri ve çözüm yolları belli

Sporumuzu gerek bizler, gerekse Avrupalı arkadaşlar olmak üzere yıllar boyunca hem önden, hem de arkadan kızarmış iki tost ekmeği arasındaki eski kaşar peyniri gibi erittik. Kuzey’de kendi ciğerimizle ve de kendi yağımızla küçük küçük çiftlikler oluşturduk! Sporda da; Böl, Parçala, Yönet ve de Ye Yememing Modeli’ni sıraya koyduk. Her’bir spor federasyonunu kendi içerisindeki Yengeç Sepeti Sendromu dahilinde hükümetlere bağımlı kıldık. Ne Sponsorluk Tüzüğü işledi, ne de ölümüzün goca körü Yap, İşlet Devret Modeli veya diğer modeller.

Hani şu seçim her döneminde siyasi arkadaşlar sporumuz için “Monako veya Tayvan Mayvan Modeli filan” dediler ya, bu da çok komikti vesselâm.

Neyse konuyu uzatmayalım; Avrupa’nın hasta adamı (İngilizce: Sick man of Europe), ekonomisi kötü olan Avrupa devletleri için kullanılan bir deyimdir. Bu deyimin ilk defa Rusya İmparatoru I. Nikolay tarafından art arda gelen savaşlar nedeni ile toprak kaybeden ve Avrupa’nın mali kontrolüne girmiş olan Osmanlı İmparatorluğu için kullanıldığı düşünülmekteydi. Nikolay, St. Petersburg’da 9 Ocak 1853 tarihinde söylediği ve deyimin geçtiği söz şöyledir: “Kollarımız arasında hasta, ağır hasta bir adam var”. Nikolay konuşmasında sadece “Hasta Adam” deyişini söylemiş, “Avrupa”nın kelimesini söylememiştir. Deyimin tamamı ilk kez 12 Mayıs 1860 tarihinde The New York Times tarafından yazılmıştır. Bu deyimden dolayı I. Dünya Savaşı’nda İtilaf Devletleri, Osmanlı’yı küçümsemiştir. Ayrıca Osmanlı Devleti, Boğaz’ın hasta adamı olarak da bilinmektedir. Maalesef Kıbrıs Türk sporu için de özellikle sporcularımız tarafından aynı yakıştırma yapılıyor. Yakın geçmişte bir’spor şurası organize edilmişti. Bol pilavuna ve börekli ikramlar eşliğinde kırık testi üzerinden ha’bire havanda su dövüldü yine/yeni/yeniden. Sonuç mu? 160 üzerinde tavsiye kararı alındı alınmasına ama kaçta kaçı yürürlüğe girecek onu da Allah bilir.

Gerçek olan şu ki Kıbrıs Türk sporu başka bir deyişle ‘hasta adam’ ölmek üz’re a dostlar. Aha gene karamsar bir yazı oldu ama n’apayım! Bu bağlamda problem, problemin nedenleri ve çözüm yolları belli.

Endüstriyel spor dünyasına aidiyetine ilişkin bir ortak akıl projesini çoktan geçtik. Problem sürecinde sürekli irdelenen “Dikilitaş hukuku mu, yoksa evrensel hukuk mu?” tartışması ve açılımı da hukukçulara bırakalım. Sonuç mu? İnsan Hakları Evrensel Beyannemesi nezdinde uluslar’üstü spor mahkemelerinde dava dosyalanmazsa sporumuzdan bir’cacık olmayacak. Şûra mı? Dostlar alışverişte görsün ve de kolay gelsin gençler…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu