EkonomiKıbrısManşetSiyaset

Hayallerle yürümeyecek olan işler vardır

İçinde bulunduğumuz salgının dayattığı şartların  sağlık kısmı elbette önemli bir konudur. Lakin sosyal devlet olgusu  işin ekonomik kısmının özellikle alt ve orta sınıf için gözden kaçırılmaması gerektiğini söylüyor

Şöyle bir başınızı kaldırın ve etrafınıza bir göz gezdirin,  göreceğiniz şey en çok konuşulan konular arasında geçim sıkıntısının geldiğidir.

Okulların açılmasıyla birlikte bu ikiye hatta üçe katlandı diyebiliriz.

Çarşıdan tutun, okul kıyafeti satılan mağazaya kırtasiyeye, markete ihtiyaçlarımızı karşılaya bileceğimiz her ticari faaliyet içinde alım gücünün zayıfladığını hissedebiliyoruz.

Bu ülkemizin en başta gelen somut gerçeklerinden biri, ve fakat ülkeyi yönetenler maalesef bu gerçeklerden çok uzak paralel bir evrende yaşıyorlarmış gibi  bir tavır içinde..

Adeta bir hayal dünyasında yaşıyorlar.

Gerçeği görmek yerine, gerçek olmayan yalanlarla kendilerini ifade ediyorlar.

Doğal olarak içine girdikleri bu ruh haliyle halkın her gün yüzleşmek zorunda kaldığı gerçekleri görmüyorlar veya da görmek istemiyorlar. Ve haliyle umursamıyorlar halkın yaşadıklarını.. Onların gündemi halkın gündeminden farklı oluyor. Halk geçim derdinde çırpınırken onların gündemlerinde statülerini koruma var..

Kendilerine düzen olarak seçtikleri bu sistem güçsüzü yok ederken, haksız kazancı zirveye taşıyor. Oysa bu ülkenin Anayasası var.

Yönetenlerin de bu Anayasa çerçevesinde sorumlulukları.

İçinde bulunduğumuz salgının dayattığı şartların  sağlık kısmı elbette önemli bir konudur. Lakin sosyal devlet olgusu  işin ekonomik kısmının özellikle alt ve orta sınıf için gözden kaçırılmaması gerektiğini söylüyor.

Devletin İstatistik Kurumu verilerine göre 2020 yılında Gayri Safi Yurtiçi Hasıla reel olarak

yüzde 16,2 oranında küçüldü, yani ekonomi daraldı. Bu durumda halk da yüzde 21 oranında fakirleşti.

Bir başka çalışmada Merkez Bankası verilerine göre kredi kartı borçları yüzde 35, toplam krediler ise yüzde 29 oranında arttı.

2019’da ise enflasyon yüzde 15,03 olarak gerçekleşirken TL, Sterlin karşısında yüzde 33,24 oranında değer kaybetti.

Kamuda çalışana % 13, Asgari ücrete % 12 civarında artış yapılabildi.

Özel sektöre teşvik – katkı hiçbir  şekilde olmadığı için özel sektör işvereni bu dönemde bu rakamı dahi nasıl ödeyeceğini düşünmeye başladı…

Akaryakıtta 3 ayda 5 kez, yüzde 29 oranında zam yapıldı.

Bu arada 1 Sterlin 12.00 TL’ye dayandı

Temel ihtiyaç olan tüketim maddeleri yüzde 18 oranında zamlandı ve bu yükseliş devam ediyor.

Bu arada hükümet fütursuzca hesapsız kitapsız vatandaşlıklar dağıtıyor. İstisnai diye yüzlerce insan haksız, hukuksuz vatandaş yapılıyor.

İnsanların hayatını kolaylaştıracak hiçbir önlem hükümet edenler tarafından alınmıyor.

Oysa ki ülkede makul şartların oluşması, hayatın ucuzlatılması gibi birçok şey ki bunun en başında, denetim, gelir, önlem almak gelir bunların tüm sorumluluğu yönetenlerin yetkisi dahilindeyken,  maalesef yönetenler halkı yalnız bırakmayı seçtiler.

Yani bu ne demek?

“ Ne haliniz varsa görün” anlayışı demek.

Yaşadığımız süreçte edindiğimiz tecrübe ile mali ve ekonomik krizde, sosyal devletin ne kadar önemli olduğu çok net olarak ortaya çıkmıştır. Dolayısıyla sosyal devletin gücünün ve öneminin ne denli yaşamsal olduğu özellikle bu kriz döneminde görüldü. Toplumsal alanda sosyal dengenin kurulabilmesi için Devletin rolünün önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu