Herkes aklını başına alsın..

Ekim ayında Hamas’ın silahlı kanadı Kassam Tugayları’nın saldırısı sonrasında Gazze’de sivilleri hedef alarak uluslararası kamuoyunu ayağa kaldıran İsrail’den gelen iddia üzerinde yüzlerce kez  düşünülmesi gerekiyor. Bu iddiayı haberleştiren Reuters haber ajansı. Son derece güvenilir bir medya kuruluşu. İngiliz haber ajansı Reuters’ın “son dakika” ibaresiyle aktardığı haberde, İsrailli yetkililer Kuzey Kıbrıs’ta Yahudilere ve İsraillilere yönelik suikast girişiminin olduğunu iddia etti. Açıklamada, “İranlı ajanlar, Kuzey Kıbrıs’ı İsrailliler ve Yahudi hedefler için bir saldırı alanı olarak kullanıyor” denildi.

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun ofisi tarafından yapılan açıklamada, İsrail istihbarat servisi Mossad’ın Kıbrıs’ın kuzeyinde İran’ın bölgedeki Yahudilere yönelik bir suikast girişiminde bulunduğunu fark ettiğini ve engellediği iddia edildi. Açıklamada, bu tür olayların 7 Ekim’den beri giderek arttığı kaydedildi.

Açıklamada İsrail’in, İran’ın Türkiye’nin kontrolündeki Kuzey Kıbrıs’ı, “hem terörizm hedefleri için hem de operasyon ve geçiş alanı olarak” kullanmasından “rahatsızlık duyduğu” belirtildi. Bu iddia hafife alınacak ya da geçiştirilecek bir iddia değil.

Bu nedenle başta ülkeyi yönetenler olmak üzere ilgili tüm kurumlar çok ama çok dikkatli olmak zorundadır. Kimse kusura bakmasın ama eğer bu iddia doğruysa kendi ülkemizde İran veyahut bir başka ülkenin bu gibi eylemler planlayarak hayata geçirmeye çalışması başımıza çok büyük problemler açar, hatta Ada üzerinde hepimizi ateşe atar. İsrail’in Gazze’de yaptıkları kuşku yok ki insanlık suçudur, bu savaş falan da değildir, İsrail Gazze’de soy kırımı yapmaktadır bunun hiçbir şekilde izahı olamaz.

Ve fakat  Ada’nın gerek Güney yarısında gerekse Kuzey yarısında tek bir İsrail vatandaşının saçının teline dahi zarar gelirse, ki bunu da tasvip etmek mümkün değil, işte o zaman İsrail’in hedefi haline gelmekten kimse bizi kurtaramaz. Dolayısıyla herkes aklını başına toplasın ve bu oyunun bir parçası olmaktan uzak dursun. Bu işin şakası olmadığı gibi konu parti iktidar muhalefet meselesi de değildir. Bunun toplumsal sonuçları hepimiz için çok ama çok ağır bedeller ödememize kadar varır.

Bu Ada’nın hem Güney’inde hem Kuzey’inde İsrail iş insanlarının, Rus ve İranlı iş insanlarının  çok büyük yatırımları olduğunu hepimiz biliyoruz.

Bu yatırımlar gizli saklı da yapılmadı.

Hem Güneyde, hem Kuzeyde otoritenin izni ve yasal mevzuatlarına uygun yapıldı bu yatırımlar, bazı avukatlar, inşaat şirketleri, muhasebeciler bu işlerden çok büyük kazançlar elde ettiler. Diyeceğim o ki birilerinin kavgasına müdahil olacak lüksümüz yoktur bu Adada. Hatta bizim çok ciddi sorunlarımız varken başka coğrafyaların sorunlarına çare üretilecek ne durumumuz vardır ne de bunlara yataklık yapacak pozisyonumuz.