EğitimManşetSağlıkYaşam

Histrionik kişilik bozukluğu

Histrionik kişilik bozukluğu olan kişiler aşırı duygusallık, aşırı ilgi görme ve dikkati üzerine çekme isteği, olayları büyütme, dramatize etmeye eğilim, abartılmış duygusal tepkiler verme gibi özellikler gösterirler

Histrionik kişilik bozukluğu olan kişiler aşırı duygusallık, aşırı ilgi görme ve dikkati üzerine çekme isteği, olayları büyütme, dramatize etmeye eğilim, abartılmış duygusal tepkiler verme gibi özellikler gösterirler. Bu rahatsızlığa, ancak sürekli tekrarlıyor, günlük yaşamı ve sorumlulukları bozuyor ise teşhis konulabilir. Bu kişiler yakın ilişki kurmakta zorlanırlar. Aşırı yakın ve samimi görünebilirler ama bu duygusallıktan uzak içi boş bir görüntüdür. Bir yandan ilişkilerindeki kontrolü kendileri sağlamaya çalışırken bir yandan ise kendilerini aşırı derecede bağımlı hissederler. Bu kişiler sürekli ilgi odağı olmak istediklerinden ve yarışmacı yapılarından ötürü karşı cinsi bir rakip veya bir tehdit olarak görürler.

Temelde bulunan cinsellikle ilgili korkularına rağmen dışarıdan izlendiklerinde flörtöz yaklaşımları vardır. Hayal kırıklığına toleransları düşüktür; hayal kırıklığı sonrasında duygulanımları hızla öfke ve üzüntüye dönüşebilir. Değersizlik duygusu ve reddedilme korkusu hakimdir ancak bu dışarıdan pek anlaşılmaz. Çok büyük bir hevesle bir işe sarılırlar fakat ilgilerini çabuk kaybederler. Belirsiz ve etkileyici bir ses tonu kullanmaya özen gösterirler. Histrionik kişilik bozukluğu tanısı konulabilmesi için sizin için sıraladığımız faktörlerden en az 5’inin olması gerekiyor. Aşırı ilgi görme, dikkatleri üzerine çekme isteği. Olayları olduğundan daha abartılı bir şekilde yaşayan ve dramatize etme. Teşhirci davranış. Eleştiri veya onaylanmamaya karşı aşırı duygusallık. Kişiliğinden gurur duyma, değişime karşı isteksizlik ve herhangi bir değişimi tehdit olarak algılama, Uygunsuz şekilde kışkırtıcı davranış veya görünüm sergilemek. İlgi merkezi olma ihtiyacı. Ani kararlar almak.

Histrionik kişilik bozukluğu nedenleri henüz tam olarak keşfedilmemiştir. Bununla beraber, çok sayıda ruh sağlığı uzmanı, bu hastalığın hem çevresel etkilere bağlı olarak hem de aileden gelen genetiklere bağlı olarak gelişmekte olduğunu vurgulamaktadır. Histerik insanlara yapılan terapilerde genellikle, çocukluk döneminde istismara uğrama ile karşılaşılmaktadır. Yapılan araştırmalarda, ebeveynlerle olan iletişim problemlerinin de bu hastalığa neden olabildiği ortaya konmuştur. Özellikle ihmalkar ve ilgisiz annelerin çocuklarında bu hastalığa rastlandığı belirtilmiştir. Histrionik hasta, bebeklik döneminde ihtiyaçlarını annesine gösterebilmek için abartılı davranışlar sergilemeyi öğrenmektedir. İlgisiz kalan bebek, duygularını dile getiremediği için, yüksek perdeden hareketler sergilemektedir. Bebek büyüdüğü zaman da, kendini ifade edebilmek adına abartılı davranışlarda bulunmaya devam etmektedir. İlgisiz anne sadece bebeğine karşı değil, eşine karşı da aynı ilgisizliği göstermektedir. Bu da baba ile kızını birbirine daha yakından bağlamaktadır. Bu süreçte kız çocuk, babasının ilgisini şirinlikle, sevimlilikle çekebildiğini fark eder. Bu durum, kız çocuğun ergenliğe gireceği döneme kadar bu şekilde devam eder. Ergenlik ile birlikte kız çocuğu, histerik ilgi görebilmek adına dış görünüşünü ve abartılı hareketlerini başka erkeklere karşı kullanmaya başlayacaktır.

Erkeklerde histerik kişilik, kadınlara göre iki türde olabilmektedir. Birincisi aşırı erkeksi hareketler, ikincisi kadınsı hareketlerdir. Erkekler bebeklik döneminde annelerinin uzağa gitmesi durumunda başka bir erkeğin tercih edildiğini düşünmektedir. Bu da annesini elinde tutabilmek adına, diğer erkeklere karşı baskın olmaya itmektedir. Bu durum erkeğin kendi kendine fark edemeyeceği bir şekilde oluşmaktadır. Öte yandan, erkek histrioniklerde kadınsı davranışlar da görülebilmektedir. Bu durum, annenin çok daha baskın olduğu aile yapısında oluşabilmektedir. Anne üzerinde otoritesini kuramayan babanın, çocuklarına karşı aşırı baskın tutumu, erkek hastaların kadınsı davranışlar geliştirilmesine neden olmaktadır. Histerik kişilik bozukluğu tedavi sürecinde en önemli tedavi tekniği hiç kuşkusuz psikoterapidir. Hastalarda terapi süreci genellikle zorlayıcı olmaktadır. Bunun nedeni hastanın kendisini doktora anlatmakta tam olarak dürüst olamamasıdır.

Terapi sürecinde doktorun hasta ile iyi bir ilişki kurması, karşılıklı güvenin sağlanması için çok önemlidir. Hasta, ancak iyi bir güven ortamında tam anlamıyla dürüst olarak kendisini ifade edecektir. Psikoterapi sürecinde hastaya cesaretlendirici, güven verici ve tehdit içermediği hissettirilen bir tedavi yapılmalıdır. Verilecek olan destekleyici psikoterapi ile duygusal yönden yaşanan rahatsızlıklar azaltılabilir, hastanın özgüveni arttırılabilir. Hastanın semptomlarını azaltmak için akıl sağlığı uzmanının olabildiğince özenli ve sempatik dinleme yöntemi kullanması gerekmektedir. Psikoterapide kullanılacak olan psikanalitik – psikodinamik teknikler ve bilişsel terapiler oldukça büyük yarar sağlamaktadır. Öte yandan ülkemizde sık tercih edilmese de, grup terapileri de büyük etki etmektedir. Hastalıkla beraber görülebilecek ek psikiyatrik hastalıklarda ilaç tedavisi de uygulanabilir.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu