GenelGüney KıbrısManşet

Hristodulidis’ten, Cumhurbaşkanı Tatar ve BM Genel Sekreteri Guterres’e kayıplar konusuyla ilgili davet

Rum Yönetimi Başkanı Nikos Hristodulidis, Rum kesiminin, bir karşılık verilmesini umarak, olumlu mesajlar göndermeye devam edeceğini söyledi.

Hristodulidis, topluma bir mesaj göndermek için BM Genel Sekreteri Antonio Guterres ile Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a birlikte Antropoloji Laboratuvarı’na gitme daveti yaptığını belirtti.

Alithia ve diğer gazetelerde yer alan habere göre, 15 Temmuz 1974 tarihinde Yunan Cuntasının Kıbrıs’ta yaptığı darbede hayatını kaybedenlerin anılması için dün düzenlenen ayinin ardından basına açıklamalarda bulunan Hristodulidis, Rum kesiminin üzerinde hem fikir olunan iki kesimli iki toplumlu federasyon çerçevesi dışında başka bir çözüm şekline yol açacak herhangi bir şeyin kabulünün görüşülmek için masada olmadığını umarak olumlu mesajlar göndermeye devam edeceğini söyledi.

Hristodulidis, “Kıbrıs Türk tarafının egemen eşitlik konusu ortada dururken müzakerelerin yeniden nasıl başlayabileceği?” sorusunu yanıtında “Üzerinde hem fikir olunan iki kesimli iki toplumlu federasyon çerçevesi dışında başka bir çözüm şekline yol açacak herhangi bir şeyin görüşülmesinin ve kabulünün mümkün olmadığı” iddiasını yineledi.

Böyle bir tartışmaya dâhil olmalarının söz konusu olmadığını belirterek, “uluslararası toplumun da böyle bir tartışmaya dahil olmasının söz konusu olmadığını” öne süren Hristodulidis, sözlerinin devamında BM Güvenlik Konseyi’nin son açıklamasına da değindi.

Kamuoyu önünde bir sorumluluk yükleme, karşılıklı suçlama oyununa girmenin kendisi için kolay olacağını da öne süren Hristodulidis, sözlerinin devamında, nihai sonucun ne olacağı sorusunu sordu.

Cumhurbaşkanı Tatar ve Guterres’e davet

Koşullar yaratılması için, gerek BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, gerek Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a Kayıp Şahıslar Komitesi Antropoloji Laboratuvarına gitmeleri için bir davette bulunduğunu da ifade eden Hristodulidis, günlük faaliyetleri aracılığıyla, müzakerelerin yeniden başlamasına ilişkin koşulları meydana getirmeye çalıştıklarını savundu.

Hristodulidis, bu sebepten ötürü, geçtiğimiz Cuma günü gerek BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, gerek de Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a yazılı olarak başvurduğunu ve önümüzdeki zaman zarfında, Temmuz sonları veya Ağustos başında Kayıp Şahıslar Komitesi Antropoloji Laboratuvarına birlikte gitmelerini istediğini ifade etti.

Hristodulidis, göreve geldikleri ilk günden bu yana, zorluklar ve meydana okumalara rağmen çözüm için çalıştıklarını da söyledi.

Hristodulidis bir soruya yanıtında ise, önceden bir diyalog yapıldığını ancak bazı problemler çıktığını ve topluma bir mesaj da göndermeleri için, Antropoloji Laboratuvarına birlikte gitmelerini talep ederek, BM Genel Sekreteri ile Cumhurbaşkanı Tatar’a yazılı talepte bulunduğunu yineledi.

Büyük ve ulusal hedefleri olan müzakerelerin yeniden başlaması koşullarının meydana getirilmesi için, iyi niyetlerini göstererek üzerinde çalıştıkları bazı başka düşünceleri de olduğunu dile getiren Hristodulidis, düşüncelerinin Kıbrıslı Türkler veya müzakere süreciyle ilgili olup olmadığı sorusuna ise yanıtında “düşüncelerinin genel olarak müzakereler aynı zamanda özlü müzakerelerin Crans Montana’da kaldığı yerden yeniden başlamasına izin verecek koşullar yaratılmasına yol açacak her şeyle ilgili olduğunu” öne sürdü.

Hristodulidis konuşmasında “üzerinde anlaşmaya varılan çerçeve ortadadır. üzerinde anlaşamaya varılan çerçeve endişeleri giderebilir ve ben de her daim Üzerinde anlaşmaya varılmış çerçeve içerisinde, endişeleri ve kaygıları ele almaya hazırım” ifadelerini de kullandı.

Kapalı bölge Maraş konusu

Yeni oldubittiler yaratılması tehlikesiyle birlikte, kapalı bölge Maraş’taki “Türk planlamaları” konusundaki bir soruya da yanıt veren Hristodulidis, zamanın geçmesinin bunun gibi yeni oldubittiler meydana getirdiğini iddia etti.

Diplomatik ve politik girişimlerde bulunacaklarını ancak tüm bu oldubittileri önlemenin tek yolunun Kıbrıs sorununun çözümü olduğunu ve başka yolu olmadığını söyleyen Hristodulidis, B planı olmadığını, ellerinden gelen her şeyi yapacaklarını ve kamuoyu önünde bir sorumluluk yükleme oyununa müdahil olmayacağını sözlerine ekledi.

Hristodulidis’in darbeyle ilgili konuşması

Gazeteye göre, Hristodulidis, 15 Temmuz 1974 tarihinde Yunan Cuntasının Kıbrıs’ta yaptığı darbede hayatını kaybedenlerin anılması için dün düzenlenen ayinden sonra, darbe konusunda yaptığı açıklamada ise, 15 Temmuz 1974 tarihinde ne olduğunu çocuklarına izah etmelerinin, her birinin şahsi sorumluluğu olduğunu söyledi.

Ülkenin kamusal yaşamına katılan herkesin, 15 Temmuz’da yaşananların mesajını aldığını pratikte göstermesi gerektiğini de ifade eden Hristodulidis, sahip oldukları en önemli şey olan “Kıbrıs Cumhuriyeti”ni savunmak için mücadele eden herkesin anısına saygı duyduklarını söyledi.

Hristodulidis açıklamasında ayrıca, önceden planlanmış darbeyi, Yunan Cuntasını ve Kıbrıs’taki işbirlikçilerini de kınadı.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu