“İdeal kilomuz ne acaba?” diye sızlanan çok vatandaşımız var. Performans sporcusu olmayan yetişkin bireyler için formül basit; “Santimetre cinsi boy’dan 100 çıkar ve kalan sayının artı – eksi 5kg aralığı ideal kilonuzdur” kabaca dersek ortalamaya yaklaşırız zannımca. Haa, ‘super body’ sınıfı bu formülün dışında! Gerisi aynaya baksın yeter.
Bu süreçte n’apmalı? Önce profesyonel bir diyetisyen baskısı altına girilmeli. Arkasına da “yağmur, çamur, rüzgâr, soğuk, şoför atladı, lastik patladı” demeden kuyruklu yalansız bir egzersiz programına dahil olmalı.
Kendinize bir saat ayırmazsanız, illâ ki bir ‘ilaçla’ yaşayan Ali-Zavra Sürüngeni yaşam devam edecektir. Bilirsiniz, fiziksel durumumuz bizim zihinsel ve de duygusal sürecimizi direkt etkiler. “Bugünkü hastalıkların yüzde 80’ninin kaynağında stres var” diyor tıp bilimci Prof Dr. Osman Müftüoğlu. Stresi atmamız mümkün değil, onu sadece naçizane yönetebiliriz. Biraz sağlık, biraz estetik, biraz da sosyal ortama aidiyet tamamdır sayın seyirciler.
Neyse, son’bahar yakın; Port’ta veya Maldivler’de Blue Orgazm adlı içecek günleri artık geçmişte kalsın. Bir de alkollü bira ayları da bitsin zira ha’abire işlenmiş şekerle karaciğerimize yaptığımız zulüm bitsin artık.
“Bira” demişken yıllık bira tüketiminde Çek Cumhuriyeti vatandaşları yılda 158 litre ile birinci sırada. Arkasından da İrlandalılar 131 litre ile ikinci sıradaymış. Garibim Almanlar ise anca 110 litre ile üçüncü sırada yer almış. Bizim durumumuz ne durumda bilmiyoruz ama bira konusundaki glisemik indeks (şeker düzeyi) düzeyi tavanda olan bir içecek. Hâl böyle olunca da her yudumda kan insülinimizi daha da aşağıya çekiyoruz ve ‘acıkma’ modunda bıkkın ve bitkin göbeklerle volta atıyoruz. Zehir-zıkkım filân solda sıfır. Takdir tabiî ki de sizin. Sağlıkla.
