Ülkenin eski başbakanlarından ve UBP eski genel başkanlarından Hüseyin Özgürgün Türkiye’de bir medya kurumuna (Halk TV) Seyhan Avşar’a verdiği mülakatta, hesabında bulunan milyon dolarlık bakiyenin UBP’li üyelerden toplanan paralar olduğunu söyledi.
Mutlaka hatırlayanlar vardır ki benim sadece aklımda değil notlarım arasında da muhafaza ettiğim bilgilerde Hüseyin Özgürgün, 2015-2017 yılları arasında banka hesabına yatan;
2,773,800.- TL
252,525.- USD
325,800.-GBP
242,000.-EUR
Sayın Özgürgün bu paralar izah ederken “arkadaşlarımdan borç aldım” demişti. Bugün ise o paralar için “UBP’nin seçim parası” diyor.
Peki konuyla ilgili olan kurumlar bu açıklamaya ne diyor?
Mesela Başbakanlık Denetleme Kurulu
Sayıştay, KKTC Merkez Bankası, Para Kambiyo Dairesi, Başsavcılık, Mali Polis
İlgili banka vb..
Malumunuz olduğu üzere bu konu yargıda.
Ve fakat Hüseyin Özgürgün yurtdışında olduğu ve kendisine ulaşılamadığı gerekçesi ile tebligat yapılamadığından mütevellit dava ileriye götürülemiyor.
Dolayısıyla görülmeyen bir davanın da haliyle sonucu olmaz. Ta ki Hüseyin Özgürgün adaya gelip mahkeme huzuruna çıkana kadar. Ben hukukçu değilim, elbette Başsavcılığımız yeni gelişmelere göre konuyu değerlendirecektir. Ve fakat Hüseyin Özgürgün’ün son yapmış olduğu bu açıklamalardan sonra kuşku yok ki araştırmaya muhtaç bir durum ortaya çıktı.
Nitekim Sayın Özgürgün hesabında bulunan milyon dolarlık meblağın izahını vermeden adadan ayrılmayı tercih etmişti. Bu paranın UBP’li üyelerden ve/veyahut UBP yanlısı iş insanlarından temin edilip edilmediği noktası (bağış) aydınlatılmalı.
Hatta bunun ortaya çıkarılması çok kolay.
Nihayetinde toplanan paraların kimlerden toplandığı, kaç para olduğu, ya da kimlerin bağışta bulunduğuna dair belgeler vardır.
Kimse cebindeki parayı durup dururken ilgili bankanın önünden geçerken içeri girip Hüseyin Özgürgün’ün hesabına yatırmadı diye düşünüyorum.
Dolayısıyla bütün bunların makul ve somut dayanakları olması gerekiyor.
Hoş, madem Hüseyin Bey bundan çok emin ve bu paraların hesabı kitabı belli diyor o zaman adaya dönmemesi için hiçbir sebep yoktur. Atlasın bir uçağa gelsin üzerindeki bu şaibeyi hem ortadan kaldırsın hem de adaletin tecelli etmesine katkı sağlasın.
Ki en önemlisi de bence bu..
Ve evet yine UBP’nin eski genel başkanlarından birisi ile devam edelim.
Sayın Tahsin Ertuğruloğlu.
Son günlerde adı sıkça geçen bir kişi. Başbakan Sucuoğlu Ankara’nın yaptığı baskılara daha fazla dayanamadı ve Tahsin Bey’i kabinesinde görevlendirdi.
Tahsin Bey halkın desteğine sahip olamadı ama Türkiye’de AKP iktidarının desteğine sahip. Kuşku yok ki Türkiye’yi yaklaşık 20 yıldır yöneten bir AKP iktidarının takdirini kazanmak Kıbrıslı Türk siyasetçiler için kıymetli bir kazanımdır. Tahsin Bey çok açık ki buna mazhar olmuş bir isimdir. Zaten bunu bilmeyen yok. Ve fakat Tahsin Bey seçilmiş bir siyasetçi değil, bu Tahsin Bey de bir sıkıntı yaratmasa da,UBP içinde zaman zaman rahatsızlık yaratıyor.
Son yapılan genel seçimlerde ise aday adayı dahi olmamıştır Tahsin Bey.
Fakat şimdi UBP içinde seçilmiş birçok arkadaşının üzerine basa basa Dışişleri Bakanı olarak kabinedeki yerini aldı.
Yeni Genel Başkan Faiz Bey’in durumu ise içler acısı. UBP Genel Başkanı ve ülkenin Başbakanı olarak otoritesini kuramamış, prestijini ayaklar altına almış, itibarını çizmiş ve bu vakitten sonra siyaseten de bütünüyle sıfırlanmış bir kişi olarak öylece kala kalmış.
Yazık çok yazık…
