KıbrısManşetSağlık

İstatistikle insanlığı kandırdılar ama süre doldu artık korkmayın

Bu küreselciler 2019 yılından itibaren strateji değiştirdi. Silahla dizayn edemedikleri dünyayı virüslerle dizayn etmeyi benimsediler

Ben Covid-19 virüsünün kirli yüzünü sizlere bıkmadan usanmadan ve korkmadan anlatmaya devam edeceğim. Bu virüsün sebep olduğu hastalık aslında bir biyolojik tekno silahtır. Aylar öncesinden bu hastalığın tasarlanmış bir senaryo olduğunu ve bunu da hazırlayanların küresel sermaye olduğunu anlattım ve yazdım. Bu küreselciler 2019 yılından itibaren strateji değiştirdi. Silahla dizayn edemedikleri dünyayı virüslerle dizayn etmeyi benimsediler. Anlatmak istediğim ve birçoğumuzun göremediği şey işte budur; Artık BM’nin yerine DSÖ’nü yani SİLAH yerine İLAÇ SEKTÖRÜNÜ kullanıyorlar bunu lütfen görün artık.

Amaçları tek merkezden kontrol ve para kazanmak üzerine kurulmuş bir kölelik düzen yaratmak. Artık yeni bir çağa girmiş bulunuyoruz, bir teknolojik devrim yaşıyoruz aslında, sanal sanayi ve sanal bilgi devrimi yaşıyoruz. Bilgi sanal zaten her yerde var, sosyal medyada mevcut, internetten her istediğine ulaşabileceğin sonsuz veriler zaten herkesin önünde. Bu sanal bilgi ile sanal sanayinin oluşması dünyayı çok hızlı değiştiriyor. Bakın göreceksiniz 2021 yılında artık petrol dolar ilişkisi tamamen bitecek ve KRİPTO PARA konuşulacak yani parasal ve finansal sistem de tamamen değişecek… Bakın lütfen biraz araştırın ve sorgulayın, şöyle ki;

2019 yılında tüm dünyada solunum yolu enfeksiyonlarından ölen kişilerin sayısı ÜÇ MİLYONDU, Türkiye’de ise 2019 yılında solunum yolu enfeksiyonlarından ölen kişi sayısı ise ELLİ BİN civarında kişiydi, daha önceki yıllara da bakarsanız hepsi o civarlardaydı…

O zaman hodri meydan diyorum bende DSÖ’ne Covid-19 ölüm sayılarını saymaya başladığınız tarihten itibaren bu güne kadar tüm dünyada solunum yolu enfeksiyonlarından resmi rakamlara göre kaç insan öldü, Sn. TC Sağlık Bakanı siz de, eğer verileri biliyorlarsa ki zannetmem Sn. Ali Pilli siz de bizlere resmi rakamları bir açıklayın bakalım. Şuan TC’de Covid-19’dan ölen insan sayısı 15 BİN civarında, tüm dünyada ise şuan itibari ile Covid-19’dan ölen insan sayısı ise 1.61 MİLYON… Hadi bakalım açıklayın tüm insanlığa resmi gerçek rakamları…

Sevgili arkadaşlarım birazcık aklı olan bu rakamları anlayamıyor mu yani? Sanal medya ve TV‘ler korku salarak; öldük, bittik insanlar ölüyor diyorlar ya eee rakam Türkiye’de 15 BİN, hâlbuki geçen yıl dediğim gibi 50 BİN insan öldü solunum yolu enfeksiyonlarından. Tüm dünyada ise geçen yıl 3 MİLYON insan solunum yolu enfeksiyonlarından öldü. Şuan ise 1.61 MİLYON, eee hani nerde solunum yolu enfeksiyonlarından ölenlerin resmi rakamı yoksa hiç kimse ölmedi mi zatürreden acaba, açıklayın o zaman covid-19 harici kaç kişi bu güne kadar solunum yolu enfeksiyonlarından öldü… AÇIKLAYAMAZLARRR.

Resmen istatistikle dünyayı kandırıyorlar, nasıl mı eğer merak ediyorsanız DARELL HUFF’un ‘’istatistikle nasıl yalan söylenir’’ kitabına bir bakın derim. Size şöyle anlatayım; 3 çeşit yalan vardır. Nedir bunlar derseniz? YALAN, KUYRUKLU YALAN VE İSTATİSTİK.” Bu kitap istatistiğin bir aldatmaca aracı olarak kullanılma yöntemlerini açıklıyor. Kitapta yer alan istatistiksel hile ve yalanlar çok geniş bir alandan derlendi. Sayılara meraklı bir kültürde, istatistiğin sırlarla dolu dili, sansasyon yaratmak, abartmak, karıştırmak ve gereğin den fazla basite indirgemek amacıyla kullanılabilir.

Yani bu okuduklarımızın,  duyduklarımızın, mutlaka doğru olması gerekmediği anlamına geliyor. Ortalamalar, ilişkiler, trendler ve grafikler göründükleri gibi olmayabilir. Ortada gözle görünenden fazla bir şey çoğu zaman da eksik bir şey vardır. Tıpkı “biraz minare gölgesi biraz davul tozundan” yapılan ilaçlar gibi istatistik de birçok önemli gerçeği “olduğundan farklı” hale getirebilmekte. Elbette eğitimli ve namuslu istatistikçilerin kesin ve bilimsel hesaplarına sözümüz yok. Tıpkı fotoğraf makinesi ile bilgisayarın yalan söylemesinin olanaksız olduğu gibi. Yeter ki birileri dışarıdan müdahale etmesin! Şimdi yaptıkları gibi!

Sevgili arkadaşlarım zekâ öyle bir şey ki eğer hep bir yere odaklanırsanız size sunulanı görürüsünüz ona inanırsınız ve böylece gerçekleri görmeyi kaçırırsınız, zaten bu küreselci sermayenin yaptığı en iyi iş bu değil mi yani algı operasyonu. Âmâ bu işte en büyük suçlu medyadır, çünkü her gün her saat her dakika sanal medyada duyuyor ve görüyoruz ne diyorlar ‘’yok şu kişinin maskesi tam takılmadı, yok yanlış taktı, yok mesafeyi korumadık, yok mesafeyi bozdular, yok maskesiz yan yana konuştular gider de gider şikâyetler. Tüm dünyadaki bilim kurullarına bakıyoruz, bu kurullarda bulunan kişilerin hemen hemen hepsinin büyük ilaç şirketleri ile ilişkileri var, peki ilaç şirketlerini kim yönetiyor tabi ki küreselci sermaye, görüyor musunuz tüm korkuyu salanların kimler olduğunu ve kimlerin adamları olduğunu, lütfen çok dikkatli bakarsanız aslında çok basitçe görürüsünüz gerçekleri.

Biliyorsunuz bu virüs ilk çıktığı zaman hemen arkasından covid-19 test kitlerini çıkardılar. Halbuki PCR testinin nobel ödüllü mucidi Kary B.Mullis bakın ne diyor: “BU TEST İLE bir VİRÜS TESPİT EDİLEMEZ, bu testler LABORATUVAR ARAŞTIRMALARI için icat edilip oluşturuldu, insanlarda HASTALIK TESPİTİ AMACIYLA OLUŞTURULMADI, bu testlerin teşhis için uygun olmadığı aslında AÇIK ŞEKİLDE BELİRTİLMİŞTİR, fakat BUNA RAĞMEN teşhis amaçlı kullanılmaktadır ve bu PCR testi ile genze 7.5cmlik bir çubuk sokarak herkeste bir şey bulursunuz.” Maske takanlar bile pozitif çıktı, adam daha ne söylesin.

Avusturya’da bir milletvekili mecliste kolaya covid testi yaptı sonuç pozitif çıktı, hatta elma püresine bile pozitif sonuç vermiş, halen daha siz inanın bu testlere. Bu testlerin mucidi bile bu testler yanlış diyor.

Gelelim bu kadar kısa zamanda üretilen aşılara. Ben diyorum ki biz kobay değiliz. Bakın Türkiye, Çin aşısını aldı ve uygulayacak, peki bir biyolojik silah olan Covid-19 virüsüne kendi yaptığı aşıyı uygulatmayan Çin’in aşısını ben kendime neden yaptırayım ki. Biraz sorgulayın araştırın. TC’deki bilim kurullarının açıklamalarına bakıyorum işte bir milyon kişiye yaptırmış Çin ama nüfusu 1,4 milyar, yani yapmayın bunu daha binde birine bile Çin bu aşıyı yapmamış. Bir de diğeri var Pfizer-Biontech mRNA aşısı işte o tam facia, daha bu aşıların yan etkilerinin ne olacağını bilen ve açıklayan yok, daha da önemlisi aşıyı yaptırınca tekrar bu virüse bulaşmayacağının garantisi yok, bu aşıların ne kadar süre etkinliği olduğu bile tam bilinmiyor, tüm bunları açıklayan binlerce doktor ve bilim uzmanları var ama onların açıklamaları bloklanıyor, hemen siliniyor. Ama DSÖ’nün adamları olan bilim kurulundakilerin açıklamaları bilimsel ve doğru kabul ediliyor hatta bazılarını TV’lerde görüyorum maskelerle program yapan kişiler var resmen artistik yapıyorlar, bir ara bizim BRT’de de maskelerle program yaparlardı. Maskelerle TV‘lerde program yapanlara bir şey şöyleyim mi; ileride herkes alay edecek sizlerle. Ah bu küreselciler var ya önceleri ülkeleri savaştırıp silah satıyorlardı şimdi ise hastalık yayıp ilaç satıyorlar, bakın şuan Covid-19 da kullanılan ilaçların dünya tıp literatüründe kesin yüzde yüz ektili olduğu açıklanmadı.

Gelelim sonuca; ben 2021 yılı için hiç kötümser değilim. Gerçi ben bu virüs ile de hiç kötümser ve olumsuz olmadım. Bakın insanlar bir stres ile karşılaştığında aslında olumsuz olan verilen tepkidir ve verdiğiniz tepkinin de sebebi yetersiz bilgidir, onun için her zaman yeterli bilgiye ulaşın, araştırın ve başka bilim insanlarını da dinleyin ve bu söyleyeceğimi bir yere not edin; EVDE OTURUP KORKU FİLMİ GİBİ BU SENARYOYU GÖRMEYİ BIRAKIN ÇÜNKÜ TAM BİR BUÇUK AY SONRA GÖRECEKSİNİZ TÜM DÜNYADA COVİD-19 VAKALARI SÜRATLE DÜŞECEK. Göreceksiniz bu açıklamalar arka arkaya gelecek ve GERÇEK YAŞAMA HIZLICA DÖNECEĞİZ.

Her zaman dediğim gibi korkmayın ve bağışıklığınızı güçlü tutun.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu