KıbrısManşetSiyaset

İyi tarihçi dahi sınıfta kalıyorsa..

İlber Ortaylı bugün Türkiye’nin en önemi tarihçilerinden biri, lakin görüyoruz ki konu Kıbrıs olunca iyi tarihçi, saygın tarihçi olmak da kafi gelmiyor

İlber Ortaylı bugün Türkiye’nin en önemi tarihçilerinden biri, lakin görüyoruz ki konu Kıbrıs olunca iyi tarihçi, saygın tarihçi olmak da kafi gelmiyor. Zira hep bir şeyler eksik kalıyor, yetersiz bilgiyle tamamen duygusal reflekslerle hareket ediliyor. Sanırım Türkiye’de Kıbrıs’a dair bu yaklaşım büyük çoğunluğun duymak istediği yalan, yanlış eksik bilgilerle ve tamamen milli duygularla  yön buluyor. Tarihçi İlber Ortaylı’nın da eksik bilgiyle ifade ettiklerine bakınca saygın bir tarihçi kimliğinden çok, fetih zihniyetini hortlatan bir misyonu yerine getiriyor izlenimi vermesi çok üzücü.

Bakın  Sayın Hocamız Hürriyet gazetesinde “450 fetih yılında Kıbrıs” başlıklı yazısında,1974’ten sonra Kıbrıs’ın kuzeyine gönderilen nüfusun hatalı olduğunu, gönderilmesi gerekenlerin Bulgaristan Türkleri olduğunu yeniden ifade ederek şimdiki yerleşmecilerin tekrar gözden geçirilmesi ve rehabilitasyona gidilmesi gerektiğini belirtiyor.

Sayın Ortaylı bunları ifade ederken her zamanki gibi asırlardır bu topraklar üzerinde yaşayan Kıbrıslı Türkleri yok sayıyor.

Kıbrıs’ta her şeyin 1974 sonrası başladığı yanılgısına düşüyor..

Ve devam ediyor İlber Ortaylı:

“Kıbrıs siyasi bakımdan da stratejik yönü itibarıyla da Doğu Akdeniz demektir. Adanın Rum kesimi, Türkleri bir şekilde adadan ihraç etme planlarının peşindedir. Onun için yapılacak iş; Kıbrıs Adası’ndaki yerleşmecilerin bir ölçüde tekrar gözden geçirilmesi ve durumda rehabilitasyona gidilmesidir. 450. fetih yıldönümünde Türkiye merkezinin birtakım gösterişçi yatırımlardan çok bu gibi mekanizmaların ayarlanmasına önem vermekte büyük fayda vardır.

KIBRIS, Akdeniz’in en büyük adası değildir. Sicilya ve Sardinya, bu büyük denizde yüzölçümü olarak onun önünde gelir. Buna rağmen Kıbrıs siyasi bakımdan da, stratejik yönü itibarıyla da Doğu Akdeniz demektir. O kadar ki Girit Adası’na benzer iklim ve coğrafi şartlara sahip olmamasına rağmen bu önemini muhafaza eder…

Buradan da anlaşılacağı üzere Ortaylı’ya göre Kıbrıs adasında federatif sistem 1974 ten sonra kurulmuş. Üzgünüm ama bu elbette doğru değildir. Belli ki Türkiye’nin değerli tarihçisi Sayın Ortaylı Kıbrıs tarihi  konusunda ya yeterli bilgiye sahip değil, ya da tamamen duygusal hareket ediyor ki Sayın Ortaylı’nın burada ifade ettikleri Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs özelinde resmi tezleri ve söylemlerinden ibarettir bakış açısı da zaten bunu açık biçimde yansıtıyor.

Nitekim bunlara vurgu yaparken, stratejik konum “Türkiye Cumhuriyeti”  için önemli diye başlıyor. Onun da ötesinde kastettiklerine bakınca Otonom Kıbrıs Türk Yönetimi, Kıbrıs Türkleri tarafından 1 Ekim 1974’ten 13 Şubat 1975’te Kıbrıs Türk Federe Devleti’nin kurulmasına kadar, Kıbrıs adasında bulunan Türk yönetimiydi.. Acaba diyorum Sayın Ortaylı 1974 sonrası Kuzey Kıbrıs’ta kurulan yapıları federatif sistem olarak mı addediyor..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu