KıbrısManşetToplumTürkiye

K.T Mavi Vatan Derneği Özyer: En büyük hedefimiz çocuklarımızı denizcileştirmektir

Kıbrıs Türk Mavi Vatan Derneği Başkanı Cihangir Özyer, Mavi Vatan'ın sadece askeri bir kavramı olmadığını "ekonomi ve uygarlık projesi" olduğunu belirtti.

Kıbrıs Türk Mavi Vatan Derneği Başkanı Cihangir Özyer, Mavi Vatan’ın sadece askeri bir kavramı olmadığını “ekonomi ve uygarlık projesi” olduğunu belirtti.

Cihangir Özyer, Mavi Vatan’ın temel amacının denizlerimizin bir ekonomik değer olduğunu halka anlatmak ve çocukların denizcileşmesini sağlamak olduğunu da ifade etti.

Kıbrıs Türk Mavi Vatan Derneği Başkanı Cihangir Özyer, Mavi Vatan’ın anlam ve önemi ile görevlerini şu sözleriyle açıkladı:

“Kıbrıs Türk Mavi Vatan Derneği Başkanı olarak,  her görüşmemde aldığım ilk soru “Siz asker misinizdir?” Olmadığımı söylediğimde, ilk olarak bu kavramı ortaya koyanların asker olmasına dikkatimi çekerek başlayan görüşme sonucunda, doktrini anlayamadıklarını net bir şekilde müşahede ediyorum.

Osmanlı da dâhil olmak üzere Türkiye’de aristokrasiyi askerler temsil eder.

Onlar Mustafa Kemal gibi yetiştirilirler ve tek sevdaları vatandır.

Ancak genel amaç Mavi uygarlık olmalıdır.

Jeopolitik, deniz haklarımız, Uluslararası hukuk, deniz hukuku gibi kavramlar çok önemli olsa da, halkımıza yukarıda vurguladığım ekonomi ve çocuklarımızın denizcileşmesinin önemi üzerinden Mavi Vatan anlatılmalıdır.

Uzun bir savaşa girdimizin farkındayım ancak halkımızı ve gençlerimizi bilinçlendirmek adına yapmamız gereken çok önemli çalışmalar var.

Denizcileşmenin önemini gençlere ve halkımıza ekonomi üzerinden anlatmak benim açımdan ilk görevimiz olmalıdır.

Çalışma grupları oluşturarak Mavi Ekonomi çalışmak son derece kıymetli olacaktır.

Çocuklarımızın denizcileşmesi ve denizle tanışmasını sağlayacak programlar da son derece önemlidir.

10 ile 16 yaşlarında, 30’un üzerinde gençle yaptığım görüşmeler bana şunu gösterdi ki denizden çok uzaklar!

Balık bile yemeyen bir halka sahibiz!

Bizlerin görevi ne olmalıdır?

Ulu Önder Mustafa Kemal ATATÜRK olsa ne yapardı?

İlk olarak tüm gücümüzle deniz ekonomisi ve gençlere denizi sevdirmek için su sporlarını geliştirmek adına algı oluşturmak önemlidir. Devletimiz, Deniz Ticaret Odalarımız (Ne yazıktır ki! Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde yoktur!), sivil toplum ve iş dünyamızı bu konu temelinde örgütlemek ve kaynak ayırmalarını sağlamak en öncelikli görevimiz olmalıdır ki bir nesli daha kaybetmeyelim!

Kıbrıs Türk Deniz Ekonomisi

Güvenlik, Çevre, Enerji, Su ürünleri, Ulaşım, Ticaret, Turizm, Eğitim:

1-Güvenlik:

Bilindiği üzere K.T.C. deniz güvenliği kahraman Türk Donanması tarafından sağlanmaktadır. Bir kaç sahil güvenlik botu ile sadece kıyılarımızdaki güvenliği sağlayabiliriz ancak bir donanma üssü kurulması son derece kıymetli olacaktır. Konuyla ilgili çalışmalar devam etmektedir. İleride bu üssün Türk Devletleri Teşkilatı ordularının kullanımına da açılması değerlendirilmelidir. K.T.C. Türklerin Akdeniz deki ileri uç beyliğidir.

Kıbrıs Türkiye’miz için bir ulusal güvenlik meselesidir.

Kıbrıs’ı kaybetmek Türkiye’yi kaybetmektir.

2.Çevre:

Koruma, deniz ekonomisinin en önemli unsurudur. Sürdürülebilir bir çevre programı oluşturulamaması gelecek nesillere bırakabileceğimiz bir deniz kaynağı kalmayacağı anlamına gelir.

Denizlerdeki kirlenme, zararlı türlerle mücadele, mikro plastikler, endemik türlerin korunması sadece bazı örneklerdir.

Ne yazıktır ki plajlarımızda çöp kutuları bile yoktur.

Son derece önemli olan DENİZ MEKÂNSAL PLANLAMA sadece 396 km olan denizlerimizde hızla gündeme alınarak bu çoklu disiplinel planlama çalışması başlatılmalıdır. Pratik olarak tanımlamak gerekirse denizlerimizin bir evin odaları gibi planlaması olarak tanımlanabilir. Koruma, Deniz ticareti, liman ve marina bölgeleri, balıkçılık, su altı batıkları, su altı iletim hatları v.s.

Natura 2000 (A.B.) adı altında Karpaz bölgesinde gerek yerleşim gerek Mavi Ekonominin gelişmesi engellenmekte olup bu konunun iyi değerlendirilmesi gerekmektedir.

Bu konu son derece önemlidir.

3.Enerji:

Dünya enerji kaynaklarının %70’i denizlerden elde edilmektedir. Akdeniz havzasında 55 trilyon dolarlık enerji kaynağı vardır. Konu sadece doğalgaz olarak değerlendirilemez. Su altı mineralleri, henüz yabancı olduğumuz su altı madenciliği, rüzgâr kaldı ki en verimli rüzgâr santralleri denizlerdedir! Dalga ve akıntı enerjileri mutlaka değerlendirilmelidir. Bugün unutmamak gerekir ki gelecek, gıda ve su sorunlarıyla insanlığı tehdit edecektir. Denizden su elde etmek zorunda kalacak olan insanlık bunu enerji olmadan yapamaz!

Hala enterkonnekte sorunumuz çözülmemiştir… Suyun geldiği gibi denizden kablo hattımız derhal çekilmelidir.

Yunan adaları kadar değerimiz yok mudur?

3.Su Ürünleri

Çok önemli bir konu olan su ürünleri gerek balıkçılık gerek yetiştirme anlamında en çok üzerinde durmamız gereken konulardandır.

K.T.C. özelinde Sn. Profesör Dr. Cengiz DEVAL’in raporu doğrultusunda 170 adet dikey kesit alınarak 30 senedir yapılmayan faydalı-zararlı türlerin tespiti yapılmalı özellikle yetiştiricilik ve avcılık noktasında gerekli bilimsel raporlamalar yapılmalıdır. Orkinos, kırmızı karides, kılıçbalığı gibi türler başta olmak üzere, tüm deniz ürünlerimiz ekonomik olarak değerlendirilmeli balıkçılık yasalarımız gözden geçirilmelidir.

Ülkede balıkçılığın geliştirilebilmesi için 3 adet balıkçı barınağına ihtiyaç vardır. Balıkçı teknelerimizin boyları 10-12 metre olduğundan daha büyük ve daha modern teknelere ihtiyacımız olduğu ilgili yetkililer tarafından değerlendirilmiştir.

Akdeniz’in ortasında yılda 320-330 gün güneş alan ve en tuzlu denizlerden biri olan adamızda bir tuzla bile yoktur. Tuz bir maden değil midir?

Örneğin: Bir tür denizanası yetiştirilip kurutulduktan sonra ince dilimler halinde salatalarda Japonlar tarafından kullanılmaktadır. Bizim için ilginç olsa da bu ve benzeri farklı kültürlerin tükettiği ürünler ekonomistlerin değerlendirmesi gereken konulardır.

Trol ve gırgır avcılığı yasak olan ülkemizde açık deniz trol avcılığı mutlaka bilim ışığında değerlendirilmelidir.

Kabuklular ve deniz yosunları önemli bir ekonomik değerdir.

4. Ulaşım:

Akdeniz’in ortasında bir ada olarak sadece Mersin ve Taşucu’na gidebilmek kimseyi rahatsız etmiyor mu? Ambargolar var denilebilir ancak Antalya, İzmir, Çanakkale, İstanbul gibi deniz ulaşım ve ticaret imkânları neden değerlendirilmez. Bir türlü anlatamadığımız leasing sistemleri, farklı finansal enstrümanlar ile neden geliştirilmez? Mersinden yapılacak ihracat ya da araç geçişinin maliyeti ile direk Antalya, İzmir, İstanbul’a yapılacak seferlerin ne kadar önemli olacağını kimse göremez mi?

Deniz uçakları ile insan, kargo taşımacılığı neden geliştirilemez?

Cruise gemileri ülkeye gelmeye hazırdır peki limanlar olarak ne kadar hazırız?

Rusya ile yapılan görüşmelerde açıkça 6 cruise gemisi olan bir iş insanı şunu söylemiştir. Rostov, Samsun, İstanbul, Çanakkale, İzmir, Antalya, Kuzey Kıbrıs, Mısır. Teklif budur.

5.Ticaret

Genel olarak ticarete dayalı adanın ulaşım ve navlun konusunda ciddi problemi olsa da, genç eğitimli, dil bilen bir nüfusa sahiptir.

Yukarıda da belirttiğim gibi deniz üzerinden ticaret geliştirmek ve “ambargoları” delmek en önemli görevimiz olmalıdır. Devam eden 5. Kol faaliyetleri ve Rum’ların sürekli saldırıları bizi durduramaz.

Bugün Türkiye’miz sayesinde Mersin 10 kodu ile hem ithalat hem ihracat yapabiliyoruz ancak bu ticaret sadece A.B., İngiltere, Çin ve Türkiye üzerindendir ve daha geniş düşünülmelidir.Dünya ticareti denizler üzerinden yapılırken Girit adası kadar ticari filomuz var mıdır?

Bugün Türk Devletleri Teşkilatı ülkeleri ile Mavi Vatanımızı birleştirmek için ülkemizde ne yapıyoruz?

6.Turizm

Adamızda 5 sektör ön plana çıkmaktadır. Turizm, Eğitim, İnşaat, Tarım ve gelişmekte olan Sağlık. Mavi ekonomi sadece denize giren turist değildir! Dünyadaki en zengin turist tekne sahipleridir, Peki kaç marinamız var ve ne kadar daha marina ihtiyacımız var? Akdeniz’de şuan 311.000 yat var ki bu 2 yıl öncesinin bilgileridir 14 marinamız 6 tersanemiz olsa yetmez. 3 marina ve 1-2 tersane ile bu ülke nasıl kalkınır? Casino sektörü ile nereye kadar? Marinalar hızla inşa edilmeli zengin turistler K.T.C.’ye çekilmelidir. Rum kesimindeki marinaları lütfen bir analiz ediniz? “İstemezük” diyen federalci ve sözde çevreci satılmış tayfa bu ülkede düşman muamelesi görmesi gereken insanlardır. 32 yıllık tecrübem bana bunu net olarak öğretmiştir.

7.Eğitim

Çocuklarımız için temel denizcilik kitapları bastırılmalı ve bahar aylarından başlayarak yaz sonuna kadar devam edecek ücretsiz su sporları kursu düzenlenmelidir. Burada hedef imkânı olmayan çocuk ve gençlerimizi denizcileştirmek olmalıdır. Bu bağlamda Türkiye’deki spor kulüpleri ve deniz ticaret odaları ile yakın çalışma yürütmek gerekir. Görünüşte ekonomi olarak düşünmeyeceğimiz bu konu ileride deniz ekonomisinin çocuklarımıza öğretilmesinin ilk basamağıdır. Ülkemizde ivedilikle deniz liseleri açılmalı ve çocuklarımız denize ve denizciliğe yönlendirilmelidir.”

 

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu