Kağıt üzerinde enflasyon gerçekle örtüşmüyor

Böylesi bir enflasyon karşısında düştükçe düşen alım gücü karşısında alınan maaşın ya da maaş artışının  miktarının bir önemi olmaz.

Peki neden olmaz?

Çünkü burada esas baz alınması gereken elinize geçen maaşla ne satın alabildiğinizdir. Dolayısıyla ülke olarak ve bu ülkenin birer vatandaşı olarak  iyi bir gidişatta ilerlemediğimiz sır değil.

O halde yapmamız gerekenler olduğunu artık hepimiz idrak etmek zorundayız.

Zira adına ne derseniz deyin sistem ya da düzen, bu artık sürdürülebilir olmaktan çıkmıştır.. Bir taraftan ekonomiyi düzlüğe çıkaracak çalışmalar yapılırken, aynı anda her alanda kamuda sağlıkta, eğitimde, tarımda, bilişimde reform için cesaretli adımlar atmalıyız. Bunun paralelinde adanın 2 km ötesindeki fırsatlarından ve zenginliklerinden yararlanabilecek bir duruma gelmeyi siyaseten  zorlamamız gerekiyor..

Kısacası dünyadan koparak veya da her gün biraz daha uzaklaşarak  değil, dünyayla bütünleşerek  birlikte var olmanın yollarını zorlamak durumundayız.

Aksi halde sürdürülemez bu yapı içinde karşımıza çıkan olumsuzluklarda sadece şikayet edip duracağız. Bu olumsuzluklardan daha az ya da daha çok etkilenen insanlar olarak!  Haliyle artık doğru olmayanı doğru gösterip halkı yanıltmayı bir tarafa bırakmak gerekiyor. Nitekim ülkenin  güney yarısında Ocak ayı enflasyonu yüzde 5.4 olarak hesaplanırken ki para birimi Euro’dur. Kuzey yarısında para birimi TL iken  nasıl olur da  yüzde 5.48. olarak hesaplanır. Bunun cevabı aslında belli.

Hesapladıkları sepetin içinde fiyatları artan ürünleri koymaz ve sepetin dışında bırakırsanız, ve bunun yerine sepete fiyatı değişmeyen veyahut az değişen ürünleri koyarsanız haliyle enflasyon oranı da düşük çıkacak. Yani anlayacağınız bu yanıltıcı uygulama ile halkla dalga geçiliyor.

Oysa vatandaş cebindeki parayla dün aldığını bugün alırken fiyat artışı ile karşı karşıya kaldığını bizzat yaşayarak görebiliyor. Kısacası kağıt üstünde oynanan oyunlar ile gerçek hayat örtüşmüyor..