Kalp krizinin nedeni nadir görülen ‘stent trombozu’

Ünlü şarkıcı Fatih Ürek, dün İstanbul’daki evinde rahatsızlanarak fenalaştı. Kalbi duran Ürek, sağlık ekiplerinin müdahalesiyle yeniden hayata döndürüldü. İlk müdahalenin ardından hastaneye kaldırılan sanatçının tedavisinin sürdüğü bildirildi.

Ürek’in sağlık durumuna ilişkin Liv Hospital Hastanesi tarafından yapılan açıklamada, rahatsızlığıyla ilgili “arterde stent trombozu tespit edildiği” bildirilmişti:

“Değerli sanatçımız Fatih Ürek, evinde geçirdiği ani rahatsızlık sonucu kalp durması yaşamış, ambulans ekibinin yaklaşık 20 dakikalık CPR müdahalesi sonrası kalbi yeniden çalıştırılmıştır. Hastanemize ulaştığında bilinci kapalı, ancak ritmi ve tansiyonu mevcuttu. Yapılan değerlendirmede iki yıl önce stent takılmış olan sirkumfleks arterde stent trombozu tespit edilmiştir. Acil olarak gerçekleştirilen anjiyoplasti işlemiyle damar tamamen açılmıştır. Hastamız şu anda yoğun bakımda uyutulmakta olup, oksijen seviyesi, organ perfüzyonu ve hipoksik hasarın oluşup oluşmadığı takip edilmektedir. Klinik durumu stabilizasyon kazanana kadar gelişmeleri yakından izleyeceğiz. Kendisine acil şifalar diliyor, tüm ekip arkadaşlarımıza özverili çalışmaları için teşekkür ediyoruz.”

Ürek’in yaşadığı stent trombozu çok nadir görülen ve hayati tehlikeye yol açan bir durum.

Stent trombozu nedir?

Kalp damarına takılan stentin içinde aniden kan pıhtısı oluşması, saniyeler içinde damarı tıkayabiliyor. “Stent trombozu” olarak bilinen bu tablo nadir görülüyor ancak çoğu zaman ölümcül kalp krizine yol açabiliyor.

Türk Kardiyoloji Derneği’ne göre stent trombozu, kalp damarına stent takıldıktan sonra ilk 24 saat içinde gelişirse ‘akut’, ilk bir ayda gelişirse ‘erken’, bir yıl sonra ortaya çıkarsa ‘geç’ ya da ‘çok geç’ stent trombozu olarak tanımlanıyor.

Neden yaşanıyor?

Uzmanlar, bu durumun ortaya çıkışında hastaya, stentin özelliklerine ve kullanılan ilaçlara bağlı çok sayıda etkenin rol oynadığını belirtiyor.

En yaygın nedenlerden biri, kan sulandırıcı ilaçların düzensiz kullanılması ya da hekim onayı olmadan aniden bırakılması. Uzmanlara göre stent takılan hastaların çoğunun bir yıl boyunca çiftli antiplatelet tedavi (örneğin aspirin ve P2Y12 inhibitörü) kullanması gerekiyor. Bu tedaviye ara vermek, stentin içinde pıhtı oluşma riskini ciddi biçimde artırıyor.

Belirtileri nelerdir?

Stent trombozu genellikle ani başlayan, şiddetli göğüs ağrısı, nefes darlığı, terleme ve bulantı gibi belirtilerle kendini gösteriyor.

TKD’nin paylaştığı verilere göre, son yıllarda geliştirilen ilaç salınımlı metal stentlerde bu risk oldukça azalmış olsa da eriyebilen (biyolojik) stentlerde oran daha yüksek seyrediyor. Yapılan çalışmalarda eriyebilir stentlerde pıhtı gelişme oranı yüzde 1,9’a kadar çıkarken, metal stentlerde bu oran yüzde 0,8 civarında. Uzmanlar, bunun ‘öldürücü’ bir fark olmadığını, ancak küçük çaplı damarların seçilmesi ve işlemin titizlikle yapılmasının önemini vurguluyor.

Tedavi süreci

Stent trombozu tedavisinde amaç, damarı hızla yeniden açmak. Bu da genellikle acil anjiyografiyle yapılıyor. Doktorlar, pıhtıyı aspire etmek (çekmek) ya da damarı yeniden genişletmek için balon anjiyoplasti uygulayabiliyor. Bazı durumlarda daha güçlü kan sulandırıcı ilaçlar tedaviye ekleniyor.

Uzmanlara göre stent trombozu gelişen hastalarda erken müdahale hayati önem taşıyor. Tedaviye ne kadar erken başlanırsa, kalp kasının zarar görme riski o kadar azalıyor. Yapılan araştırmalara göre, bu komplikasyonu yaşayan hastalarda ilk 30 gün içindeki ölüm oranı yüzde 10 ila 25 arasında değişiyor.

Bu rahatsızlığı önlemekle ilgili en kritik nokta stent takılan hastanın, hekimin verdiği ilaçları kurallara uygun şekilde kullanması ve hekim onayı olmadan herhangi bir şekilde bırakmaması olarak görülüyor.