DünyaGenelManşetSağlık

Kanserin çaresine bir adım daha yaklaşıldı

Bilim insanları bir ilke imza atmayı başardı. VHIO'dan bilim insanları, keşfettikleri OMO-103 isimli proteinin, birçok kanser türünü etkili şekilde küçülttüğünü hatta durdurduğunu açıkladı

Bilim insanları bir ilke imza atmayı başardı. VHIO’dan bilim insanları, keşfettikleri OMO-103 isimli proteinin, birçok kanser türünü etkili şekilde küçülttüğünü hatta durdurduğunu açıkladı

Dünyada giderek artan kanser vakalarına karşı bilim, mücadelesini sürdürüyor. Vall D-Hebron Institute of Oncology (VHIO)’den bilim insanları ilginç bir çalışmayla, kanser üzerinde büyük bir aşama kaydettiğini duyurdu.

Araştırmacılar ilk kez kansere neden olan anahtar gen “MYC”yi hedef aldı ve genin aktivitesini etkili bir şekilde engelleyen bir ilaç geliştirdiler.

Bilim insanları, hücrelerin içine girebilen ve çekirdeğe ulaşabilen “OMO-103” adlı bir mini protein tasarladılar ve fareler üzerinde test ettiler. Sonuçlar, MYC geninin işlevini engelleyerek, tümörün büyümesini engelleyebileceğini gösterdi.

Araştırma ekibi bulgularını İspanya’nın Barselona kentinde düzenlenen 34. EORTC-NCI-AACR Moleküler Hedefler ve Kanser Tedavileri Sempozyumu’nda sundu.

VHIO Erken İlaç Geliştirme Birimi Direktörü Dr. Elena Garralda, “MYC, kanserde ‘en çok aranan’ hedeflerden biridir çünkü meme, prostat, akciğer ve yumurtalık kanseri gibi birçok yaygın insan kanserini tetiklemede ve sürdürmede önemli bir rol oynar. Bugüne kadar, MYC’yi inhibe eden klinik onaylı hiçbir ilaç olmamıştı” dedi.

Araştırmacılar, OMO-103’ün güvenliğini değerlendirmek için Nisan 2021’de birinci fazı klinikte denemeye başladı. Deneme; pankreas, bağırsak ve küçük hücreli akciğer kanserleri gibi farklı tümör tiplerine sahip ve daha önce başka tedaviler görmüş 22 hastayı içeriyordu.

Araştırmacılar; MYC gen aktivitesi düzeylerini ve kanser için diğer biyolojik göstergeleri ölçmek için denemenin başında ve tedaviyi takiben üç hafta sonra tümörlerden biyopsi aldı.

Dokuz hafta sonra, BT taraması yapılan 12 hastadan sekizinde kanserin büyümesinin durdurduğu gösterildi.

Garralda, “Omomyc’in aktivitesini değerlendirmek için henüz çok erken olsa da bazı hastalarda hastalığın stabilizasyonunu gözlemliyoruz. Özellikle, pankreas kanseri olan bir hasta, altı aydan fazla bir süre çalışmada kaldı ve kan dolaşımında dolaşan tümör DNA’sının miktarında yüzde 83 azalmayla yüzde 8 küçüldü” dedi.

Tedaviye bağlı en yaygın yan etkiler, titreme, ateş, mide bulantısı, döküntü ve düşük kan basıncı septomlar oldu. Daha yüksek doz seviyeleri daha fazla reaksiyonla ilişkilendirildi ancak kolayca tedavi edildi.

Garralda, “Biyobelirteçler, kanseri tedavi etmek için MYC’yi başarıyla engellediğimizi açıkça gösteriyor. Ek olarak, yan etkiler çoğunlukla hafif, bu da OMO-103’ün kemoterapi veya diğer tedavilerle birlikte etkinliğini değerlendirmeye çalıştığımız için önemli” diye devam etti.

Çalışmanın bir diğer önemli yönü; OMO-103’ün ilacın vücutta nasıl emildiğini, işlendiğini ve tümörde ne kadar kaldığını belirlemeye odaklandı. Bu analiz, OMO-103’ün kanda en az 50 saat ve muhtemelen tümörlerde daha uzun süre kaldığını gösterdi.

ICREA Araştırma Profesörü Laura Soucek, “Yıllardır kansere neden olan bu proteinin aşılmaz olduğu düşünülüyordu. OMO-103, bir faz I klinik deneyi başarıyla tamamlayan ilk MYC inhibitörüdür ve önümüzdeki haftalarda bir faz II çalışmasına geçmeye hazırdır.

Bu ön verilere dayanarak, Omomyc tabanlı tedavinin birkaç farklı tümör tipini daha etkili bir şekilde tedavi etmeye ve nihayetinde hasta sonuçlarını iyileştirmeye devam edeceği konusunda iyimser olmak için nedenlerimiz var” dedi.

 

Diğer Haberler

Başa dön tuşu