Barolar Birliği Başkanı uyardı: Tüm Kıbrıslılar için hukuki güvenlik ve dolaşım özgürlüğü sorunu kapıda
GEÇİŞTE SORU İŞARETİ
KKTC’de 19 Temmuz günü tutuklanan 5 Rum’la ilgili tartışmalar yeni bir boyuta ulaştı. Askeri yasak bölgeyi ihlal etmek ve kişisel veriler yasasını çiğnemekle suçlanan zanlılara 3 ay tutukluluk emri verilmesi tartışmaları alevlendirdi. Süreci “adam kaçırma” olarak nitelendiren Rum Yönetimi, olayı BM’ye taşıdı. KKTC yetkilileri ise olayı Simon Aykut’un tutukluluğu ile bağlantısız hukuki bir süreç olarak tanımlamaya çalışıyor. Öte yandan karşılıklı mülkiyet tutuklamalarının hem kuzeyde hem güneyde, sınır kapılarını kullanarak karşıya geçme konusunda çekingenliğe ve endişeye yol açtığına ilişkin yorumlar yapılıyor.
“AYNA BİZE DÖNDÜ”
Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, dün yaptığı açıklamada karşılıklı tutuklamaların Kıbrıs’ta yaşayan herkesin hukuki güvenliğini ve dolaşım özgürlüğünü tehdit eder boyuta ulaşma tehlikesinden söz etti. Esendağlı, bu durumun en büyük zararı Kıbrıslı Türklere vereceği konusunda ise uyarı. Geçmişte Güney Kıbrıs’taki tutuklamaların Kıbrıs’ın her iki tarafında tehlikeli adımlara gebe olduğu konusunda defalarca uyarı yaptıklarını anımsatan Esendağlı, “Şimdi ayna bize döndü” diyerek, “hukuksuzluğa hukuksuzlukla, aşırılığa aşırılıkla cevap verilmesinin savunulabilecek bir durum olmadığını” vurguladı.
“ORANTISIZ VE AĞIR”
Tutukluluk süresini eleştiren Hasan Esendağlı şunları söyledi: “Hiç uzatmadan söylemeliyim ki İskele Kaza Mahkemesine çıkarılan Kıbrıslı Rum çiftin itham edildiği mülke tecavüz, rahatsızlık ve kişisel verileri elde etme suçlarının niteliği dikkate alındığında bu insanların tutuklu yargılanmak üzere 3 ay süre ile cezaevine gönderilmelerine yönelik karar orantısız ve ağır görünmektedir. Kıbrıs Rum liderliği ve yargısının (…) bireyleri hedef alarak (…) yürüttüğü yargısal süreçler, eninde sonunda uluslararası hukuk önünde mahkûm olacaktır. Aynı yolu yürümeye başladığımız görüntüsünü vermekten kaçınmalıyız.”
