Kartalkaya yangını davasında ara karar
Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de 21 Ocak'ta çıkan, 78 kişinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin davanın ikinci duruşmasında tutuksuz sanık Mehmet Salun'un tutuklanmasına karar verildi. Davada tutuklu sayısı 20'ye yükseldi. Bir sonraki duruşma, 27 Ekim'e ertelendi.

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki Grand Kartal Otel’de 21 Ocak’ta çıkan, 78 kişinin hayatını kaybettiği yangına ilişkin 19’u tutuklu 32 sanığın yargılandığı davanın ikinci duruşması tamamlandı. Mahkeme heyeti ara kararında, tutuksuz sanıklardan Gazelle Otel’in muhasebe müdür yardımcısı Mehmet Salun’un tutuklanmasına hükmetti. Tutuklu sanık sayısı 20’ye yükseldi. Davanın bir sonraki duruşması 27 Ekim’de görülecek.
“Soruşturma izni verilmedi ya da kısmen verildi”
Yangında yaşamını yitirenlerden Yiğit Gençbay’ın babası Danıştay 9. Daire Başkanı Abdurrahman Gençbay ve olayda 4 yakınını kaybeden Şaban Filiz, davaya ilişkin değerlendirmede bulundu. Duruşmaya verilen arada gazetecilere açıklama yapan Abdurrahman Gençbay, deliller, soruşturma izinleri ve diğer hususlar nedeniyle yargılamanın “eksik” başladığını defalarca dile getirdiklerini söyledi.
Gençbay, “Bu yargılamada işletme sahipleri, otel görevlileri, belediye görevlileri, İl Özel İdaresi görevlileri vardı ancak bilirkişi raporunda da açıkça belirtilmiş olmasına ve başsavcılığımızın talebi de bu doğrultuda olmasına karşın, Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri hatta İçişleri Bakanlığından da otelin faaliyette olduğu dönemde Bolu’da görev yapmış tüm valilerle ilgili soruşturma izni istendi. Soruşturma izni an itibarıyla henüz verilemedi ya da kısmen verildi.”
“Danıştay’ın yargının önünü açmasını bekliyoruz”
Yangınla ilgili tüm sorumluluğu olanların yargılanması gerektiğini vurgulayan Gençbay, şöyle devam etti:
“İçeride de bütün sanık müdafilerinden müşteki avukatlarına hepsinin defaatle dile getirdiği; Danıştay 1. Dairesi’nde olan soruşturma izni vermeme kararına yapılan itiraz. Artık bıçak kemiğe dayanmıştır. Artık Danıştay 1. Dairesinin bu soruşturma izni verme ya da vermeme kararlarıyla ilgili görüşmesini tamamlayıp yargının önünü açmasını bekliyoruz. Bunun yapılması durumunda artık yargılama eksik olmaktan çıkacak. Tam bir yargılama haline dönüşecek ve o takdirde verilecek karar da vicdanlarda yerini bulacaktır.”
Gençbay, bazı delillerin değerlendirilmemiş olması, bazı kamu görevlileri hakkında soruşturma izni verme ve iddianame sürecinin tamamlanmamış olması gibi eksiklikler olduğu gerekçesiyle mütalaanın erken hazırlandığını savunarak, “Bu organize kötülüğü yapanların, yapanlara yardım edenlerin hepsinin suçlu kim varsa hepsinin adalet önünde hesap vermesini bekliyoruz” dedi.
Acılı bir baba, aynı zamanda da bir yargıç olduğunu dile getiren Gençbay, “O nedenle bu konuda yargıyı etkileme anlamında bir şey söylemek istemiyorum. İddianame ile talep edilen cezalar süreç içerisinde değişebilir. ‘Olası kast’ var, ‘bilinçli taksir’ var, ‘taksirle birden çok kişiyi öldürme’ suçu söz konusu. Bütün bunları mahkeme değerlendirecek” ifadesini kullandı.
“Oradaki hiçbir sanığın en yakını olmadığım için çok mutluyum”
Gençbay’ın açıklaması sürerken yangında kardeşi Kıvanç ve eşi Burcu ile yeğenleri Kerem ve Pelin Güngör’ü kaybeden Gözdem Güngör Derin, bir sanık yakınına tepki göstererek, “Kardeşimi kaybettiğim için, onurlu bir şekilde öldüğü için çok üzgünüm ama orada sanıkların ablası olmadığım için çok şanslıyım. Oradaki hiçbir sanığın ablası, halası, arkadaşı değilim. 4 kişiyi, hayatımın yarısını kaybettiğim için çok üzgünüm. Ama oradaki hiçbir sanığın en yakını olmadığım için çok mutluyum.” diye konuştu.
“Bıktık artık yalan dolandan”
Yangında kızı Burcu, damadı Kıvanç ve torunları Kerem ve Pelin Güngör’ü yitiren Şaban Filiz de zor anlar yaşadıklarını dile getirerek, “(Tutuklu sanık şirketin yönetim kurulu üyesi) Emine Murtazaoğlu’nun otelin sahibi olduğunu ve babasından kaldığını bütün Türkiye biliyor.” dedi. Filiz, daha önce kendisinin de otele gittiğini belirterek, “Kızları da aynı şekilde ‘Şunu yapın, bunu yapın’ diye emirler veriyordu. Bunlarda ne vicdan var ne utanma, insan değil bunlar. İnsan olsalardı ortaya çıkıp ‘Biz yaptık’ derlerdi. Ne hakları var torunlarımın hayatlarını sonlandırmaya. Kızım, daha iyi kaymayı öğrenmeleri için buraya getirdi. Bıktık artık yalan dolandan. Bunlarda insaf, merhamet yokmuş demek ki… Adalet arıyoruz” ifadelerini kullandı.






































