EkonomiKıbrısManşetSiyaset

Kayıplar ve gerçekler

İnsanların gözünün içine baka baka kağıt üzerinde yapılan oynamalarla var olanı, hissedileni olmamış gibi göstermek suretiyle rakam üreterek algı yaratmaya çalışmak ahlaki değildir

Herkesin farkında olduğu tek gerçek  pandeminin ekonomiye ve sağlığa olan etkileridir. Elbette bir gün pandemi bitecektir, ancak bunun  etkileri çok uzun yıllar hissedilmeye devam edecektir.. Çocukların, ister ilk,ister ortaokulda, ister lise veya üniversite olsun eğitiminden iki yıl heba edildi. Herkes sadece bugünün ekonomisine konsantre olurken, siyaset oy hakkı olmayan çocukları unuttu.

Hiç biri çocukların iki yıllık kaybını nasıl telafi edeceğinin planını konuşmuyor.

Tabiatıyla bizim çocuklarımız, hayatlarına bir çok ülkeye göre geride başlayacaklar, hoş bunun etkilerini 20 sene daha görmeye devam edeceğiz. Eğitim Bakanı Sayın Olgun Amcaoğlu kendisi eğitimin içinden gelmediği için suçlamak belki doğru olmayabilir, ancak bu bakanlığı kabul ederek tüm sorumluluklarını da kabul etti. Dolayısıyla, bir neslin eğitim hayatına eğilimsizliğinden dolayı çok ciddi zarar verdi. Hala daha Eğitim ve Sağlık bakanlıkları işbirliği yapıp toplumun en savunmasız bireylerini korumalarını gündeme almıyorlar. Hele Eğitim bakanı eğitimde yaşanan kayıpları nasıl telafi edileceği konusunda sessiz. Çocuklarımızın ve gençlerimizin geleceğini ellerinden aldıklarını farkında bile değiller.

Muhalefet iktidar olmak isterse mutlaka buna çözüm planını sunmalıdır.

İnsanların gözünün içine baka baka kağıt üzerinde yapılan oynamalarla var olanı, hissedileni olmamış gibi göstermek suretiyle rakam üreterek algı yaratmaya çalışmak ahlaki değildir.

Enflasyona gösterge kabul edilen tüketici fiyatları endeksi, Kasım ayında yüzde 5.52 arttı. İstatistik Kurumu, Kasım ayı Tüketici Fiyatları Genel Endeksi’nde önceki aya göre yüzde 5.52 değişim olduğunu açıkladı.

Peki öyle mi?

Kağıt üzerinde dizilen rakamlarda evet bu böyle görünüyor.

Lakin gerçekte bu böyle değil.

Her zaman söylediğim bir şey vardır.

Devletin istatistik Kurumunun ne söylediği, ya da hangi rakamları neye göre alıp hesaplama yaptığı konusu beni zerre kadar ilgilendirmez.

Niye?

Zira ben yaşadığım gerçekler üzerinden bakarım konuya.

Nedir bu gerçekler?

TL döviz karşısında sürekli değer kaybediyor mu?

Evet.

Bundan mütevellit cebimizdeki para ve hatta cebimize henüz girmemiş para azalıyor mu?

Evet.

Alım gücümüz düştü mü?

Evet.

Yaşam kalitemiz geriledi mi?

Evet.

Borçlarımızı ödeyemez duruma geldik mi?

Evet.

Geçim derdi bugün ülkemizin en büyük sorunu mu?

Evet.

Peki böyle bir durumda İstatistik Kurumunun kağıt üzerinde adeta her şey süt liman, ne güzel yaşayıp gidiyoruz  tarzındaki rakamsal yaklaşımına itibar etmemiz mümkün mü?

Elbette değil.

Bu nedenle insanlarla alay edercesine ortaya çıkarılan bu rakamların gerçeklerle örtüşmediğini hepimiz biliyoruz.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu