KıbrısManşetSpor

Kedi mamayı sevmedi

Sporumuzun olmayan marka değerinin temelinde ne var? Amatör ve de sürdürülemeyen bir yapı var bildik. Hâl böyle olunca da vatandaş müsabakalara iştirak etmiyor. Sonuç mu? Sporumuz da, çöp torbaları gibi saldım mevlam çayıra hadeee. Neyse “Kısa bir reklam arası” dediler, sporda da takriben 50 sene geriye gittik. Devam...  

Reklam n’apar? Tüketimi arttırır. E tüketim artınca n’olur? Üretim artar. Ya sonrası? Tabiî ki de en kısa yoldan işsizlik azalır ve daha çok ailenin evine ekmek girer. E hade gelin öyleyse biraz da reklam sektörüne dalalım: Gerçek olay(mış); İş insanının biri ‘kedi maması’ üretmeye karar vermiş. Bu yolda da hiçbir masraftan kaçınmamış. Öyle bir albenili ambalaj yapmışlar ki sanırsın mama değil, 24 ince ayar altın var içerisinde.

Hatta ve hatta insanın ziyâfet çekesi geliyor cinsten bir ambalaj yapılmış. Üretim sonrası pazarlama amaçlı bölgenin en ünlü reklam şirketiyle anlaşmış bizim patron. Tüm ülke çapında ha bire har har reklamlarla donatılmış tüm hedef kitle. Milletin dükkâna ayağı alışsın diye de rakiplere oranla çok ucuz fiyatla piyasaya sürülmüş. İlk haftanın satış rakamlarına bakılmış ve anlaşılmış ki millet ürünü uçurmuş. Ya ikinci hafta n’olmuş?

Bizim kedicikler için üretilen mamacığın satışı yerlerde miyav miyav. “Ma n’olduk be amma. Bre aman, bre zaman” cinsinden hayıflanan patron, beyaz gömlekli müdürlerini derhâl toplantıya çağırmış. E yalaka müdürlerde bahane çook! Kimisi “Ambalajın şeklini değiştirelim”, kimisi “Ambalajın rengini değiştirelim”, kimisi “Daha çok reklam yapalım”, kimisi “Market işi yapanlara daha çok avanta komisyon indirelim”, kimisi ise “Malı daha da ucuzlatalım” demiş abuk çözüm önerileri babında. Patron söylenenleri dinlemiş ve elindeki purosuyla karşıda oturan ürkek stajyere bakarak; “Ya sen? Sen ne diyorsun kızım?” diye beklenmedik kontra bi’soru sormuş. Kızcık da ürkek bi’şekilde; “Kedi mamayı sevmedi efendim” demiş. İşte, ‘kral çıplak’ modundaki reklam ötesi ürün pazarı böyle bir şey!

Ya amatör sporumuzdaki kedinin mamayı sevmeme durumları ne? 5 TV kanalı, 13 gazete, 3 radyoda sporumuz an ve an pazarlanmaya çalışılmıyor mu? Basın emekçisi dostlar ha bire flaş haberler geçiyorlar mı? E hâl böyleyken maç anlatımlarına ve yorumlarımıza baksan sanırsınız ki El Clasico’yu konuşuyoruz. Tüm arkadaşlar elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlar ama yine de taraftar cinsinden kedi mamayı bir türlü sevemedi.

Sporumuzun olmayan marka değerinin temelinde ne var? Amatör ve de sürdürülemeyen bir yapı var bildik. Hâl böyle olunca da vatandaş müsabakalara iştirak etmiyor. Sonuç mu? Sporumuz da, çöp torbaları gibi saldım mevlam çayıra hadeee. Neyse “Kısa bir reklam arası” dediler, sporda da takriben 50 sene geriye gittik. Devam…

Diğer Haberler

Başa dön tuşu