GenelGüney KıbrısManşet

Kıbrıs Temsilciler Meclisi, “Altın Pasaport” Programını bitirdi

Kıbrıs Rum Temsilciler Meclisi, tartışmalı Kıbrıs Yatırım Programı'nın (CIP) fişini resmen çekerek, hükümetin yatırımcılara ve ailelerine vatandaşlık dağıtma yetkisini sonlandırdı.

Kıbrıs Rum Temsilciler Meclisi, tartışmalı Kıbrıs Yatırım Programı’nın (CIP) fişini resmen çekerek, hükümetin yatırımcılara ve ailelerine vatandaşlık dağıtma yetkisini sonlandırdı. Bu hamle, Meclis’te kimin sorumlu olduğu, kimin hesap vermesi gerektiği ve programın ülkenin yurtdışındaki itibarına nasıl zarar verdiği konusunda hararetli bir tartışma başlattı.

Yeni yasa ayrıca geçmişteki vatandaşlık onaylarının nasıl gözden geçirileceğini düzenliyor, kişilere Bağımsız Vatandaşlıktan Çıkarma İnceleme Komitesi’ne itiraz etmeleri için 60 gün süre tanıyor ve vatandaşlığı iptal edilenlerin isimlerinin Resmi Gazete’de yayımlanmasını zorunlu kılıyor. Amaç net: 2020’ye kadar uzanan AB ihlal prosedürlerini nihayet çözüme kavuşturmak ve yatırım programının bir daha asla başlatılamamasını sağlamak.

Aynı zamanda Kıbrıs, onursal vatandaşlık kurallarını güncelleyerek devletin 1974’te ölen Yunan uyrukluların çocuklarına, ayrıca adaya olağanüstü katkılarda bulunmuş sanatçılara ve kültürel şahsiyetlere vatandaşlık vermesinin önünü açtı. Bu tavsiyeleri artık Kültür Müsteşarlığı yürütüyor.

Kathimerini Cyprus’un haberine göre AKEL Milletvekili Aristos Damianou, oylamayı altın pasaport programı için siyasi bir “anma töreni” olarak nitelendirdi ve Kıbrıs’ın devletin kamu yararına vatandaşlık vermesini sağlayan bir aracı kaybettiği konusunda uyardı. Damianou, programın 3.522’si yatırımcı olmak üzere toplam 7.329 kişiye vatandaşlık dağıttığını ve bunların çoğunun adaya ayak bile basmadığını söyledi. Damianou, “Program ekonomiyi biraz canlandırmış olabilir ama demokrasiye verdiği zarar onarılamazdı” dedi.

DİSİ Milletvekili Nicos Sykas, program artık bittiğine göre onu tamamen kaldırmanın mantıklı olduğunu savundu. İstismarlar için AKEL’in iktidarda olduğu dönemdeki kötü yönetimi suçladı ve bazıları sistemi kötüye kullanmaya çalışsa bile programın en çok ihtiyaç duyulan anda ekonomik destek sağladığını söyledi.
Bağımsız Milletvekili Alexandra Attalidou programı “baştan aşağı çürük” olarak nitelendirdi ve siyasetçilerin onu sömürmesine izin verecek şekilde kurgulandığını, bunun da Kıbrıs’ın yurtdışındaki itibarını yerle bir ettiğini belirtti.

AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanou, programın açığa çıkardığı çıkar çatışmalarının hukukun üstünlüğünü “onarılmaz bir şekilde savunmasız bıraktığı” uyarısında bulundu ve kazanç sağlayanların hesap vermesini istedi.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu