“Kıbrıs Cumhuriyeti” yurttaşlığı alamayan Kıbrıslı Türklerin oluşturduğu grup seslerini duyurma gayretinde
EYLEME DESTEK ÇAĞRISI
“Kıbrıs Cumhuriyeti” yurttaşlığı alamayan bir grup Kıbrıslı Türkün oluşturduğu “Kimliksizler” grubu Cumartesi eylem yapacak. Grup tarafından yapılan açıklamada, eyleme destek ve katılım çağrısı bulunuldu. Eylemciler, 19 Kasım Cumartesi saat 09.30’da Ledra Palace’te buluşup, Rum Yönetimi İçişleri Bakanlığı’na yürüyecek. Eylem duyurusu Dayanışma Evi’nde dün düzenlenen basın toplantısında yapıldı. Toplantıda, grup adına Görkem Tümkan ve Serdar Tarın ile Güney Kıbrıs’ta faaliyet gösteren Eşitlik Destek Irkçılık Karşıtı Hareketi (KISA) Başkanı Doros Polycarpou konuşma yaptı.
SİSTEMLİ AYRIMCILIK
Görkem Tümkan, Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığı hakkına sahip olan ama bu yurttaşlığı alamayan Kıbrıslı Türkler ve aileleri olarak sistemli bir ayrımcılığa maruz kaldıklarını söyleyerek, “En temel insan haklarımızın ihlal edildiğini duyurmak için bir eylem düzenliyoruz” dedi. İnsan hakları savunucularını eyleme katılmaya çağıran Tümkan, “Karma evlilik suç değildir diyerek yola çıktık ve bize kesilen bu haksız cezaya isyan ediyoruz” ifadelerini kullandı.
KİME AŞIK OLUNACAK
Serdar Tarın da “Hükümet karma evliliklerden doğan çocuklara keyfi ve hukuk dışı bir şekilde vatandaşlık vermiyor” dedi. Anne veya babadan biri yurttaş olduğunda çocuğun da yasal olarak vatandaşlığa hak kazandığını anlatan Tarın, “Bu ayrımcılık Kıbrıslı Türklere yapıldığı gibi, Asyalı ve Afrikalı biriyle evlenen Kıbrıslı Elenlerin çocuklarına da yapılmakta. Açıkça ırkçı olan bu yaklaşım kabul edilemez. Devlet yurttaşlarına kime âşık olup kiminle evleneceğini dayatamaz” diye konuştu.
İNSAN HAKLARI İHLALİ
KISA Başkanı Doros Polycarpou ise eyleme desteklerini açıklayarak, insan haklarını savunan herkese katılım çağrısında bulundu. KISA olarak her türlü ayrımcılığa karşı olduklarını söyleyen Polycarpou, ayrımcılığın ve hukuk dışılığın “kabul edilemez” olduğunu ve insan haklarının ihlal edilmesi anlamına geldiğini belirtti. Konuşmalarda, avukatları aracılığıyla yasal ve yargısal yollarla mücadelelerini sürdürmeye devam edecekleri dile getirilirken, konunun sokağa, uluslararası platformlara ve İnsan Hakları Mahkemesi’ne taşınacağı belirtildi.
