Bu kadar yanlışın içinde doğruyu mumla arasanız bulamazsınız, Ünal Bey başbakan olarak diyor ki, ülkemizi dünyaya adapte etmek için çalışıyoruz. Hangi dünya diye sormak lazım Ünal Bey’e.. zira bugün izledikleri politika ile dünyadan soyutlamaya yüz tutmuş bir halk var yönetme görevi verdikleri ülkesinde.. Bu nasıl bir çelişkidir, nasıl tezat oluşturan bir durumdur böyle.. Çok açık ki konuşma olsun ağzından bir kaç cümle çıksın diye konuşuyor o da.
Nihayetinde başbakan ve konuşması gerekiyor ama dayanaksı ama çelişkilerle dolu ama öylesine bunların hiç bir önemi yok.
Önemli olan siyaset, üstelik sığ ve üretmeyen bir anlayışta. Haliyle salla salla gitsin.
40 senedir aynı masallar.
Boş boş konuşmalar içine yerleştirmemiz gerekmiyor muydu? Ülke dökülüyor, altyapı adına ciddi bir noksanlık var, yollar bozuk, ışıklandırma yok, şehirlerde kaldırımlar kırık dökük, lağım suları yollara taşıyor, okullar dökülüyor, hijyen namına hiçbir şey yok, hastaneler hizmet veremeyecek duruma geldi.
Memleketin elektrik enerjisi yetmiyor, ülkenin nüfusu bilinmiyor, dış kaynaklı suç örgütleri burada kendilerine illegal alanlar yaratarak faaliyetler yürütüyorlar. Dedelerimiz, babalarımız kısacası büyüklerimiz Kıbrıslı Türkler için yıllarca mücadele vermiş herkesin gönlünde yatan ve bu topraklar uğruna bir ömür tüketen hayallerinde ki ülke bu muydu?
Asla hayır!
O halde bu kötü gidişe dur diyebilecek dirayeti neden gösteremiyoruz?
Neden birlik olup bu ülkede güzel şeyler yapamıyoruz?
Gerçek şu ki değerli dostlar bozuk düzene ve sisteme rağmen, hatta ve hatta bunca çarpıklığa, sakatlığa vei çürümüşlüğe rağmen ,kimse konfor alanını terk etmek istemiyor,
