Kısa bir yazı

Gazeteci Ali Kişmir yazdığı bir yazıda Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına “hakaret ve alay” suçlamasıyla 10 yıla kadar hapis cezası istemiyle hakkında dava açıldı.

Elbette kimse kimsenin fikirlerine, düşüncesine katılmak zorunda değil  Ali Kişmir de bir gazeteci/köşe yazarı olarak bu bağlamda fikirlerini düşüncelerini kaleme alan bir kişidir. Dolayısıyla bir gazeteci/köşe yazarının kendini ifade etmek adına sıraladığı kelimelere ya da düşüncelere katılmak zorunda değiliz. Ve fakat fikirlerin hür olması gerektiği konusunda öyle zannediyorum ki hepimiz hemfikiriz.

Evet fikirler düşünceler hürdür. Fikirlere pranga vurulmaz. Farklı fikirler her zaman demokratik zenginliği getirmiştir. Ali Kişmir’in davaya sebep olan yazısını ben de daha önce okumamıştım. Konu bu mecralara taşınınca merak edip okudum.

Bu yazının içeriğinde gerçeklik payı olduğu gibi gereksizce kullanılan  kelimeler de vardır. Bu o  yazarın kendi üslubu ve tercihi ile alakalıdır.. Ve fakat bir gazetecinin kağıda döktüğü düşünceleri için böylesi bir sürecin içine çekilmesini doğru bulmak da mümkün değildir. Ali Kişmir’i çok uzun zamandır tanıyorum. Son derece duygusal bir yapısı olduğunu da biliyorum. Demem o ki, konu yazıdan rahatsızlık duyan kurumumuzun bir yetkilisi  sevgili Ali’ye ulaşarak bu rahatsızlığı bizzat kendisine iletmek suretiyle konunun bu noktalara gelmesi önlenebilirdi. Ben eminim ki  Ali Kişmir de buna kayıtsız kalmazdı. Nitekim Kıbrıs küçük bir coğrafya bu coğrafyada farklı görüşlere sahip birçok dostumuz var. Haliyle bu dostlarımızla hep aynı fikirleri paylaşmıyoruz. Açıkçası bunu da bir zenginlik olarak görüyorum.

Dolayısıyla farklı görüşlerde olduğunuz ama çok sevdiğimiz dostlarımız var hepimizin. Benim mesela bu anlamda  çok dostum var. Siyasi duruşumuz, ideolojilerimiz elbette farklılık gösterebilir. Bundan daha doğal bir şey olamaz. Lakin bunun da ötesinde çok değer verdiğimiz ortak bir paydamız var.

Nedir o?

Karşılıklı saygı sevgi ve hoşgörüdür.

Buna sağduyu de diyebiliriz.

İnsan sevgisi böyle durumlarda büyük önem arz eder. Fakat bu da yanlış anlaşılmasın. Herkesi sevmek zorunda da değiliz.

İlla ki hayatımızda sevip değer verdiklerimiz yanında, sevmediklerimiz de mutlaka vardır ve olacaktır da… Lakin bu kimseyi ötekileştirmek için bir mazeret de değildir. Zira bir insanı şu veyahut bu nedenle sevmemiş dahi olsak arada saygı ve hoşgörü denen insani bir olgu vardır.

Buna insanların ilişki biçimine yansıttığı ince bir detay olarak da bakabilirsiniz.

Dolayısıyla benimle aynı düşüncede, aynı  ideolojide veya da siyasi görüşte  olan veya olmayan herkesin düşüncesine saygı duyar, hoşgörü gösterir ve  onları tüm kalbimle sevgiyle kucaklarım..