KıbrısManşetSiyaset

Kişisel menfaatler halkın önünde tutuldu..

 Devlet kaynaklarının fütursuzca kullanımı, yeni atama ve parti içi mücadele toplumsal faydanın önüne geçtikçe  krizden yönetimi diye bir şey kalmıyor, hatta böylesi bir krizden çıkacağımıza dair umutlarımızı da yitiyoruz, zira hükümetin bu yönde bir motivasyonu yok

Öyle bir coğrafya düşünün ki yarım asırdır süregelen siyasi belirsizliklerin olumsuz etkisiyle siyasi ve ekonomik  bağımlılığın bir getirisi olarak da bugün fiili olarak kullandığımız TL tarihinin en kötü dönemini yaşıyor. Bununla birlikte Kuzey Kıbrıs ekonomisinin lokomotif sektörleri çöküşün eşiğine sürüklenirken, ülkenin kaynakları kötü yönetilirken,  haksız istihdamlar yapılıyor, kurumları adeta çiftlik gibi yönetiliyor.

Bir Bakan düşünün böylesi bir ekonomik krizin içinde makam odasını beğenmeyip tadilat ettirsin, mobilya yenilesin.

Bir başka Bakan düşünün dünürüne kıyak yapmak için  emekli olmasına 1 yıl kala o kişiyi  Müdür atayarak emekli maaşını net 3.687 TL artırıp ikramiyesini de 198.270 TL çıkmasına ön ayak olsun.

Nasıl?

Milletin ensesinden.

Devletin kaynaklarını kullanarak.

Ve bu ülkenin Başbakanı bu atamaya onay versin, imza atsın akabinde de bunu normalleştirerek ne var bunda yaklaşımı ortaya koysun..

Bu ayan beyan makamı kötüye kullanmak değil de nedir?

Sağlık, maliye, ekonomi, eğitim, çalışma yaşamı…

Her alanda kriz var!

Ve bu kriz hükümetin ortaya koyduğu yaklaşımla her gün biraz daha derinleşmektedir.

Devlet kaynaklarının fütursuzca kullanımı, yeni atama ve parti içi mücadele toplumsal faydanın önüne geçtikçe  krizden yönetimi diye bir şey kalmıyor, hatta böylesi bir krizden çıkacağımıza dair umutlarımızı da yitiyoruz, zira hükümetin bu yönde bir motivasyonu yok. Pandemi sürecinde bir hususu çok net anladık.

Elbette hepimiz bire bir tecrübe ederek bunun farkında olduk.

Devlet halkına bakamadı.

Hani gün 24 saat devlet üzerinden kesilen ahkamlar var ya, yok şöyle sahip çıkacağız, böyle yücelteceğiz diye nutuklar atanlar var, işte o devlet maalesef pandemi sürecinde halkına bakamayacak durumda olduğu bize gösterdi. Dolayısıyla ekonomi de halkını kaderiyle baş başa bırakan hükümetin, sağlık konusunu sıkı tutması gerekiyordu.

Lakin görülüyor ki bu noktada da sıkıntılar bitmek bilmiyor.

Haliyle halk sağlık konusunda da yalnızdır.

Aşı konusunda  hükümetin süreci doğru yönetememesi sonrası ortaya çıkan adaletsiz yaklaşım bugün içinde bulunduğumuz belirsizliğin en büyük nedenidir, zira aşı olması gereken kronik rahatsızlığı olan insanlarımızın yanında, yaş grupları itibariyle aşı olması elzem ihtiyaç haline gelen 60\65  yaş üstü insanlarımızın da bundan gerektiği oranda yararlanamaması, buna karşın  aşıya ivedilikle ihtiyacı olmayan kişilerin torpille aşıya ulaşmaları hepimizi ciddi anlamda huzursuz etmiştir.

Buradan da anlaşılacağı gibi bizim süratle aşı tedarikini sağlamamız gerekiyor, lakin burada hükümetin Türkiye’nin dışında bir alternatif yaratmadığını görüyoruz. Kuşku yok ki bunun dışında aşıya erişebileceğimiz seçenekleri zorlamadığımız da  sır değil.

Nitekim uluslararası alanda meşruluğu kabul gören  gerek KTTO gerekse LTB üzerinden AB ile diyalog kurarak ihtiyacımıza cevap verebilecek aşı miktarına ulaşabilirdik.

Bunun illa ki hibe olması da gerekmezdi.

Bu hayal değildi ve yapılabilirdi..

Fakat maalesef ülkeyi yönetenler sağlık gibi son derece önemli ve  insani  bir konuya da milli siyaset üzerinden bakış açısı geliştirdi.

Aşıya erişimde çok seçeneğimiz varmış gibi, ya da gerekli miktarı sağlayabiliyor muşuz  gibi bir rahatlık içine girildi..

Sonuç olarak iki haftadır beklenen aşı miktarı henüz gelmiş değil..

Gidişata bakınca hem sağlık da ,hem ekonomide kaygı duymamız gereken günlerden geçiyoruz.

Varyant virüs diye tanımlanan illet  dünyada salgını kritik eşiklere getirdi. Bu işin ihmal edilecek bir tarafı kalmadı.

Devlet maalesef bunun idraki içinde değil, bu nedenle halka korumacılık sağlamaktan çok uzaklarda bir yaklaşım içinde!

Haliyle de iş bize kalıyor!

Lütfen ama lütfen herkes itinayla kurallara riayet etsin ve sevdiklerini korusun..

Zira bizi bizden daha iyi koruyacak olan yok.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu