KıbrısManşetSağlıkToplum

Kitle hipnozu

Bu içecekler en tatlı zehir olan şeker yanında bolcana kafein içeren ve de bağımlılık yaratan kimyasallarla dolu

Yıllar önce gösterime girmişti; “Arabalar I, II veya III” adlı filmleri bilmem bilir misiniz? Özellikle erkek çocuğu olanlar bilecektir. Disney Pixar’ın yapımcılığını üstlendiği ve Route 66 yolunun tekrar doğuşunu kaleme alan bir film. Şimşek McQueen ise filmin baş kahramanı. İşte, filmin 3’ncü veriyonu yeniden vizyona girmişti, marketlerde nereye bakarsanız bakın onu yeniden onu görmeye başlamıştık.

Bir defa film içinde işin içinde ‘kitlesel hipnoz’ vardı; 1930’lardan beri özellikle sahibimiz Amerika kitlelerin zihnini kendi amaçları doğrultusunda etkilemek ve yönlendirmek üzere ciddi yatırımlar ve çalışmalar yapmakta. Sigmund Freud’un bilinçdışı bağlamında, insan davranışlarına özgü keşiflerini ‘kitle hipnozu’ bilgisine dönüştüren yeğeni Edward Bernays ile birlikte Amerika bunu bir devlet politikası hâline dönüştürmüştü.

‘Meyveli (pardon boyalı!)’ içeceklerde, cipslerde, gazlı içeceklerde ve diğer şekerlemelerde hep onun resmi var. Oğlumuz Derin Paşa ile ne zaman markete gitsek Şimşek McQueen resimli ürünleri arar olurdu kerata. Hayatında hiç tatmadığı veya yemekten hoşlanmadığı ürünleri sırf özdeşleştiği McQueen sayesinde arkamdan market sepetine atıyordu çocuğum. Ben de ön kısımdan çaktırmadan herhangi bir rafa bırakıyorum.

Yer gök âlâkasız ürünlü raflar, McQueen’le doldu. Bebelerin birçoğu zaten Hollywood çizgi film kahramanları sayesinde ‘kitlesel hipnoz’ altında. Tabiî kız çocukları da hâlen Barbie bebeğin büyülü dünyası etkisinde.

Ya biz yetişkinler? Biz de bu hipnoz dalgası içerisinde değil miyiz? Özellikle Amerika’da kişi başına gazlı içecek tüketimi yılda 700 kutu. Dünyada ise özellikle Madonna, Rihanna, Tarkan gibi pop ilahlarının kullanıldığı özendirici reklamlar ve alışkanlıklar sayesinde gazlı içecek tüketimi kadınlarda iki, erkeklerde ise üç katına çıkmış durumda. Bu içecekler en tatlı zehir olan şeker yanında bolcana kafein içeren ve de bağımlılık yaratan kimyasallarla dolu.

Sonuç mu? Şiddetli obezite, diyabet, diş çürümesi, kemik erimesi, kanser ve diğer koroner kalp hastalıkları. Bunlarla birlikte yaratılan gizli susuzluk dahilinde baş ağrısı, böbrek taşı ve depresyon da promosyon olarak devam ediyor. Çözüm mü? Tabiî ki ne de; Su, günlük süt, doğal maden suyu, ayran, kefir ve de bitkisel çaylar. Bizi geçtik, bebelerimizi kurtaralım bâri. Aksi takdirde kitlesel hipnoz egemenliği altında sürüngen ve de yapay bir dünya bizi bekliyor.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu