Avrupa Komisyonu, hellimin Avrupa’ya ihraç edilebilmesi için Yeşil Hat tüzüğünde tadilat yaparak, Yeşil Hat Değişiklik Kararını ve hellimin, 1 Ekim 2021 tarihinden itibaren ‘Χαλλούμι’ (Halloumi)/‘Hellim’ ismi ile sadece Kıbrıs’ta geleneksel şekliyle üretilebileceğini belirten PDO kararını 12 Nisan 2021 tarihinde eş zamanlı olarak kabul etti.
Kıbrıslı Rum üreticiler takvimlendiği gibi bu süreçten faydalanmaya 1 Ekim 20121’de başladılar. Ancak Kıbrıs Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı Kıbrıslı Türk üreticileri sürece dahil etmedi. Sağlık kontrollerini yapacak kurumu atamadı ve bunu PDO kontrolleri ile birleştirmeye çalıştı.
Avrupa Parlamentosu Milletvekili Niyazi Kızılyürek, 28 Ekim tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti Tarım Bakanı Kostas Kadis’e bir mektup göndererek, Kıbrıslı Türk üreticilerin Komisyon kararında öngörüldüğü gibi üretim ve ihracata katılımlarını sağlayamadıklarını belirttiğini ifade etti.
Kızılyürek, yazdıklarını şu şekilde anlattı:
“Avrupa Komisyonu kararının doğru uygulanmasından üye ülke Kıbrıs Cumhuriyeti’nin sorumlu olduğunu ve Χαλλούμι / Hellim’in PDO’sunun Kıbrıs’ın tüm coğrafi bölgesi için geçerli olduğunu hatırlattım.
Ayrıca,12 Nisan tarihli Komisyon kararı doğrultusunda ataması gereken sağlık kontrollerini yapacak kurumu atamasını, sağlık kontrollerinin, PDO sürecinden bağımsız işlemesi gerektiğini ve PDO almak için bir koşul olamayacağını belirttim ve bu konuda gerekli adımların atılmasını talep ettim.
PDO denetimlerini yapacak kurum olan Bureau Veritas, nihayet 1 Aralık tarihinde Kıbrıslı Türk üreticileri PDO başvurularının nasıl yapılacağı yönünde bilgilendirdi. Böylelikle Kıbrıslı Türk üreticiler de PDO başvuru sürecine dahil edildi.
Sağlık kontrollerini yapacak olan kurum ise henüz atanmamıştır. Kıbrıs Cumhuriyeti Tarım Bakanlığı derhal sağlık kontrollerini yapacak olan kurumu atamalıdır.
Kıbrıslı Türk üretici başvurusunu Limasol’da ofisi olan Bureau Veritas’a direk olarak veya Kıbrıs Türk Ticaret Odası aracılığı ile yapabilecektir.
Hellim’in coğrafi tescili Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk üreticilerin Avrupa pazarına birlikte erişebilmeleri için gerekli koşulları yaratan tarihi bir gelişmedir. Kıbrıs Türk toplumunun bu süreçten en erken zamanda faydalanmasını sağlamak için, Kıbrıslı Türk üreticileri bir an önce PDO başvurularını yaparak süreci başlatmaya davet ediyorum.”
