Hükümet yangından mal kaçırırcasına oldu bittiye getirmeye çalışıyor AKSA konusunu.. Şu çok net ki topluma dayatılmaya çalışılan bu yöntem ile elektrik gibi hayati bir kamu hizmetini toplumun elinden alıp çok daha pahalı olacağı kesin olan özel bir şirkete vermeye çalışıyorlar.. Buna dirayetli duruş sergileyen ve bu yanlışın karşısında duran sendikalar da eylem ve grevler gerçekleştiriyorlar.
Bu aşamada elbette halkımıza da büyük görevler düşmektedir. Ve fakat aynı oranda sendikaların da halkın mağdur duruma düşmesini getirecek tavır ve anlayıştan kaçınmaları ve bu hassasiyeti gözetmeleri gerekmektedir. Bu denge kurulduğu zaman sendikaların yaptıkları eylemlerde halkın desteği de sendikalardan yana olacaktır.. Artık halk olarak şunu iyice idrak etmek durumundayız.
Pek nedir bu ?
Halk olarak üzerimize düşen sorumluluğu almadığımız sürece ve gerekirse bedel ödemeye hazır olduğumuzu göstermeden, yani bedel ödemeden onurlu bir yaşam asla mümkün olmayacak..
Dolayısıyla bütün mesele halk olarak buna ne kadar hazır olduğumuzdur.
Siyasi yelpaze içinde aktif olan hükümet ve muhalefet yetkililerinin açıklamalarından yola çıkarak edindiğim izlenim ne iktidarın ne de muhalefetin ajandasında ülkenin elektrik ihtiyacını en verimli şekilde karşılayacak bir projenin olmadığıdır.
Bu çok düşündürücü bir duruma ve fakat bundan daha düşündürücü olan bir şey daha var. Bu ülkede yüzlerce elektrik elektronik mühendisi, yüzlerce ekonomist finans uzmanı var. Onun da ötesinde onlarca üniversite, konu ile ilgili yüzlerce, binlerce akademisyen ve sayısız örgüt, oda, sivil toplum örgütü, vs. Bütün bu paydaşları bir araya getirip verimli bir çalışma yapılamaz mıydı? Dolayısıyla tartışma ve , toplumu bilgilendirme gibi önemli detaylar burada yok sayıldı.. Elbette burada konu sadece yalnızca EL-SEN konusu olmaktan çıktı. Hatta yalnızca KIB-TEK konusu da değil!.. Konu enerji, yani bu ülkenin kendi ayakları üzerinde durma, ekonomik olarak kendi kendine yeterlilik konusudur, Konu çocuklarımızın bu ülkedeki geleceği konusudur.. Dolayısıyla bu konu hükumetin karar verici olduğu ve oldu bittiye getirilmeye çalışılan bir konu değildir.
Konu her şeyden de öte, ahlak, vicdan dürüstlük , insanlık, sistem, disiplin, bilim gibi kavramlarla doğrudan alakalıdır…. Bütün bu değerlerin olmadığı yerde yalanlar, ihmaller, kaçakçılık kaçınılmaz olur..
