Konun özünü idrak etmek şart

Hepimizin yakından tanıdığı DAÜ Öğretim Üyesi Hasan Altıok’a “ Hasan Hocam’a önceki gün bir dava okudu.

Sebep?

İddia o ki yazdığı bir yazıdan dolayı.

Lakin Hasan Altıok’un iddiası da kendisinin böyle bir yazı yazmadığı yönünde.

Sayın Hasan Altıok’u yıllardır tanırım.

Kendisiyle onlarca kez televizyon programı da yaptım.

Bugüne kadar gerek katıldığı televizyon programlarında, gerekse düşüncelerini paylaştığı çeşitli yayın organlarında kimseye karşı incitici, yaralayıcı, rencide edici bir üslup kullandığını görmedim.

Hasan Hoca düşüncelerini parmağının arkasına saklanmadan ifade eden birisi.

Dolayısıyla da yazdıklarının fikir zenginliği bazında topluma katkısı büyük.

Elbette Hasan Altıok’a getirilen bu iddiaların yargı sürecinde ispatlanması gerekiyor.

Ve fakat konu eğer kişileri düşüncelerinden ötürü yaftalama noktasında bir cadı avına dönüşürse bu başta demokrasi ve özgürlükler adına çok ciddi sorunları da beraberinde getirecek ülkemiz adına..

Bugün Hasan Altıok’a uygulanan bu mevzuatı kınayan, ya da tepki gösterenler arasında siyasi kimlik taşıyanlar olduğunu da görüyorum. Bu değerli siyasilerimiz Hasan Hoca’nın yanında olduklarını söylüyorlar yaptıkları sosyal medya paylaşımlarında. Bu elbette iyi bir şey..

Lakin çok açık ki siyasi kimlik taşıyan bu arkadaşlarımız Kuzey Kıbrıs’taki mevcut konjonktürün göz ardı ediyorlar.

Nitekim Kıbrıs’ın Kuzeyinde alt yönetim algısının uluslararası alanda yaygın bir görüş olduğu gerçeğinden hareketle Kuzey Kıbrıs’taki yönetimin bağlı olduğu otoritenin tahakkümünün belirleyici egemen gücü olan Ankara’yı görmezden gelerek, muhalefet yapmaya kalkışmak, ortaya çıkan mevcut yapıya (sakat yapıya) meşruiyet kazandırmaktır. Dolayısıyla her şeyden önce bununla içtenlikle yüzleşmek gerekiyor ki Ankara-Lefkoşa hattında olması gereken doğru ilişkiler tesis edilebilsin..