Konuşma bitti iş yapma zamanı
Resmi olmayan sonuçlara göre ise ortaya çıkan aritmetikte yeni bir koalisyon dönemi başlayacak gibi. Lakin bu koalisyonun yeni sıkıntılar getirmeyecek ve ülkeyi kısa sürede bir erken seçime daha götürmeyecek nitelikte olması büyük önem arz ermektedir.
Vaatler her seçim dönemi olduğu gibi bu dönemde adeta havada uçuştu.
Halk geçim sıkıntısı yaşarken, evine ekmek götürmenin derdi ile uğraşırken seçim için halktan oy talep edenler binlerce lirayı binlerce dar gelirli insanın gözlerinin içine baka baka cömertçe harcadılar. Lüks otomobillerle seçim kampanyası yürüten siyasi partiler halka sizi en iyi biz anlarız, ülkeyi en iyi biz yönetiriz mesajı verdiler. Netice itibariyle sandıklar kuruldu ve irade şu veyahut bu şekilde tecelli etti.
Sürecin başından bu yana seçimin birinci ve ikinci partisi çok net olarak belliydi.
Hoş yapılan bütün anketlerde de bu zaten açıkça görülüyordu. Bu nedenle ne UBP’nin birinci parti olması sürprizdi, ne CTP’nin ikinci parti olması beklenmeyen bir durum değildi. Ve fakat UBP’nin tek başına hükümet kuracak çoğunluğu sağlayıp sağlamayacağı bir merak konusuydu.
UBP Ersan Saner sonrası Faiz Sucuoğlu ile birlikte yeni bir ivme yakaladı. Faiz Bey’in parti desteğini alarak girdiği bu seçimlerde eli oldukça güçlüydü. Ve fakat buna rağmen seçim arenası parti içinde yeni bir hesaplaşmaya sahne olur muydu konusu önemliydi. UBP’nin seçmeninden aldığı destek partinin kemikleşmiş oyu idi..
Ve fakat buna rağmen UBP tek başına hükümet kuracak çoğunluğa ulaşamadı ki bu da beklenen bir sonuçtu.
CTP’de ise Tufan Erhürman’ın ülke sorunlarını iyi tahlil etmesi ve bu sorunların çözümü noktasında oluşturduğu aday kadrosunda özellikle ekonomiyi başa koymasıyla birlikte çıkardığı adayların ehli kişilerden oluşması seçmen nazarında olumlu algılanıyordu. Bunun yanında CTP’nin Kıbrıs sorunu özelinde ortaya koyduğu net duruş federal çözüm cephesinden destek almıştı. Dolayısıyla bütün bunlar CTP’yi iddialı hale getirmişti.
Nitekim CTP oy oranını ve vekil sayısını artırdı. Bunun yanında üçüncü partinin kim olacağı gerçekten bir merak konusuydu.
Halkın Partisi mi olacaktı yoksa Demokrat Parti mi? Halkın Partisi bir önceki seçime göre oldukça irtifa kaybetmişti.
Dolayısıyla bu seçimde geçen seçimde aldığı desteği alması çok da mümkün görünmüyordu. Üstelik sokak nabzında da parti lideri Özersay’ın söylemlerinin aksine HP’ye halk nezdinde destek yok denecek kadar azdı. Demokrat Parti ise Serdar Denktaş’tan yoksun girdiği seçimde Fikri Ataoğlu stratejik hamlelerle partisinin pozisyonunu korudu.
TDP’nin ise parti içi ayrışmalardan ötürü bölünmesi ve TKP-YG’nin oluşumu ile aynı kulvarda yeni bir rakip yaratılmasından mütevellit elinde kalan kemik oyu ile barajı aşıp aşmama konusunda tereddütler yaşandığı sır değildi. Nitekim baraj altı kalmaktan kurtulamadı.
YDP de ise Arıklı-Zaroğlu kavgasından dolayı bölünen parti elindeki gücü kısmen kaybetmesine rağmen bu seçimden de istediğini alarak Cumhuriyet Meclisine girmeyi başardı.
Bu seçim sürecinde bana göre en dikkat çekici propaganda çalışmasını yürüten Bağımsızlık Yolu oldu. Bağımsızlık Yolu sol kulvarda fark yaratan bir çalışma ortaya koydu. TDP’nin baraj altı kalması ve TDP TKP anlaşmazlığı sonrası BY, solda alternatif bir parti pozisyonuna gelebilir.
Elbette resmi sonuçlar netleştikçe daha sağlıklı değerlendirmeler yapacağız.
Resmi olmayan sonuçlara göre ise ortaya çıkan aritmetikte yeni bir koalisyon dönemi başlayacak gibi. Lakin bu koalisyonun yeni sıkıntılar getirmeyecek ve ülkeyi kısa sürede bir erken seçime daha götürmeyecek nitelikte olması büyük önem arz ermektedir.
Ve fakat yarın itibariyle yeni bir dönem başlayacak, kurulacak hükümeti ciddi sorunlar bekliyor. Nitekim yıl 2022…
Biz elektrik kesintileri, tüp gaz yokluğu, eczanelerde ilaç sıkıntısı, eğitimde kaos, akaryakıt kuyrukları vs. ile yüzleşiyoruz.
Ve elbette yapılması elzem olan icraatlar var. Halkın alım gücünü dövize endekslemek ve korunmak ilk başta gelen.
Maliyenin gelirlerinin artırılması ve elbette
kayıt dışılığın önüne geçilmesi, verginin tabana yayılarak azaltılması,
turizm gelirlerinin çeşitlendirilmesi,
Avrupa Birliği ile ilişkilerin yeniden doğru zemine taşınması, ekonominin büyütülmesi,
Ve birçok aileyi bölen gençlerimizin göçünün önüne geçmek için yapılması gerekenlerin hayata geçirilmesi.
