GenelManşetTürkiye

Konutların yüzde 35’inde çürüme var

İstanbul’daki 3,9 büyüklüğünde deprem, Türkiye’deki konutların sağlamlığını yeniden gündeme getirdi

TÜİK verilerine göre Türkiye’de neredeyse her 3 konutun 1’i çürüme tehlikesi altında

KONUTLARIN DAYANIKLILIĞI… İstanbul’un Kartal ilçesinde meydana gelen 3.9 büyüklüğünde deprem dev metropolde korku yaratırken, konutların dayanıklılığı yeniden gündeme geldi. Geçtiğimiz günlerde açıklanan resmi veriler, yıllardır binaların depreme dayanıklı hale getirilmesi konusunda sürdürülen çabanın henüz tam anlamıyla amacına ulaşamadığını gösteriyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2020 yılına ilişkin Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması’nın sonuçlarına göre Türkiye’de bulunan konutların %35’i çürüme tehlikesiyle karşı karşıya.

SU YALITIMI, NEM VE ÇÜRÜME… TÜİK’in araştırmasında konutların durumu hakkındaki veriler de paylaşıldı. Veriler, Türkiye’deki her üç konuttan birinin çürüme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu gösteriyor. Raporda yine de sorunlu konut sayısının önceki yıla göre; %36,9’dan %34,7’ye düştüğüne de işaret ediliyor. Verilere göre, Türkiye genelinde konutların yaklaşık %35’inin çatısı su sızdırıyor, duvarlarında nem sorunu, pencerelerinde de çürüme sorunu yaşanıyor. Ayrıca konutlarda yaygın şekilde; ısınma, ses ve ısı izolasyonu, yetersiz ışık sıkıntıları var.

KONUTLAR BAKIMSIZ… TÜİK verilerini değerlendiren Deprem Güçlendirme Derneği Başkanı Sinan Türkkan’a göre problemin ana nedeni konutlara gerekli bakımların yapılmaması ve yaşlı binalar. Türkkan, “Araştırmalarımız sadece İstanbul’da 1980 ve öncesinde yapılmış binalarda (önemli bir kısmı betonarme değil) 3,5 milyon insan yaşadığını gösteriyor. Apartman yöneticilerine, ev sahiplerine, kiracılara büyük görevler düşüyor. En azından binaların depreme dayanıklı olup olmadığına yönelik testin yaptırılmasını şiddetle tavsiye ediyoruz” dedi.

SU YAPIYA GİRERSE… İZODER Başkanı Emrullah Eruslu da özellikle su yalıtımının önemine işaret ederek, “Su, yapıya girdiğinde binanın taşıyıcı kısmındaki demirleri paslandırıyor ve yük taşıma kapasitesini azaltıyor. Depremlerde en büyük sorun da burada ortaya çıkıyor. Ayrıca bina dış yüzeyindeki ısı yalıtımı eksikliği nedeniyle yaşanan nemlenme de binaya zarar veriyor. Su yalıtımına ilişkin mevzuat 1 Haziran 2018’de devreye girdi, su yalıtımı olmayan binalarda da bir an önce bu konuda harekete geçilmeli” şeklinde konuştu.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu