Kötü senaryo vasat film

60 günde verilebilecek tek bir referans yok.

60 günlük başbakanlık döneminde Faiz Sucuoğlu’nun elle tutulur gözle görülür başarı diye nitelendirebileceğimiz bir referansı maalesef olmadı.

Sayın Sucuoğlu tutarsız, çelişkilerle dolu hatta kimi zaman toplumu yanıltıcı nitelikte açıklamaları ile geçirdi bu süreyi. Faiz Bey şimdi üçüncü kez hükümetini kuruyor. Birinci ve ikinci  Sucuoğlu hükümetinden ne fayda gördük ki üçüncüsünden görelim diyebilirsiniz.

Açıkçası ben de farklı düşünmüyorum.

Faiz Bey ve hükümeti için önyargılı yorumlar yapmak da istemiyorum, yeni bir şansı daha hak ettiğini düşünüyorum, nitekim görüyoruz ki  o şans da kendisine verildi. Bu bana göre bu Faiz Bey’in son şansıdır. Umarım kendisi  de bunun idraki içinde olur.. Nitekim öncesinde Faiz Bey kazandığı bir kurultaydan elini ayağını çeken ve mantıklı hiçbir izahta bulunmayan, 60 günlük başbakanlığı süresince sürekli kendi ile çelişen, kendi kabinesini kurabilecek yetiyi gösteremeyen, Bakanlar Kurulunda alınan kararların uygulanmasını sağlayamayan, kabinesindeki bakanı atayamayan, görevden alamayan bir Başbakan olarak da ayrıca tarihe geçti. Ve şimdi aynı Faiz Bey tek  bir farkla olduğunu gördüğümüz aynı hükümeti karşımıza çıkardı. Sunat Atun gitti, Olgun Amcaoğlu geldi. Bunun adına da yeni kabine denildi. Sizce de bu absürt bir durum değil mi?

Fazlasıyla absürt.

Sunat Atun ile birlikte Tahsin Ertuğruloğlu’nu da görevden alabilir miydi Sayın Sucuoğlu bu dönemde?

O kadar da uzun boylu değil dediğinizi duyar gibiyim, zira gerçekten de değil.

Buna asla cesaret edemezdi.

Hatırlayacaksınız Faiz Bey’in kurduğu ilk kabinede Tahsin Bey dışarıda bırakılmıştı.

Bu da gösteriyor ki, Faiz Bey Tahsin Bey’i kabinesinde istemiyordu.

Lakin Tahsin Bey’in oraya gelmesini sağlayan ilahlar Faiz Bey’i çaresiz bırakmışlardı. Ve nihayetinde Tahsin Ertuğruloğlu’nu  Dışişleri Bakanı olarak atamak zorunda kaldı. Dolayısıyla kim ne derse desin Faiz Bey hala Tahsin Bey’in Dışişleri Bakanı olmasını sağlayan ilahların sıkı markajı altındadır.

Nitekim açıkladığı yeni kabinede de bunu gördük. 1 bakan dışında hiçbir değişim yaşanmamıştır, zaten bunun böyle olacağı da biliniyordu. Peki 1 bakanı görevden alıp başka birini bakan atamak yerine bu işlere kalkışmaya gerek var mıydı?

Hani şimdi bu şekilde Sunat Atun pasifize edildi ya, Ankara ikna oldu mu?

Ya halk yeni bir hükümet kuruldu safsatasına inan dı mı?

Bütün bunlar hikaye…

Öyle dik dur başkan, eğilme başkan sloganlarının havada uçuştuğu toplantı akşamlarındaki gibi değil yani durum.

Suna  Atun konusuna gelince..

Faiz Bey nihayetinde bir Başbakandı,

ve elbette kendi kabinesini belirleme diye bir hakka sahipti. Madem Sunat Bey ile belli bir dönemden sonra  çalışmayı doğru bulmamıştı, buna başta Sunat Atun olmak üzere herkes saygı duymalı idi.

Lakin Faiz Bey’in bu noktada yakın geçmişte kötü bir emsali olduğundan mütevellit , (Tahsin Ertuğruloğlu’nun Dışişleri Bakanı olarak atanması mevzusu ile başlayan süreçte yaşananlar Faiz Bey’in isteği dışında bir dayatmayla gerçekleştiğini sanırım bilmeyen yok)

İşte bu durum çok açık ki Sunat Atun’u da cesaretlendiren bir emsal oldu.

Görevde kalma isteğini ve direncini de bu belirledi aslında..

Ve fakat böyle olmadı.

Ha bu iş burada biter mi?

Sanmıyorum.

Bunun illa ki bir rövanşı olacak diye düşünüyorum. Bekleyelim ve görelim!

Bu arada, Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanan ekonomik protokol gizemini sürdürmeye devam ederken Faiz Bey’in 60 güne sığdırdığı Sucuoğlu hükümetlerinde  bizzat Başbakan olarak kendisi tarafından dillendirilen konuların hiçbiri hayat bulmadı.

Üstüne KIBTEK’ten alacaklı olan Aksa’nın alacaklarını devlet üstlendi ve bu yük de halkın sırtına bindirildi, Faiz Bey’in bir aylık elektrik zammından indirim konusu yalan oldu buharlaştı uçtu, alkollü içeceklere fon artışından indirim de aynı şekilde yalan oldu buharlaştı uçtu.

Hatırlayacaksınız Faiz Bey’in marketlere denetim vaati de hiç olmadı. Geçtim Faiz Bey’in bizzat denetleme şeysini, bunu zaten hiçbir zaman gerçekçi bulmadım ama Faiz Bey bakan değiştirmekten, müdür atamaktan henüz vakit bulup market denetimlerini yapacak mekanizmayı da  oluşturamadı. Bu arada siyasi ihtiraslar ve toplumun önünde tutulan kişisel çıkarlar kavgaya dönüşürken halk olarak pahalılık altında ezilmeye devam ediyoruz..

Kısacası Faiz Bey ile  60 günün sonunda geldiğimiz nokta sıfır sıfır elde var sıfırdır..

Umarım yaşanan bütün bu süreçlerden bir ders çıkarılmıştır.