Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) İskele milletvekili Fide Kürşat, Meclis genel kurulunda yaptığı “üçlü hükümet virüsü nedeniyle suç pandemisi yaşanıyor” başlıklı konuşmasında yabancılara kontrolsüz mülkiyet krizinin içe içe geçmiş birkaç alt başlıkla kontrolden çıktığını ve hepimizin başına bela olmak üzere olduğunu anlattı.
İskele milletvekili Fide Kürşat, “ada yarısı” dediği KKTC’de nüfusun milyonu aştığını söyleyerek hükümet edenlerin hala “cek-cak” edebiyatı yaptığını, yabancıların kritersiz mülk alımları ardında pek çok suç ve suçlunun cirit attığını, kara para meselesinden mülkiyet konusuna değin mevcut iktidarın bir güvenlik sorunu olduğunu söyledi.
Fide Kürşat, “Ülkede, bu ‘üçlü hükümet virüsü’ nedeniyle, ‘suç pandemisi’ yaşanıyor; Virüs baştan yayılıyor. Bu suç pandemisinin içinde, kara parası da var, mafyası da var, ihalesiz vurgunları da var, rüşvetin dik alası da var.
Diyorsunuz ya çözüm önerisiyle gelin, bu işin tek çözümü var; Aşılanacaksınız! Az kaldı etkisiz hale geleceksiniz ve gideceksiniz! Bu memleketin tek kurtuluş çaresi bu…” diye konuştu.
“GÜNLERDİR YERLİ-YABANCI, YAZILIYOR ÇİZİLİYOR: BUNLARIN UKALÂLIKLA KÜÇÜMSEDİĞİ ŞEYLER BAŞIMIZA BELA OLDU”
“Nüfus bilmecesi, havada uçuşan yeni rakamlarla arapsaçına döndü” diyen CTP İskele milletvekili Fide Kürşat’ın Meclis Genel Kurulundaki konuşması şöyle;
“Bizim uzun süredir, İskele özelinde ve adanın birçok yerinde de yaşanan yabancılara kontrolsüz mülk satışları meselesi, başta meclis kürsüsü olmak üzere, her platformda dikkat çektiğimiz bir konu… Bunların görmezden geldiği, yok saydığı, duymamazlıktan geldiği, hatta kimi zaman ukalalıkla küçümsediği bu gerçekler sonunda başımıza bela oldu. Günlerdir yerli yabancı, yazılıyor çiziliyor konuşuluyor.
Sin da gulle geçsin demekle olmuyor! İşte karşımızda, yabancılara kritersiz, kontrolsüz, denetimsiz mülk satışları çatısı altında, iç içe geçmiş birçok mesele… Kontrolsüz nüfus artışı ve akışı, Kara para, Güvenlik sorunları ve mülkiyet kaybı… Ve tüm bunların, başta uluslararası medya olmak üzere, baştaki sorumsuzlar dışında herkes tarafından konuşuyor oluşu!
Kayıplar, kaçaklar, suçlular, kontrolsüz artan nüfusa karşı yetersiz kalan hastaneler, okullar ve çığ gibi büyüyerek üzerimize gelen sosyal ve ekonomik sorunlar yumağı… Özellikle son 4 yıldır bu sorumsuzlar kurultay ve koltuk dertlerinin peşindeyken, başımıza açmadıkları iş kalmadı.”
TÜRKİYE GRİ ALANDAN UZAKLAŞMAK İÇİN DÜĞMEYE ÇOKTAN BASTI; BUNLAR TÜRKİYEYİ DE OKUYAMIYOR”
“Türkiye, bu konularda gri alandan uzaklaşmak ve kendisini kurtarmak için düğmeye çoktan bastı. Bunlar daha bunu bile algılayamıyor, dünya basınında, bu ada yarısı neden bu şekilde anılıyor? Bunu bile idrak edecek çapta değiller! Ne diyor İçişleri Bakanı geçtiğimiz hafta bu kürsüde?
Yabancılara yap satı yasaklayacağız… Emlakçılarla ilgili de yasa hazırlığımız var, kara para ile ilgili tespitleri bu yasayla düzenleyeceğiz. Düzenleyeceğiz… Yapacağız-edeceğiz. Cağız ceğiz…
Son 4 yılda diyor, 14 Bin 607 yabancıya mal alım izni verildi, bu rakamın tapuya gideni toplamda 5 bin 375 imiş, diyor… Burada bir sorun var demeye getiriyor. Daha bunlar izin verilenler! Bilinenler… Yani tapuya gitmesi beklenenler, umulanlar! Biz yıllardır ne diyoruz? Esas mesele sözleşme üzerinde kalanlar, şirketler üzerinden yapılanlar ve şirket perdesi ardında sistematik çalışmalar! Yüzlerce örnek var.”
“DEMEK Kİ YABANCILARA MÜLK KONUSUNDA SADECE BİZ ENDİŞELENMİYORMUŞUZ; KİMLERİN ARACILIĞIYLA NE ŞEKİLDE ALIM YAPILIYOR, PERDE GERİSİNDE NELER VAR?”
“Bunları kim tespit edecek! Türkiyeli yetkililer -bunları utandırarak verdikleri- bilgide mesela diyorlar ki 2000 yılından bu yana İsrail vatandaşları tarafından yapılmış, toplam 200 küsur emlak alım başvurusu var. Yani İsrail vatandaşı olan başvuru sayısı bu…
Açıktan ve doğrudan olanlar. Sözleşme ve şirketler üzerinden yapılanlar değil. Burada kimlerin aracılığıyla ne şekilde alım yapıyorlar? Perde gerisinde neler var? Yine Türkiye Dışişleri Bakanı, konuyla ilgili soru karşısında ‘Kıbrıs yetkilileri nezdinde bu endişelerimizi gündeme getiriyoruz’ diyor.
Demek ki bu konularda sadece biz endişelenmiyormuşuz…”
“ERSİN BEY’İN EGEMEN EŞİT İKİ DEVLETİNİN MASADAKİ MUHATABI KİM DİYE SORULUYORSA DURUP DÜŞÜNMEK LAZIM…”
“Ayrıca Rum basını “Yarın müzakere masasına oturmamız gerekirse, karşımızda muhatap olarak Kıbrıslı Türkler yerine İsraillileri, Rusları, Ukraynalıları ve İngilizleri bulacağız” yorumlarını yapabiliyor..
Yani diyor ki, Ersin Bey’in egemen eşit iki devletinin masadaki muhatabı Kıbrıslı Türkler değil, mülkiyet başlığında İsrail, Rusya, Ukrayna, İngiltere olacak diyor! İran’ı da unutmuşlar onu da ben ekleyeyim. Eğer bu soruluyorsa durup düşünmek lazım. Mülkiyet yoksa Kıbrıslı Türklerin, ne egemenliği, ne eşitliği ne de masada yeri var. Tablo bu! Gerçi egemen eşit devlet tezleri zaten kabul görmemiştir”
“NÜFUS BİLMECESİ, HAVADA UÇUŞAN YENİ RAKAMLARLA ARAPSAÇINA DÖNDÜ”
CTP İskele milletvekili Fide Kürşat, meclis genel kurulunda sözlerine şu şekilde devam etti;
“Hele ki son 4 yıldır bu garabet hükümetler silsilesi geldi geleli, ülke sorma gir hanına döndü…
Ülkeye, ne giren belli, ne çıkan belli, ne de kalan… Ne kaçak belli, ne kimin ne iş yaptığı belli… Ne de şimdilerde, başımıza bela olmak üzere olan kara para belli!.. Nüfus bilmecesi, havada uçuşan yeni rakamlarla, dibelik arap saçına döndü!
İçişleri bakanı birkaç hafta önce çıkıyor ve diyor ki ‘nüfusu bilmiyoruz saymamız lazım. Kaçakları da bilmiyoruz’. Sayın Bakan hala daha ‘tespitler’ dünyasında devam!
Diğer taraftan, atanmış Başbakan, Ünal Üstel ise bölge bölge gezip müjdeler açıklıyor, dünya ile kucaklaşmaya hazır olduğumuzdan, tanınmadan bahsediyor. Ama nüfusumuz kaçtır sorusuna gelince bilirim ama söyleyemem diyor. Dünyayla nasıl kucaklaştığımızı, geçtiğimiz haftalarda bu kürsüden dile getirmiştim; Dünya raporlarında, KKTC’nin adı; kara para aklama, İnterpol tarafından aranan suçlular, insan kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti, hatta silah kaçakçılığı konularında geçiyor. Dünyayla kucaklaştık! Evet!
Nüfusunu bilmeden, nüfus politikası olmadan, bu arkadaşlar bir de 5 yıllık Kalkınma Planı hazırlamaktan bahsediyorlar; Belli ki onu da yüzlerine gözlerine bulaştıracaklar…”
“DOLAŞIMDAKİ RAKAMLARA BAKARSAK EĞER, ADA YARISINDA MİLYON NÜFUSU AŞMIŞ GÖRÜNÜYORUZ…”
“Geçen hafta The Guardian, ne diyor ses getiren ünlü haberinde? Yalnızca bu yıl, yaklaşık 39 bin Rus KKTC’ye yerleşmiş!
Yıllardır bu garabet zihniyet, golifa dağıtır gibi dağıttığı vatandaşlıklarla, rahmetli İrsen Bey’in dediği gibi bizi kalabalıklaştırmıştı. Son 4 yıldır bahsettiğimiz üzere, çeşitli ülkelerden gelen kontrolsüz nüfus akışı ile birlikte artık ‘iyice kalabalıklaştırdılar’ ve bunun içinde bizi ‘karıştırdılar’… Son bir haftadır, dolaşımdaki rakamlara baktığımızda; Neresinden toplasak, çıkarsak bu ada yarısında milyonu aştık gibi…
Bu günlük hayatta da çok rahat görülüyor ve hissediliyor; Mevcut nüfusa okullar, hastaneler, hapishaneler, yollar yetmiyor! Belli ki ‘iyiden’ kalabalıklaştık…”
“ÜÇLÜ HÜKÜMET VİRÜSÜ NEDENİYLE SUÇ PANDEMİSİ YAŞANIYOR”
“Her gün gazete manşetlerinde, artan suç oran ve çeşitliliği ile yüzleşiyoruz. Eski hapishane doldu, yeni hapishane doldu! Yurtlar tutuklu evlerine dönüştürülmeye başlandı…”
Ülkede, bu ‘üçlü hükümet virüsü’ nedeniyle, ‘suç pandemisi’ yaşanıyor; Virüs baştan yayılıyor, Tepeden! Bu suç pandemisinin içinde, kara parası da var, mafyası da var, ihalesiz vurgunları da var, rüşvetin dik alası da var. Diyorsunuz ya çözüm önerisiyle gelin, bu işin tek çözümü var! Aşılanacaksınız! Az kaldı etkisiz hale geleceksiniz… ve gideceksiniz! Bu memleketin tek kurtuluş çaresi bu…”
