Kurumsal ilişki popülizm yapmayın protokolü uygulayın

TC-KKTC İktisadi ve Mali İşbirliği Protokolü imzalandı. Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay : Önceliğimiz KKTC’nin ihtiyaçları doğrultusundaki alanlara ağırlık vermek” dedi. Fuat Oktay; “Ağırlıkla hibe ve kredi olarak 2022 yılı için KKTC’ye 4 milyar 250 milyon TL kaynak ayırdık” dedi. Tabi ki bu protokollerle ayrılan kaynaklar protokole uygun icraatlar yapılırsa verilir. Malumunuz olduğu üzere bu protokol her yıl imzalanır, dolayısıyla altına imza koyanların gereğini yapması gerekiyor. Gereği yapılmazsa söz konusu protokole uyulmadığı  gerekçesiyle aktarılması öngörülen kaynak da gelmez.

Velhasıl bu imzaların atılması ile birlikte  KKTC maliyesine 4 milyar 250 milyon TL gelmedi..  Oktay, KKTC hükümetine yönelik popülizm yapmayın uyarısında da bulundu ve gerekli reformları ivedilikle yapılması beklentisini dile getirdi. Oktay, bu protokolle iki ülke arasındaki ilişkileri kurumsal bir yapıya taşımak istiyoruz dedi.

Yani bu ne demek?

Bu protokol ile birlikte  ana-yavru ilişkisini ekseninde değil, iki devlet arasında olması gereken kurumsal ilişkiler üzerinden ilerleyecekleri mesajını verdi.

Oktay, elektrik üretimi için 2 seyyar santralın da adaya kurulacağını belirtti..

Seyyar ne demek?

Sözlük anlamı “belli bir yeri olmayan, gezerek iş gören, gezen, gezici”

“katlanarak taşınabilir duruma getirilebilen, kolay taşınabilen.”

Kısacası bugün var, yarın yok demek.

Bu belli ki bu geçici bir alternatif.

Umarım bu geçici sürede KIBTEK için de sürdürülebilir yatırımlar kalıcı olarak yapılır.

Fuat Oktay Kıbrıs sorununa da değinerek Türkiye’nin iki ayrı egemen devlet politikasından vazgeçmesinin de söz konusu olmadığını belirtti.

Buradan da anlıyoruz ki Türkiye Kıbrıs’ta mevcut durumun devamı konusunda ısrarcı.

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Kıbrıs işlerinden sorumlu olan Sayın Fuat Oktay’ın konuşmasının ardından KKTC Başbakanı Faiz Sucuoğlu açıklamalarda bulundu.

Başbakan Sucuoğlu daha henüz 45 günlük bir hükümet olmamıza rağmen epeyi ilerleme kaydettik dedi.

Açıkçası ben de en çok buna şaşırdım.

Zira Faiz Bey’in başbakanı olduğu ülkede ben mi yaşamıyordum, yoksa benim yaşadığım yerde Faiz Bey mi başbakan değildi diye bir an düşündüm.

45 günde 84 görevden alma ve atama gerçekleştiren bir  Sucuoğlu hükümeti var karşımızda. Bunun dışında ülkede her alanda yaşanan bir kaos var.  Sanırım Ankara’da Faiz Bey’in 45 günde çok ilerlemeler kaydettik dediği budur, zira o ilerleme diye bahsedilen her neyse ki ben bunu göremedim, Sucuoğlu hükümetinden nemalananların dışında birinin de gördüğünü sanmıyorum..

Kaldı ki bu kaydedilen ilerleme her neyse halkı daha da fakirleştirmiş, alım gücünün yok olmasını sağlamış, yaşam kalitesini düşürmüştür. Yani ortada aslında olumlu bir ilerleme göremiyorum ben kendi adıma. Bilakis geriye giden bir yaşam standardı söz konusudur.

Peki altına imza atılan ve fakat Kuzey Kıbrıs halkından sır gibi saklanan bu protokolün içeriğinde neler vardır?

Sanırım esas mesele şimdi budur.

Zira Kuzey Kıbrıs’ta muhalefeti geçtim iktidar milletvekillerinin dahi içeriğini bilmediği bir protokol imzalandı Ankara’da.

Temennim o ki bu protokol yaralara merhem olan, halkın yararını amaçlayan, toplumsal varlığımızı perçinleyen ve  insanı odak noktası olarak gören  bir kalkınma planı olsun.