KıbrısManşetSiyasetToplum

Küstüm oynamam durumu uluslararası ilişkilerde kaale alınan bir yöntem değil

Kıbrıs'ta diplomasi yürütmeden halihazırda devam eden siyasi sorun da bir ilerleme kaydedilmesi mümkün değil

Kıbrıs’ta diplomasi yürütmeden halihazırda devam eden siyasi sorun da bir ilerleme kaydedilmesi mümkün değil. Küstüm oynamam durumu özellikle uluslararası ilişkilerde kaale alınan bir yöntem değil… Dolayısıyla diplomasi yürütmeden düşüncelerinizin kabul görmesini beklemek absürt bir yaklaşım olur. ABD’de bulunduğu sırada BM Genel Sekreteri’nin 3’lü görüşme istemini Cumhurbaşkanı Ersin Tatar reddetti. Belli ki bu yönde üst akıl diye konumlandırdığı otoritenin bilgisi ve hatta telkini ile böyle bir karar üretti.

Başında belirteyim bugün Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Türkiye destekli iki egemen devlet tezi üzerinden dillendirdiği  bu politika doğru bir politika olmamakla birlikte Kıbrıs Türk Halkını uluslararası toplumdan iyice uzaklaştırarak belli ve maksatlı bir güdüm içinde dönüp dolaşıp aynı yere çıkılan bir  labirente hapsetmek anlamına gelmektedir.

Nitekim ortaya atılan bu tezin bugüne kadar uluslararası toplum nezdinde bir karşılığı olmadı.. Hoş  ülkenin Cumhurbaşkanı da olsa Kıbrıs Türk Halkı Ersin Bey’e böyle bir yetki vermedi.. Dolayısıyla Ersin Bey de görevi süresi  içinde kendinde böyle bir hakkı görmemelidir. Çok çok önceleri, yani 40 yıl öncesi normal bir ülkede yaşadığımız yanılgısı vardı toplumun büyük bir kesiminde.. Bugün ise artık mevcut siyasi konjonktüre rağmen çoğumuz  böyle bir yanılgı içinde değiliz. Nitekim her gün, her dakika, her saniye yaşadıklarımızla bu topraklarda gerçeklerle yüzleşiyor, içinde bulunduğumuz siyasi, ekonomik, demografik, vs. her türlü durumu yaşayarak bire bir tecrübe ediyoruz.

Lakin hala  belli bir kesim var ki bu sanal alemden  nemalanarak kişisel menfaat elde etmek suretiyle iktidar oyunu oynamayı tercih ediyor. Kabine bozup kabine kuruyor, müdürler/müsteşarlar atıyor, kararlar alıp talimatlar veriyor. Zira işlerine gelen bu. Hakimiyetlerini bu şekilde kuruyorlar, koruyorlar veya sağlamlaştırıyorlar. Gücün esas kaynağı olmamaları da pek önemli değil. Hatta kötü de olsa bir taklit olmak, sorumluluktan kaçmaya da yardımcı oluyor. Yeter ki kendilerine konfor sağlayan statüko zemini altlarından kaymasın..

Diplomasi ve hukuk dışı bir siyaset izliyor olmaları halkın büyük çoğunluğunu umutsuzluğa sevk ettiği gerçeği bir yana, bu doğru olmayan politika Kıbrıs Türk Halkını iyice dış dünyadan soyutluyor. Bir fantezi uğruna olan hepimize oluyor, Kıbrıs Türk Halkı yalnızlaşıyor, kimliğini kaybetmekle karşı karşıya kalıyor,  ellerimizin arasından kayıp giden geçmişimiz, kültürümüz, toplumsal yapımız, gerektiği gibi  yaşayamadığımız bugünümüz ve kaybolan geleceğimize üzülmekten öte bizi biz yapan değerlerimize toplumsal dinamiklerimize hep birlikte  sahip çıkmazsak yarın çok geç olacak..

Diğer Haberler

Başa dön tuşu