KıbrısManşet

Lavantalarımı çaldılar!

‘Boğaz Kralı’ olarak anılan 4 kişiyle St. Hillarion’u Rumlara teslim etmeyen mücahit komutan Nevzat Yankın’ın kızı Merdiye Yankın: “Yıllarca emek verdiğim lavanta projem, Tarım Bakanı ve Orman Dairesi Müdürü tarafından çalındı”

“PİN PON TOPU MUYUM?”… “1963 yılında ‘Boğaz kralı’ olarak anılan 4 kişiyle St. Hillarion’u Rumlara teslim etmeyen mücahit komutan Nevzat Yankın’ın kızıyım… Şimdi o adamın kızının hem projesini hem bulduğu araziyi çaldılar hem de pinpon topu gibi oradan oraya gönderip dalga geçtiler. Projemi çalıp beni bir kenara ittiler. Geçitköy’de benim tespit ettiğim yere lavanta fidanları ekildi. Onu da beceremediler…”

“ONLARIN DA HAYALİYMİŞ”… “Bakan Oğuz’a Karpaz’da lavantanın yetişmesinin mümkün olmadığını ne kadar uğraşsam da anlatamadım. Büyük bir hata yaptım ve bana karşı bu tutuma rağmen ben talep ettiğim arazinin pafta numarasını verdim. Orman Dairesi Müdürü Cemil Karzaoğlu’yla da görüşerek 2 yıl önce yaptığım başvurunun akıbeti ne oldu diye sormak istedim. Aldığım yanıt ise ‘lavanta ormanı projesi benim en büyük hayalimdi’ oldu.”

“DALGA GEÇTİLER”… “Hiçbir bilgiyi saklamadan görüştüğüm yetkililere projemin tüm detaylarını anlattım çünkü fikrimin çalınabileceği hatta projemin yapılacağı yerin, devlet yetkilileri tarafından çalınabileceği aklımın ucundan dahi geçmedi. Başbakanlık tarafından benim derdimi anlatmam ve projemin çalınmasıyla ilgili yaşadıklarımı anlatmam için görevlendirilen Başbakanlık Başdanışmanı Ahmet Savaşan’da benimle adeta dalga geçti…”

KURSAĞINDA KALDI… Lavanta yağı sayesinde iyileşerek sağlığına kavuşan Yankın, ülkesine geri dönerek lavanta konusunda elde ettiği kapsamlı bilgilerden yararlanarak ürettiği projeyi hayata geçirmek için kolları sıvadı fakat hevesi kursağında kaldı.

DURSUN OĞUZ’A BİR SORU: Tüm bu iddialar doğru mu? Doğruysa neden yaptınız?

GIYNIK ÖZEL

Uzun yıllar boyunca Kanada’da yaşayan ve muhasebecilik yapan Kıbrıslı Türk Merdiye Yankın, yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle alternatif tıbba yönetildiğini ifade etti. Vücudunun neredeyse tamamının egzamayla kaplandığını, çalışamaz hatta sokağa çıkamaz hale geldiğini ifade eden Yankın, gördüğü tüm tıbbi tedavilerden sonuç alamadığını ve yaptığı araştırmalar neticesinde hastalığının çaresini lavantada bulduğunu dile getirdi. Lavanta yağı sayesinde iyileşerek sağlığına kavuşan Yankın, ülkesine geri dönerek lavanta konusunda elde ettiği kapsamlı bilgilerden yararlanarak ürettiği projeyi hayata geçirmek hem de ülkesine yatırım yapmak için kolları sıvadı fakat hevesi kursağında kaldı.

“LAVANTA YAĞININ FAYDASINI GÖRDÜM”

Lavanta yağının egzama hastalığının tedavisinde faydalı olduğunu öğrenmesi üzerine bu yağı kullanmaya başlayan Merdiye Yankın, “Lavanta yağı oldukça pahalı bir yağ ve sağlık sigortası bunu karşılamıyordu. Ben de, lavanta yağından sabun ve krem yapmayı öğrendim. Benimle birlikte tedavi gören kişiler halen daha ışın tedavisiyle çare bulmaya çalışırken, kullandığım ürünler sayesinde iyileştim. Bu süreçte lavanta haricinde cilt hastalıkların tedavisinde kullanılan tıbbi ve aromatik bitkilerle tanıştım” diyerek, hazırladığı ve yetkililere sunduğu projenin sadece lavanta değil farklı tıbbi ve aromatik bitkileri de kapsadığını ifade etti.

“6 YIL BOYUNCA UĞRAŞTIM”

6 yıl boyunca bu konu üzerinde yoğunlaştığını ve laboratuvar ortamında kendisi için birçok formül üretildiğini belirten Merdiye Yankın, projesinin 3 bacaklı ve bütünlüklü bir proje olduğunu vurguladı.
Ürettiği proje kapsamında lavanta tarlaları oluşturmak ve bu lavanta tarlalarının görselliğini turistik gezi amacıyla kullanmak olduğunu kaydeden Yankın, projenin esas amacının ise bu bitkilerden elde edilecek esansların tıbbi ve kozmetik alanlarda kullanılmak olduğunu dile getirdi. Projesini hayata geçirmesi halinde ülkemizde bu konuda bir endüstri oluşturmayı hedeflediğini kaydeden Yankın’ın hayalleri ve projesi ülkemiz yetkilileri tarafından çalındı.

“SADECE GÖRSEL GÜZELLİK DEĞİL, CİDDİ BİR YATIRIM AMAÇLIYORDUM”

“2017 yılından itibaren Vakıflar İdaresi’ne, Orman Dairesi’ne, Tarım Bakanlığı’na ve İçişleri Bakanlığı’na müracaat ettik. Biz bu lavantaları sadece güzellik olsun diye ekmek istemedik. Lavantaları ekecektik ve 5 yılın sonunda lavanta yağı elde edecektik. Güney Kıbrıs’ta da 2 farklı yerde lavanta ekiliyor fakat sadece turistik amaçlı bahçeler kurulmuş durumda. Benim ekonomik olarak sürdürülebilir bir sistem kurmam için 300 dönümlük bir alana ihtiyacım vardı. 1 dönümden elde edebileceğin lavanta yağı ortalama 3 kilodur” diyen Merdiye Yankın, lavantanın 300 farklı çeşidi olduğunu ve her tür lavantanın yağ elde etmede kullanılamayacağını ifade etti.

“YARDIMCI OLUR GİBİ DAVRANIP PROJEMİ ÇALDILAR”

Lavantanın her yerde yetişen bir bitki olmadığını kaydeden Yankın, “Lavanta yüksek rakımı seven, yamaç üzerine ve güneye bakan taşlık bir bölgeye ekilmesi gereken bir bitkidir. Yatırımcı olarak gelip yetkilere böyle bir projem var ve bu özelliklerde bir araziye ihtiyacım var diyorsunuz. Pinpon topu gibi sizinle oynayıp oradan oraya savuruyorlar. Bu ülkede ya yatırımcıyı istemiyoruz ya da gelen yatırımcıyı iyice sömürmeye çalışıyoruz” diyen Merdiye Yankın, gittiğim devlet dairelerinde görüştüğüm bürokratlara projenin detaylarından bahsettim. Şu anki Tarım ve Doğal Bakanlık Müdürü Mehmet Ercilasun’a projenin detaylarını anlattım ve Mehmet Bey ilk etapta bana yardımcı olmaya çalışırken, bir anda 180 derece dönüş yaparak beni engellemeye çalıştı” şeklinde konuştu.

“DAĞLARI, TEPELERİ KARIŞ KARIŞ DOLAŞTIM”

Ağırdağ ile Geçitköy arasında dağları, tepeleri karış karış yürüyerek dolaştığını ifade eden Yankın, 2017 yılında Geçitköy barajı yakınlarında tespit ettiği uygun bir arazi için Orman Dairesi’ne başvuruda bulunduğunu ve 2 yıl boyunca yetkililerin kendisini oyaladığını dile getirdi. Kendi projesini çalarak Lavanta ormanı projesini sahiplenen Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz ile Orman Dairesi Müdürü Cemil Karzaoğlu’nun söz konusu arazinin varlığından haberleri bile olmadığını öne süren Merdiye Yankın, “Projemi çaldıkları yetmezmiş gibi benim bulduğum ve kiralamak için başvurduğum araziyi de elimden aldılar” dedi.

“BENİM PROJEM ONLARIN EN BÜYÜK HAYALİ OLDU”

Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz’un göreve gelmesinin ardından kendisiyle görüşme talep ettiğini ve 2017 yılında kirala başvurusu yaptığı arazi için başvurusunu yinelemek istediğini kaydeden Merdiye Yankın, “Bana sadece 10 dakika zaman ayıran Bakan Oğuz’dan ‘Bir iş adamı Karpaz’da lavanta ormanı projesi yapmak istiyor’ yanıtını aldım. Karpaz’da lavantanın yetişmesinin mümkün olmadığını ne kadar uğraşsam da anlatamadım. Yani bana adeta ‘sen kimsin de lavanta yetiştireceksin’ demeye getirdiler. Ben büyük bir hata yaptım ve bana karşı bu tutuma rağmen ben talep ettiğim arazinin pafta numarasını verdim. Orman Dairesi Müdürü Cemil Karzaoğlu’yla da görüşerek 2 yıl önce yaptığım başvurunun akıbeti ne oldu diye sormak istedim. Aldığım yanıt ise ‘lavanta ormanı projesi benim en büyük hayalimdi’ oldu. Madem böyle bir hayali vardı niye benim bu projeyi kendilerine anlatmamı bekledi” dedi.

“PROJEMİ ÇALIP SAHİPLENDİLER”

“2019 yılı Aralık ayında bir anda Mevlevi köyünde lavanta tarlası projesi ortaya çıktı, ardından da Ocak ayında Tarım Bakanlığı ile Orman Dairesi tarafından Kurudere köyü ve Şubat ayında Geçitköy’de benim tespit ettiğim yere lavanta fidanları ekildi” diyen Yankın, “Bunları duyunca başımdan aşağı kaynar sular döküldü. Çalmadığım kapı kalmadı. Başbakan’a Başbakan Yardımcısı’na mektuplar yolladım. Projemi çalıp kendilerinin projesiymiş gibi lanse ettiler” şeklinde konuştu.

“EN DÜŞÜK KALİTE LAVANTA FİDANLARINI GETİRDİLER”

Isparta’dan apar topar getirilen 70 bin kök lavanta fidanın en düşük kalite türden olduğunu belirten Yankın, sadece projesinin, arazisinin ve hayallerinin çalınmadığını aynı zamanda tamamen bu ülkede lavanta yetiştirip lavanta yağı elde edebilme düşüncesinin ortadan kaldırıldığını vurguladı. Ülkeye getirilen lavantalardan oluşturabilecek tarlaların sadece turistik gezi amaçlı görselliğinden yararlanılabileceğini ifade eden Yankın, “Getirdikleri lavanta fidanlarını gelişi güzel dağıttılar. Lavanta yetiştirmeye uygun olmayan yerlere lavanta ektiler. En son artık uğraşmaktan vazgeçtim ve sırf zevkine lavanta ekip en azından güzelliğini seyretmek için Isparta’dan getirilen lavanta fidanlarından almak istedim. Bizzat Başbakanlık tarafından bana 5 bin kök lavanta fidanı verilmesi için Orman Dairesi’ne talimat verilmesine rağmen fidan kalmadı diyerek bana fidan verilmedi. Ben tanesi 3 dolardan satılan lavanta fidanını alıp buraya getirsem hiçbir anlamı olmaz çünkü lavanta projesini tamamen bitirdiler. Ben farklı bir tür eksem dahi arılar taşıdıkları polenlerle türleri değiştirirler” diyerek her şeyin çöpe gittiğini vurguladı.

“7 AYDA LAVANTA HASADI YAPARAK TARİHE GEÇTİLER”

“Mevlevi’de Aralık ayında ekilen lavantalardan 3 gün önce hasat yaptıklarına dair bir haber yayınlandı. Bu haberi görünce artık çileden çıktım. Zaten benim yeteri kadar psikolojimi bozdular ve beni hasta ettiler ama bu kadar da insanların aklıyla dalga geçilmesine müsaade etmem mümkün değildi bu nedenle suskunluğumu bozma kararı aldım. Bir lavantadan 5 yıldan önce hasat yapamazsınız. Zaten hasat yaptık diye gösterilen lavantaların boyu 7 yıllık fidanlara ait. 7-8 ayda fidanların böyle bir boya ulaşması mümkün değil. Kimi nasıl kandırdıklarını zannediyorlar” diyen Merdiye Yankın, adeta isyan etti.

“FİKRİMİN ÇALINABİLECEĞİ AKLIMIN UCUNDAN GEÇMEDİ”

“Ben hiçbir bilgiyi saklamadan görüştüğüm yetkililere projemin tüm detaylarını anlattım çünkü fikrimin çalınabileceği hatta projemin yapılacağı yerin dahi çalınabileceği hele de devlet yetkilileri tarafından çalınabileceği aklımın ucundan dahi geçmedi. Başbakanlık tarafından benim derdimi anlatmam ve projemin çalınmasıyla ilgili yaşadıklarımı anlatmam için görevlendirilen Başbakanlık Başdanışmanı Ahmet Savaşan’da benimle adeta dalga geçti” dedi.

“HER TÜRLÜ YASAL YOLA BAŞVURACAĞIM”

“Lavanta ormanı projesini hayata geçirecek bilgiye ve donanıma sahip benden başka birisi olmamasına rağmen neden engellendim. Neden projemi çalıp beni bir kenara ittiler. Bana neden birlikte çalışmayı teklif etmediler. Şimdi hiç olmadık yerlere, hiç olmayacak lavanta fidanları diktiler. Bu işin altından bir rant çıkacağına adım kadar eminim. Ben ülkem için bir şey yapmak istedim ama projemi çaldılar. Beni 6 yılımın içine ettiler. Benim 6 yılda harcadığım parayı ve zamanı ödeyemezler. Kendi memleketimde beni hasta ettiler” diyen Merdiye Yankın, hakkını aramak için yurt içi ve yurtdışında tüm yasal yollara başvuracağını vurguladı.

“BABAMIN HAKKINI DA HELAL ETMİYORUM”

“Ben, 1963 yılında ‘Boğaz kralı’ olarak anılan 4 kişiyle St. Hillarion’u Rumlara teslim etmeyen mücahit komutan Nevzat Yankın’ın kızıyım ve şimdi o adamın kızına Ağırdağ’dan Geçitköy’e kadar olan bölümde ot bitmemiş 300 dönüm kıraç araziyi çok gördüler. Ben babamın bu ülke için yaptıklarının hakkını helal etmiyorum. Benim babam Kıbrıslı Türk olmayı hep ayrıcalık saydı ama bugün evladına bunları yapsınlar diye canını ortaya koymadı. Babamın adına kitaplar yazıldı, BBC bile babamla gelip röportaj yaptı ama babamın adını sadece Türkiye’nin kayıtlarına geçirdiler. Kendi ülkesinde adını doğru düzgün anmadılar dahi. Şimdi de o adamın kızının hem projesini çalacaklar, hem bulduğu araziyi çalacaklar hem de pinpon topu gibi oradan oraya gönderip dalga geçecekler. 30 yıl boyunca Kanada’da yaşadım” diyen Yankın, ne babasının ne de kendisinin hakkını helal etmediğinin altını çizdi.

Diğer Haberler

Başa dön tuşu